152 syf.
·
Puan vermedi
Dikkat! Spoiler içerir. Yalnızlık nedir? Bunu düşüneduralım ben de sayfa 129 da geçen şu alıntıyı yazayım: "O hep yanımdadır. Kimseye görünmeden bana hep eşlik eder. Yanımdan hiç ayrılmaz. Yürürken yanımdadır, koşarken yanımdadır, ben durunca o da durur. Bir kötü özelliği var ne yazık ki, Gölgem konuşamıyor." Soruya gelirsek aklımıza
Tek Yalnız Ben Değilim
Tek Yalnız Ben DeğilimJean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20213,936 okunma
413 syf.
·
Puan vermedi
·
22 saatte okudu
Insan her şeyi anlatamaz.Zaten kelimeler de yetmez
Insan düşünmeden yapabilir mi? Sonsuz bir okyanustur düşüncelerimiz. Bizi alır götürür geçmişin kıyısına bırakır ve oradan seyrederiz, bazen de alır gider geleceğin kıyısına bırakır Hayaller okyanusunda yüzeriz. Insan geçmişini düşünürken çoğu zaman keşkeler, Ahlar çeker bir ömür bir asra bedel olur ağırlığı çöker yüreğine... kaybettiklerine yaşayamadıklarına Hasret kaldıklarına... Bitmez dilden düşen Ahlar Keşkeler..
Cengiz Aytmatov
Cengiz Aytmatov
Gün Olur Asra Bedel
Gün Olur Asra Bedel
kitabında; yedigey'in arkadaşını mezarına götürürken kendisinin, milletinin geçmişini acı tatlı düşündürücü yanları ile bir bir gözlerinin önünden geçirirken Biz okuyucularını adeta aynada kendimizde yüzleşmeye davet ediyor.
Cengiz Aytmatov
Cengiz Aytmatov
'un Bu kitabı yürek yakan, tüyler ürperden bir haykırış ama umutsuz değil. Bir milletin tutsaklığa, baskılara ve sürgünlere karşı umudunu diri tutan bir meydan okuyuşu. " Bir dal kırılmış ne çıkar yeter ki Çınar'ın gövdesi sağlam olsun!" Hayat size ne gösterirse göstersin siz bir çınar gibi güçlü olun kendinizi yılgınlığa, üzüntülere, kırılmalara teslim etmeden ölün ve küllerinizden yeniden dirilerek Bir Çınar gibi güçlü olurken keşkelerin, Ahların dilinizden dökülmesine izin vermeden yaşayın. Çünkü Yaşamak; Bir güneş gibi sıcak, bir yıldız gibi parlak ve bir gece gibi gizemlidir. Keyifli okumalar dilerim.
Gün Olur Asra Bedel
Gün Olur Asra BedelCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202172 okunma
Reklam
136 syf.
10/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Sessiz Haykırış
SESSİZ HAYKIRIŞ ONUR SOĞUM DESTEK YAYINLARI Merhabalar Sevgili Kitap Dostları Bugün sizlere Yazar Onur Soğum Bey'in   Kaleminden çıkıp @destekyayinlari tarafından yayınlanan #sessizhaykırış adlı kitap yorumuyla geldim. -Kitabımızın türü deneme olup, 43 içerik başlığı , 136 sayfadan oluşmaktadır. Yazım dili sade, açık ve oldukça
Sessiz Haykırış
Sessiz HaykırışOnur Soğum · Destek Yayınları · 20241 okunma
158 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
İngilizler tarafından kurulan Avusturalya'nın yerlileri olan Aborjinlerin uğradığı asimilasyon tüm dünyanın malumu. Dünyanın her yerinde emperyalistler bu şekilde asimilasyon politikası gütmekte ve de devam edecekler maalesef. Bu Amerikalıların Kızıl Derililere uyguladıkları asimilasyon politikası ile eşdeğer bir politika. Bu kitap da gerçek bir yaşam öyküsünden alınmakta. Asimilasyon politikasının yapıtaslarından olan toplama kampına benzer bir kampa götürülen melez 4 çocuğun, bu kamptan kaçıp tekrar yurtlarına dönüşünü anlatıyor kitap. Rekor seviyede bir yürüyüşü barındırıyor bu yolculuk. Kitapta Aborjinlerin ne olduğu, nasıl olduğu, nelere maruz kaldığı bence daha etraflıca anlatılabilirdi. Sanki olayin özünden uzaklaşıp yolculuğu bizlere aktarmış eser. Tabiki muazzam bir başarı, inancın eseri bu yolculuk ama asimile olan bu topluluğun menfaatlerine daha vurucu bir haykırış olabilirdi. Bu manda Bir Çift Yürek adlı eser aklıma geldi. Onun daha çok akılda kalıcı ve tanınır olması bundan mütevellit sanırım.
Çit
ÇitDoris Pilkington Garimara · Nokta Kitap · 2003565 okunma
112 syf.
7/10 puan verdi
Santiago Nasar ölüyor, bu inceleme spoiler içermez. Sorgulama/mülakat tekniği ile yazılmış bu kısa romanda sadece okuyucu değil, tüm kasaba ahalisi de kimin ne zaman öldürüleceğini önceden bilmektedir. Gerçek bir hikaye olduğu için
Gabriel Garcia Marquez
Gabriel Garcia Marquez
bunu çok güzel bir metafor olarak kullanmış ve okuyucuda kasaba halkı gibi önceden biliyor.
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 2021113 okunma
·
Puan vermedi
Spoiler İçerir!
aslında şu an
Kızıl Ölümün Maskesi
Kızıl Ölümün Maskesi
kitabını okuyorum, içindeki hikayelerden birisi de Usher Evinin Çöküşü. Yaptığım bi’ alıntıdan yola çıkarak edebiyat atölyesindeki arkadaşımla hikayeyi tartışırken inanılmaz bir şey bulduk ve bunu, inceleme yazarak anlatmak istedim. Poe’nin bütün hikayelerinde zaten kendine has bir akışı ve uyumu oluyor. ama hikayenin ortasında ‘perili saray’ adında bir şiir giriyor hikayeye ve aslında son kıtası bütün hikayeyi özetliyor. şimdilerde o vadiden geçenler pencerelerin kızarık ışığında, çırpınan dev karaltılar seçerler çatlak bir ezginin eşliğinde. bu arada baş döndürücü bir ırmak gibi hızı asla kesilmeden solgun kapıdan taşar uğursuz bir kalabalık kahkahalarla -bir daha asla gülümsemeden. ve kitabın sonu da şöyle bitiyor; ışık, daha önce de sözünü ettiğim, yapının çatısından temeline kadar zikzaklar çizerek inen o belli belirsiz çatlaktan sızan, batmak üzere olan kankırmızı dolunayın apaydın ışığıydı… binlerce sel suyunun sesini andıran, iç içe geçmiş bir sürü haykırış duydum- ve ayaklarımın dibindeki derin, karanlık dağ gölü, Usher’ların kalıntılarının üstüne büyük bir ciddilik ve suskunlukla kapandı. son iki kıtayı da kız kardeşinin, ikizinin üstüne kapaklanarak artık o anda tamamen ölmesiyle bağdaştırmıştım. geri kalanını arkadaşımla ortak tartışma sıradında bulduk. severek okuduğum bir hikayeydi. edebiyat atölyesi iyi ki var :)
Usher Evinin Çöküşü
Usher Evinin ÇöküşüEdgar Allan Poe · Maviçatı Yayınları · 0452 okunma
Reklam
354 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.