Osmanlı’dan Tayyip’e Bilim Düşmanlığı
Hikmet Kıvılcımlı, “Osmanlı Tarihinin Maddesi” eserinin Üçüncü Cildinde Osmanlı’da bilimin ne hallere düştüğünü ve buna bağlı olarak Osmanlı Devleti’nin yıkıma nasıl dörtnala gittiğini veciz bir biçimde gözler önüne serer. Biz bu yazıda önce Usta’nın Osmanlı’daki yozlaşmayı somut olarak gösterdiği pasajı, Osmanlıca kısımlarından arındırarak,
'Ellerinize ve Yalana Dair' Bütün taşlar gibi vekarlı, hapiste söylenen bütün türküler gibi kederli, bütün yük hayvanları gibi battal, ağır ve aç çocukların dargın yüzlerine benziyen elleriniz. Arılar gibi hünerli hafif, sütlü memeler gibi yüklü, tabiat gibi cesur ve dost yumuşaklıklarını haşin derilerinin altında gizliyen elleriniz.
Reklam
Peyami Safa
Servet-i Fünun dönemi şairlerinden İsmail Safa ile Server Bedia Hanım'ın çocuğu olarak 2 Nisan 1899'da dünyaya gelen usta yazarın ismini, Şair Tevfik Fikret koydu. Birçok kaynağa göre İstanbul Gedikpaşa'da doğan usta kalem, bazı kaynaklara göre ise Osmanlı bürokratı olarak Anadolu'da görev yapan babasının işi nedeniyle
GENÇLİĞİN ÜÇ ALINYAZISI!
Gençliğimiz neden çırpınıyor? “Sosyal-ekonomik” nedenmiş. O nedir? Gerçekleri gevelemeyelim. Hiç değilse Gençliğe bir insanca geçim sağlayan gelecek gösterilse? Batı Finans-Kapitali, aydın gençliğini sömürgelerine, geri ülkelere “Uzman” yahut değnekçi olarak sürerek besler. Bizim aydın gençlik için iki yol kalır: ya 30 yaşına dek okuduktan
Sana fevkalâde mühim bir fikir söyliyeyim: Yerine göre değişiyor insanın huyu. Ben burada dehşetli seviyorum Kapımın sürgüsünü açıp duvarlarımı yıkan uykuyu. Sanki bir dost elinin itişiyle -hani o beylik benzetişiyle- girer gibi rahat ılık bir suya bırakıyorum kendimi uykuya. Rüyalarım mükemmel: Hep dışardayım. Kâinat güneşli, kâinat güzel. Rüyalarımda daha bir kerre bile hapis olmadım, bir kerre bile dağdan yuvarlanmadım uçuruma. “Uyanışların korkunç oluyor ama” diyeceksin. Hayır, karıcığım, rüyanın payını rüyaya verecek kadar cesaretim var. Nazım Hikmet
Ellerinize ve Yalana Dair
Bütün taşlar gibi ve karlı, hapiste söylenen bütün türküler gibi kederli, bütün yük hayvanları gibi battal, ağır ve aç çocukların dargın yüzlerine benzeyen elleriniz. Arılar gibi hünerli, hafif, sütlü memeler gibi yüklü, tabiat gibi cesur ve dost yumuşaklıklarını haşin derilerinin altında gizleyen elleriniz. Bu dünya öküzün boynuzunda
Reklam
251 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.