Şairin, şiirin ardındaki giz (Doğan Hızlan)
Haluk Oral, gerçekten de ilgi çekici bir edebiyat arkeologu. Bizim okuyup da geçtiğimiz, sadece bir şiir, bir öykü olarak baktığımız metnin ardındaki gizler, yazılma nedenleri, esin kaynakları onun araştırma alanıdır. Hiç kuşkunuz olmasın ki, Oral'ın verdiği bilgilerden sonra, o şiire, zenginleşmiş, çeşitlenmiş bir açıdan bakarsınız. Ünlü
Bir insanla dost olduğunuzu ne zaman anlarsınız? Dünyanın en derin meselelerini de havadan sudan konuları konuşabiliyorsunuzdur. Katalan arkadaşımla bu frekansı yakalamıştık.
Reklam
Seninle beraber daha çok yerlere bakacağız nişanlım, yıldızlara, dost yüzlerine, Memedimizin gözlerine, güzel günlere, beraber yan yana bakacağız…Önümüzde dinç, kuvvetli, dolgun ve manalı bir hayat var daha. Gönlün kocalmasın nişanlım. Bak ben topal bacaklı, ihtiyar bir çınar ağacına benzeyen gövdemin içinde, her dem taze, her dem kuvvetli ve her dem senin ateşinle dolu, aşınmamış, pırıl pırıl bir yürek taşıyorum. Seni düşünürken ben gençleşiyorum. Bacağımın sızısı duruyor. Sen de beni düşünürken genç ol, kuvvetli ol! (5 Temmuz 1933)
Bir Hakikat Bahçesi'nin, kelâm renkli Gülü Fânî... Bir Müntehâ Goncası'nın, nağmezer Bülbülü Fânî... Hazînenin Defterdârı, Şah Fermânı'nın Ulağı, O'nun çil çil ikrâmını dağıtan Sağ Eli Fânî... Nûr Mehtâbın rahlesinde, sır okutan dervişâne, Ehl-i Hikmet meclisinde, Bir Müderris Deli Fânî ... Dost Şehri'nin toprağında, yaprağında katre şebnem, Harem'de Hurma Fidanı, Medîne'nin Yeli Fânî ... Kölelik Makâmı-Tahtı, Saray Eşiği'nde bir Taş, Fânî, O'nun kulu Fânî... Fânî, O'nun kulu Fânî...
Bir dost omuzu aradım en kötü zamanlarımda baktım ki kimsem yok . Benim gibi kimi kimsesi olmayan adam nereye yaslasın omzunu , kağıtları seçtik işte , yüreğimizdeki boşluğu dualarla doldurmaya gözlerimizde ki yaşları da kağıtlarla silmeye çalıştık
Hikmet Kıvılcımlı
Sanki miyopluğumu hissetmiyorum. Dört duvar arasında uzağı görecek ne var? Evet "4 duvar". Bu yol gönüllü hücremdeyim. Hiç sıkılmıyorum. Gün öylesine geçiyor ki. Alışmış kudurmuştan beter. Gece çıkmıyorum bir yere. Görülürüm korkusundan değil. Çabuk yoruluyorum. Yorgunluğumu duymaktansa, oturuyorum, yatıyorum yattığım yerde. Koruyucum delikanlı, giderken, bana verilmiş anahtarı alıp alamayacağını sordu. Daireyi kilitleyip gidecek. Üzülüyor. Güldüm: "Biz dervişiz, yavrum." dedim. "Merak etme. Ömrüm hücrede geçmiş. Şimdi kapalı kalmaktan mı sıkılacağım? Yok canım. Biz hücre kuşuyuz. Kafeste gereğiz. Çile doldurmak vız gelir bize. Sakın merak etme. Hadi güle güle." Güle güle gitti. Öyle ya, bu da gönüllü, güleç... "Gardiyan" demeye dilim varmıyor. Başımda geceli gündüzlü gardiyan dikilmesin diye, evimi, barkımı bırakıp, "yaban illerde Veysel Karâni" olmadık mı? Çocuk çok candan dost, arkadaş. Teşekkür ettim mi bir yaptığına, alınıyor. "Vazifem, görevimiz değil mi?" diyor.
Reklam
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.