"Türkiye, sosyolojik açıdan bir millet bütünlüğü gösterdiği için; Türk-Kürt veya Alevi-Sünni ekseni üzerinden bir iç çatışma çıkarma girişimleri başarısız olmuştur. Ancak stratejik göç mühendisliği ile Anadolu’ya aktarılan blok hâlindeki bir Arap nüfusu üzerinden ülkemizde bir düşük yoğunluklu çatışma, diğer bir ifade ile iç savaş sosyolojisi oluşturulmaktadır. Ülkemiz bir etnik cehenneme dönüştürülmek istenmektedir."
Sayfa 72 - PDF
120 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
KADININ TOPLUMDAKİ SAVAŞINA VE KAYBINA DAİR
Nevin. Kimi zaman İstanbul'un bir sahilinde balıkçılarla sohbet eden, kimi zaman Ankara'nın kasvet dolu sokaklarında gezinen bir kadın... Sait Faik güçlü bir kadın profili çizip etrafına da dedikodu yapan mahalle halkını, bir otobüs biletçisini, Nevin'in boşanma eşiğindeki kocasını koyuyor. "Mutluluk nerede aranır ve bu
Kayıp Aranıyor
Kayıp AranıyorSait Faik Abasıyanık · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20195,6bin okunma
Reklam
Hun ordusu, diğer bozkır orduları gibi yerleşik imparatorlukların ordularından farklı idi. Bu fark üç önemli konuda belirmektedir: 1) Hun ordusu ücretli değildi, 2) Hun orduları daimi idi, 3) Hun orduları temelde süvarilerden kurulu idi. Hun ordusu onlu teşkilat üzerine kurulmuştu. İlk defa hükümdar Mo-tu'nun devrinde kurulduğu anlaşılan onlu sistem daha sonra büyük bir imparatorluğun kuruluşuna katkı sağlamıştır. Ağır hareketsiz kütle muharebesi usulüne göre yetiştirilmiş ağır teçhizatlı orduların aksine hafif ve hareketli süvarilerden kurulu Hun-bozkır ordusu süratli, ani ve şaşırtıcı hücumlara dayanan dağınık savaş sisteminde birlikler arasındaki iş birliği ancak küçük birliklerin birbirleriyle olan iç bağlantıları ile sağlanıyordu onlu sistem diğer yandan ordunun kabilevi ayrılıkçı hareketlerden kurtulmasını sağlıyor ve bir devlet bütünü haline getiriyordu. Devletin bü­tün gücünü savaşta ve barışta ortak gayeler etrafında birleştiriyordu. Yani kabileden kurtarıp millet haline gelmeye katkı sağlıyordu. Ayrıca devlet mekanizmasının askeri disiplin içinde çalışmasını temin ediyordu. Hun ordularının asker sayısı hakkında yabancı kaynakların verdiği abartılı rakamlar olsa da yine de sayısının kalabalık olduğunu söylemek mümkündür.
"Efendiler, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin zor şartlar altında meydana getirmeyi başardığı ordusu; Viyana surlarına dayanan eski Osmanlı orduları değildir. Fakat, kendisinde var olan büyük amaç ve insani unsurlarla büsbütün başka önem ve özellikte sağlamlaşmış bir topluluktur. Türkiye Büyük Millet Meclisi ordusu, istilalar yapmak, saltanatlar devirmek veya saltanatlar kurmak için şunun bunun elinde birilerinin isteklerini yerine getirecek bir makam değildir. Bağımsız ve insanca yaşamaktan başka amacı olmayan milletin aynı amaç ile hislendiği ve yalnız onun emrine sadık öz evlatlarından oluşmuş, saygıdeğer ve güçlü bir heyettir. Arkadaşlar, yakından görüp incelememe dayanarak belirteyim ki, ordumuzun gücü, iç durumu, yüksek ahlak ve maneviyatı her türlü meseleyi soğukkanlılıkla düşünerek gerçek milli amaçlar çerçevesinde sonuçlandırmaya kefildir."
Sayfa 394 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
"Asıl olan iç cephedir. Bu cephe bütün memleketin, bütün milletin vücuda getirdiği cephedir. Görünürdeki cephe, doğrudan doğruya ordunun düşman karşısındaki silahlı cephesidir. Bu cephe sarsılabilir, değişebilir, mağlup olabilir. Fakat bu hal, hiçbir vakit bir memleketi, bir milleti mahvedemez. Mühim olan, memleketi temelinden yıkan, milleti esir ettiren iç cephenin düşmesidir. Bu gerçeği bizden çok bilen düşmanlar, bu cephemizi yıkmak için asırlarca çalışmışlardır, çalışmaktadırlar. Bugüne kadar başarılı da olmuşlardır. Bu maksatla şahıslarımıza kadar temasa gelebilen bozguncu mikropların, vasıtaların mevcudiyetini iddia etmek uygundur."
Sayfa 385 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Hiçbir Avrupa gazetesi, Ermenileri imha etmek isteyen aynı Jön Türklerin Yukarı Ermenistan’da yaşamakta olan Kürtleri evlerinden ve yurtlarından sürdüklerini haber yapmadı. Ermeniler gibi Kürtler de Rusların yanında saf tutacak güvenilmez unsurlar olmakla itham ediliyordu. Kürtlerin Çapakçur, Antep ve Muş bölgeleri ile Erzurum ve Bitlis
Reklam
Van Baerle gözünü gökyüzune doğrulttu ve iç çekti. Gözünü tekrar dürüst bir insanın ruhunu kolayca kirletebilecek bayraklar, borazanlar ve savaş ilanlarından çok daha önemli olduğunu düşündüğü lale soğanlarına çevirerek "Ne güzel tohumlar!" dedi.
Atatürk'ün her şeyden önce Türkiye'nin bağımsızlığını, özgürlüğünü yok etmek isteyen emperyalizme ve kapitalizme karşı açtığı savaş bu kez köy enstitüleriyle, bilgisizliğe, karanlığa ve iç sömürüye karşı açılmıştır. Bu savaşla köyler uyandırılacak ve bir baskı grubuna dönüşecektir. Yüzyıllardır horlanmış, ezilmiş ve savaşlara sürülmüş köylü artık eğitilecek ve ülkenin gerçek sahibi olduğunu anlayacaktır.
Sayfa 100 - Remzi KitabeviKitabı okuyor
Bu arada: Hamas Kuvayı Milliye değildir.
İç isyanların bastırılmasında Kuvayı Milliye çok önemli bir görevi yerine getirmiştir. Kuvayı Milliye bir halk hareketiydi.
Sayfa 299 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Kırkikindiler
Kızılay meydanında binlerce öğrenci üzerine panzer girmiş, alanın tam ortasında bombalar patlıyor, bir iç savaş üstlerine panzer gelen öğrenci kalabalığı kaleci gibi panzerin tam önünden sağa sola uçarak kurtulmaya çalışıyor.
Reklam
Mobbing Bank Diyor ki;
Savaşın kazananı yoktur. Savaşı, savaştıran kazanır. Savaş yurdun ve ulusun hayati tehlikesini önlemeye yönelik mecburiyet gerektirir ise kaçınılmaz olur. Aksi takdirde Türk ulusu Mustafa Kemal Atatürk'ün mucize iç ve dış siyaseti yurtta barış dünyada barış felsefesi gereği caydırıcı güç olmayı öncelikli tercih ederiz. Türk olmak caydırıcı olmaya fazlasıyla yeter. Bizim sorunumuz Türklüğünü kaybetmiş başka kimlikler ile kendini tanımlayan, ulus olmayı bilinçli reddeden dinci, ırkçı ve kinci kötü maksatlı birlik, beraberlik ve bütünlüğü bozmayı hedefleyen ideolojilere kendilerini kullananlara hizmet eden melezleşmiş insanlardır. Bunu tersine çevirmek devrim sonrası bir kaç kuşağı Cumhuriyet devriminin başlangıcında olduğu gibi insan yetiştirmeye başladığınızda aşabileceğiz. Önder Karaçay
Ebu Müslim'le başlayan isyanlar, Abbasi yönetimi boyunca Kürdistan'ı bir savaş alanına çevirmiştir. Bu süreçte ve ilerleyen yıllarda da sürekli bir direniş ve isyan hali, resmi yani devlet İslam'ına karşı geliştirilmiştir. Komünal değerlerin çok önde olduğu Babek İsyanı, buna en iyi örnektir. 815 yıllarından başlayarak 837 yıllarına
Sayfa 95 - Aram YayınlarıKitabı okuyor
“İç savaş dışarlardan gelen, bir yerlerden bulaşan bir virüs değil, içsel bir süreçtir. Her zaman bir azınlık tarafından başlatılır;her yü kişiden birinin onu istememesi, uygarca birlikte yaşamayı olanaksızlaştırmak için yeterli olabilir.”
10/10 puan verdi
·
Beğendi
''Yazdıkların şiir değilse kalsın” … “Aklınla yapayalnız baş başa Nice alevli geceler geçtin” … “Sen sevgileri göğüsle ve ne olur anla” Cahit Zarifoğlu Şair Cahit Zarifoğlu ile yaşamları boyunca yolları uzun kesişenlerin kendilerini bahtlı saymaları için çok esaslı nedenler var. Eğer bu kişiler, şiirin bir Müslüman için yirminci
Şiirler
ŞiirlerCahit Zarifoğlu · Beyan Yayınları · 20213,965 okunma
- Savaş zorunlu ve yaşamsal olmalıdır. Gerçek inancım şudur: Milleti savaşa götürünce vicdanımda acı duymamalıyım. Millet yaşamı tehlikeye uğramadıkça savaş cinayettir. (1923) - Milletimizin güçlü, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesi için, devletin tamamen milli bir siyaset izlemesi ve bu siyasetin iç kuruluşlarımıza tamamen uygun ve dayalı olması gerekir. (1920) - Dış siyaset, bir toplumun iç kuruluşu ile sıkı şekilde ilgilidir. Çünkü iç kuruluşa dayanmayan dış siyasetler daima kötü duruma sürüklenirler. Bir toplumun iç kuruluşu ne kadar kuvvetli, sağlam olursa, dış siyaseti de o oranda güçlü olur. Dış siyaset iç kuruluş ve iç siyasete dayandırılmak zorunluluğundadır. Yani iç kuruluşun kaldıramayacağı genişlikte olmamalıdır. Yoksa, hayali dış siyasetler peşinde dolaşanlar, dayanak noktalarını kendiliğinden kaybederler. (1923) - En iyi siyasetin, her türlü anlamıyla en çok kuvvetli olmakta bulunduğunu kabul ederim. Bu sözden amacım yalnız silah kuvveti olduğunu sanmayınız. Tam tersine, asker olmama rağmen bu, bence kuvvet toplamanın oluşturduğu etkenlerin sonuncusudur. Benim dilediğim, manevi yönden, bilimsel yönden, teknik yönünden ve ahlak bakımından kuvvetli olmaktır. (1930) Mustafa Kemal Paşa'nın bu önemli tespitleri, bugün de önemini ve yol göstericiliğini aynı şekilde korumaktadır: Millet yaşamı tehlikeye uğramadıkça, savaş cinayettir!
Sayfa 139 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.