En başından berini kim tarafından işleceği bilinen bir cinayeti okuyoruz bu kitapta. Santioga Nassar’ı ölüme götüren olayları adım adım takip ediyoruz. Ana hikayeyi ve sonunu inanılmaz beğendim. Çok etkileyeci ve güzel bir hikaye. Beğenmediğim tek şey hikaye çok hızlı akıyor. Çok fazla isim de kullanıldığı için odaklanmakta bazen zorlandım. Daha yavaş akmasını ve olaylara ve kişilere daha fazla hakim olmayı isterdim.
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202178.1k okunma
En derin noktasında okyanusun yüzüne bırakılan inci tanesinin dibe inmesi için geçmesi gereken zaman kadar hızlı, bir o kadar da sakin oldu onu sevişim.
O kadar güzeldi ki, kalbime oturan yumrunun bir süre geçeceğini sanmıyorum.
Göz göre göre işlenmiş bir cinayet, herkesin haberdar olduğunu sandığı fakat hiçbir şeyden haberi olmayan bir adam, genç bir kız, aşıklar ve tüm kasaba tarafından durdurulmak istenen sırf toplumsal gururlarını yok sayamadıkları için katil olan ikiz kardeşler. Bilmiyorum, çok etkilendim.
Gabriel Garcia Marquez beni yine inanılmaz etkiledi, bir an önce diğer kitaplarını da okumak istiyorum, kesinlikle okunması gereken müthiş bir eser.<3
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202178.1k okunma
Kendimi hep eksikliklerimden yakaladım. Kaç balık kayıp düştü elimden. Bir dalganın çarpışıyla dağıldı fikirlerim. Bazen inci buldum, bazen bulduğumu sandım. Benim yönümde hep ufkun uzaklığı vardı. Güneşi görme meraklıyla her gecemi sabahladım. Yine de uyanamadım..
Harun Küsmüş
Salınan yosunlar seslendiler, el ettiler ona. Yüzeyindeki şıklar yeşil ve güzeldi. Dipteki kumlara, eğreltimsi otlar arasına çöktü inci. Yukarıda, suyun yüzeyi yeşil bir aynaydı.
Suyun kenarına geldiklerinde durup Körfez'e baktılar uzun uzun. Sonra Kino tüfeğini yere bıraktı, giysilerini yoklayıp dev inciyi çıkardı, avucunda tuttu, incinin yüzeyi boz renkteydi, irinliydi. O yüzeyden, kötü yüzler bakıyordu, yangın ışıkları görünüyordu. Kino incinin yüzeyinde, o küçük mağarada başı uçurularak ölen Coyotito'yu gördü. Çirkindi inci; boz renkteydi, uğursuz bir şiş gibiydi. Kino, incinin çarpık, çılgın ezgisini duydu. Eli titredi azıcık, usulca Juana'ya dönüp inciyi ona uzattı. Juana yanında duruyordu, küçük, cansız yük, hâlâ omzundaydı.
Bir an, kocasının avucundaki inciye baktı, sonra Kino'nun gözlerine ve dedi ki usulca: "Hayır, sen!"