Merhaba,
Havanın oldukça soğuk olduğu günler geçiriyoruz malum. Bu havalarda sıcak evlerinde oturan ve kitaplarıyla gayet mutlu, sorunsuz bir hayat geçiren iki insan olarak yeni yıla kendi lüksümüzü doyurarak değil, bu soğuklar içerisinde eğitim hayatlarına devam etmeye çalışan ihtiyaç sahibi köy okullarına ulaşarak girmek istiyoruz.
"Beni yüzüstü gömün, çünkü yeterince gördüm!" (Hakan Günday)
Böyle bir cevheri yeni yeni tanıyan benden, yeni yeni tanıyacaklara özel olsun bu inceleme;
Şule Gürbüz, Dolmabahçe sarayında antika saatleri tamir eden bir yazarımızmış. Çok boyutlu ve çok katmanlı metinler yazmasının yanı sıra, karakter ya da kurguya değil daha çok
İnsan bir kitaba dokunmayı özler mi?
Özlemişim işte, elime alırken nasıl duygulandım anlatamam. Kitabımı başkası götürdü getirmedi. Bugün yenisini alıp hediye ettim. İnanın hiç abartmıyorum çok özlemişim kitabı :)
İnsan, yaradılışı gereği, musibetler karşısında zayıf ve âcizdir. Basit bir kederle bile baş dönmesi yaşar. Küçük bir gam karşısında sersemleşir. Bir mikroba mağlup olan bedeni gibi ruhu da basit bir mesele karşısında sarsıntılar geçirir. Yaşam gidişatındaki ufak bir aksaklıktan ümitsizliğe düşer. Gerçekleşme işareti taşımayan zayıf olasılıklardan telaşa kapıldığı dahi olur. Önemsiz bir mevzuda hayal kırıklığına uğradığında hayat ona tümden acı görünür. Dünya sık sık ona dar gelir, pek çok defa zindan gibi olur.
İnsan, hissiyatını kontrol edebilme konusunda zayıftır. Nefsinin arzularını gemlemede âcizdir. Kalp dinginliğini sağlamada çoğu zaman yetersizdir. Kendi düşüncelerine karşı bile mağluptur. Aklının bir mutluluğa onlarca acı karıştırmasından yakasını bir türlü kurtaramaz. Yaşamın en kırılgan varlığı olan insanın hâletiruhiyesinin hangi hikmetler için böyle mukavemetsiz yaratıldığı, üzerinde tefekkür etmeye değer bir konudur.
İnsanın zayıflığı ve yaşamındaki acılar konusunda en ilginç tahliller çoğunlukla sûfilerin dünyasından gelmiştir. Birçok insan için yıkım sebebi olan hadiselerin sûfiler tarafından gülüp geçilecek nitelikte algılanması, çocuğun dünyasında büyük bir sorun hâlinde yaşanan bir oyuncak kaybının, bir yetişkinin pek de önemsemeyeceği bir durum olmasına benzetilmiştir.
Doğu’nun ve Batı’nın kadim tesellilerini aktarmaya devam eden Dervişin Teselli Koleksiyonu, üçüncü kitapta Sufilerin Mutluluk Sanatını merkeze alıyor.
Bir kitabı okurken geçen iki saatin, ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım.
Jane Austen " bazen duygularımı kendime saklıyorum, çünkü onları tarif edecek bir dil bulamıyorum " ve " seni daha az sevseydim ,bunun hakkında daha çok konuşabilirdim " demişti.
Suskunluğunuzu anlayan insanları sevin, bir bakışınızda sizi anlayan, bir bakışıyla size anlatabilen insanları. Bunu asla unutmayın. İçinizdekileri kelimeye döktüğünüzde değil dökemediğinizde sizi hissedip, sizi anlayan insan, size aittir.
Oğuzhan Özpolat