Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ne günler, ne aylar geçirdim Ama nasıl; boşuboşuna, Neyse..., o bir şey değil de Baharda çiçekleri seyretmeye Öyle az vakit ayırdım ki sorma...
Denizde bir bulutun öldürdüğü Japon balıkçısı genç bir adamdı. Dostlarından dinledim bu türküyü Pasifik'te sapsarı bir akşamdı. Balık tuttuk yiyen ölür. Elimize değen ölür. Bu gemi bir kara tabut, lumbarından
Sayfa 371Kitabı okudu
Reklam
Kalemimi Satın Aldın Prenses
Kalemimi satın aldın prenses. Seni gördükten sonra yazabilir miyim ben Japonya’nın ‘gizli’ sorunlarını. İleri geri konuşabilir miyim, atıp tutabilir miyim Tanısınlar diye gerçek Japonya’yı. Evsizleri yazabilir miyim, çirkin kentlerinizi, Hepsi birbirine benzeyen gri kentlerinizi. Hepsi ayrı zevksizlik örneği tren istasyonlarını, Trenlerin önüne
Japon ve Çin şiiri bir karalama değil,aslında hiç karalama değil.Sade ve kısa planda dökülmüş duygu ve düşünce üstünlüğüdür.Ayrıca bu şiirler eğer kısa ve görünüşte sadeyse onları meydana getiren çevre ve millet ruhunun özellikleri sebebiyledir.Siz bu zerafeti,kısalığı ve hulasayı onların bütün hayatında,hatta el hareketlerinde ve dillerindeki akıcılıkta görürsünüz.Ayrıca bu şiirler kısa ve zarif 'şekil'deler,böyle bir 'anlam'da değiller.
Sayfa 183 - Telos YayıneviKitabı okudu
Hint Mitleri
Hint mitlerinin iskeletini büyük oranda, MÖ 1900 civarında Hindistan alt kıtasında gelişmiş olan Hindu inancı oluşturmuştur. İlk başta, tanrıların hayatlarını anlatan, Hindistan'ın en büyük iki epik şiiri Ramayana ve Mahabharata dahil, bu mitler sözlü olarak aktarılmaktadır. Ne var ki, Hindistan ve Asya çapında mitolojiyi etkileyen inanç yalnızca Hinduizm değildir. Siddhartha Gautama, MÖ 6. yüzyıl civarında günümüz Nepal'inde doğmuştur. Sonradan Buda olan bu tanrı birçok takipçi kazanmış ve öğretileri Hindistan' dan bütün kıtaya yayılarak Japon, Çin ve Kore gibi ulusların mitlerini etkilemiştir. MÖ 1. yüzyıldan itibaren, Asya'nın bu bölgelerinde mitlerin giderek yazıya dökülmesi genel bir uygulama halini almıştır. Mitler, Hinduizm, Budizm ve bu bölgede doğmuş diğer inançların başlıca yazı diliyle, yani Sanskritçe olarak kaleme alınmıştır.
İKİNCİ BASIMA ÖNSÖZ Türk Ülküsü'nün bu ikinci basımı, birincisine göre oldukça değisiktir. İlk basımdaki tarihe ve kalem mücadelesine ait yazılar bırakılmış, doğrudan doğruya ülkünün türlü konularını ilgilendiren yazılar alınmış ve bunlara yine ülkü ile ilgili yeni yazılar eklenmiştir. İlk basımda bulunup da ikinci basımda
Reklam
Çayhaneye gelenler gönülerini ve vücutlarını çok temiz bulundurmak zorundadırlar. Herkes basit fakat fevkalâde temiz, beyaz bir elbise giymiştir. En iyi yapı malzemesinden çok basit bir düzenle inşa edilen çayhanenin içinde temizliğe aykırı hiçbir şeyin bırakılmaması çayhane sahibinin şeref meselesidir.
Japon’ların yerli dini Shintoizm’dir. "Tanrılar Yolu” anlamına gelen "Shinto”,' VI. yüzyılda, Buddhistlerin “Buddha’nın Yolu” anlamındaki "Butsudo” terimine simetrik olarak kullanılmaya başlandı. Shintoizm, tabiatta insan ruhuna az-çok benzer ruhların bulunduğuna inanan bir animatizm veya basit bir tabiatperestliktir. Buna göre çağlayanlar, büyük ağaçlar .geyikler, maymunlar, güvercinler, kaplumbağalar, kargalar ve daha birçok varlıkta kutsal yönler bulunmaktadır. Shinto, varlıklar arasında tam bir demokrasiye titizlik gösterir ve her varlığı kendi karakteri içinde görür. Ruh ölmez, ölenlerin ruhları tanrıla­şarak yaşamalarına devam ederler,
Beyaz krizantemler Üstlerinde en ufacık Bir toz lekesi bile yok.
Neye benzetsem şu hayatı Bir kayık işte Demiralmış sabahleyin Ve gözden kaybolmuş Ardında iz bırakmadan.
229 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.