"Tüm mitolojik geleneklerde kadın oradadır. O, erkeğin ulaşmaya çalıştığı yerdir.
Bir kadın kendi karakterinin aslında ne kadar harika olduğunu anladığında sahte bir erkek karakter gibi davranmaya çalışmayı bırakıp kafa karışıklığından kurtulacaktır.."
“Çevrelerinde olup biteni kuşkulu, açıkgöz, sinsi bakışlarla, saldırmaya hazır gözlerle, bana tuhaf bir şekilde aşağılık gelen bir saldırganlıkla gözlediklerini görürdüm.”
""Günümüzde, dişil doğalarının onları terk edip Persephone¹ gibi cehenneme gittiğini düşünen kadınlar ve erkekler, içlerinde bir boşluk hissediyorlar. Nerede böyle bir boşluk, uçurum ya da yara mevcutsa o yaranın şifası kendi içindeki kanda aranmalıdır. Eski bir simyacı deyimi, 'Her çözüm kendi kanında bulunur' der. Yani dişil boşluk eril bağlantılarla doldurulamaz. O ancak içsel bir bağlantı ile, kendi parçalarının entegrasyonu ile ve anne-kız bedenini hatırlayıp tekrar birleştirerek doldurulabilir."
NOR HALL
"Aslında hepimiz kadın kahramanız.
Ve bir yönüyle, hepimizin hikâyeleri aslında kutsal -Maureen'in deyimiyle ilahi bir sıradanlığa sahip- benim hikâyem de, sizin hikâyeniz de.."
"Kadınlar güçlendikçe nefret de güçleniyor." Fakat, kadın futbol takımı örneği hepimiz adına umut vaat ediyor. Bu örnek eğer sesimize, onurumuza ve kimliğimize sahip çıkıp ortak bir hedef uğruna çalışırsak ve güçlü durabilirsek kadınların her şeyi başarabilmelerinin mümkün olduğunu gösteriyor. Minos'un Ana Tanrıçası gibi onurlu bir şekilde durup dişilin kutsallığını tanımalıyız.."
Ülkemi gerçekten seviyorsam, yurtseversem, hemen ona gitmem gerektiğini söyledi. Polise yurtseverlik hakkında hiçbir şey bilmediğimi, ülkemin bana hiçbir şey vermemekle kalmayıp, onurumla gururum dahil her şeyimi aldığını söyledim. Söylediklerimin polisin ahlaki gururunu derinden sarstığını şaşırarak fark ettim. Bir insan nasıl yurtsever olmazdı. Polisin savunduğu şeyin rezilliğine, içine düştüğü açmaza, çifte ahlaki yargılarına kahkahalarla gülmek geldi içimden. Sıradan bir pezevengin yapacağı gibi bir fahişeyi alıp bu önemli şahsın yatağına götürmek istiyor, gene de yurtseverlik ve ahlaki değerlerden gururlu bir edayla söz edebiliyordu.
Sayfa 93 - Acınası Mısır devleti. Şimdi de çok farklı olduğunu zannetmiyorum.Kitabı okudu
En çok nefret ettiğim erkekler bana öğüt vermeye kalkışanlar ya da beni yaşadığım hayattan kurtarmak istediğini söyleyenlerdi. Onlardan daha çok nefret etmem, benden daha iyi olduklarını ve yaşamımı değiştirmek için bana yardımcı olabileceklerini sanmalarındandı. Şövalye gibi görürlerdi kendilerini; başka koşullarda oynayamadıkları bir roldü bu. Benim düşük bir insan olduğumu anımsatarak, kendilerini soylu ve üstün hissetmek isterlerdi. Kendi kendilerine,
''Ne harika bir insanım ben. Şu sürtüğü çok geç olmadan bataktan çıkarmaya çalışıyorum,.'' derlerdi.
Onlara bu rolü oynama fırsatı vermezdim. Her Allah'ın günü beni döven bir adamla evliyken hiçbiri beni kurtarmaya yanaşmamıştı. Aşık olma aptallığım yüzünden kalbim kırıldığında da hiçbiri yardımıma koşmamıştı. Bir kadının hayatı, gerçekten acınacak bir hayattır. Oysa bir fahişe, biraz daha iyi durumdadır.
Doktorcuğum limon ağacı nasıldır bilir misin? Şahane bir ağaçtır. Ve limon çiçekleri muhteşemdir ama gel gör ki meyvesini dilin damağın kamaşmadan yiyemezsin. Aşk da öyledir çocuğum doktorcuğum.
Çoğu zaman, benzer mevzularda kadın ve erkek karşılaştırılabilirlermiş gibi, bir cinsin diğerine üstünlüğünden bahsedecek kadar aptalızdır. Buna gösterecek bir mazereti- miz de yoktur. Her cinsiyet diğerinde bulunmayan özelliğe sahip olup biri diğerini tamamlamaktadır. Benzer hiçbir nok- taları yoktur. İki tarafın mutluluğu ve kusursuzluğu, bir diğerinin ötekine vereceği şeyi birbirlerinden istemelerine ve ala- bilmelerine bağlıdır.
Umduğum şeye ulaşmaya çalışmıyordum. Çünkü ne kadar uğraşırsam uğraşayım, bir yola baş koymuş hayalperest gibi ne kadar özveride bulunursam bulunayım, zavallı önemsiz bir memur olarak kalacaktım. Bütün zavallıların erdemi gibi, benim de erdemim iyi bir nitelik ya da değer olarak görülmeyecek, bir tür aptallık ya da basitlik sanılarak aşağılanacak, yoksulluktan da fazla hor görülecektir. Son erdem kırıntısını da, kanımdaki son kutsallık damlasını da atma zamanı gelmişti. Artık gerçeğin farkındaydım. Ne istediğimi biliyordum. Yanılsamalara yer yoktu artık. Başarılı bir fahişe zavallı bir azizeden daha iyiydi.
"Dinci olmadan önce, Necip Fazıl Kısakürek'in çok iyi bir şair olduğunu söylüyordu. Onun eski şiirlerinden "Kadın Bacakları"nı ayrıca sevdiğini anlatıyor ve tam anlamıyla erotik olan bu şiiri, dinci bir kanalda ezbere söylemeye başlıyordu.