Maraş’ın Şekerli Camii civarında şiddetli bir sokak çatışması oluyordu. Bir aralık yanımda bir kadın belirdi. Bir eliyle bir gaz tenekesi taşıyor, öteki elinde birkaç altın tutuyordu.
Halinde büyük bir telaş ve heyecan vardı. Yalvarır bir sesle:
"Aman Paşam" diyordu, "evimin bitişiğindeki evde Fransız ve Ermeni kuvvetleri var. Oradan size ateş ediyorlar. İşte şu bir teneke gazı getirdim. Benim evimi yakın ki, onların barındığı ev de yansin! Bu paralar da yakan yiğide ödül olarak verin!"
Maraş’ın ünlü Aya Rabaş Kilisesi civarında bir sokağa yardıma kuvvet gönderilene kadar kendi kendilerine savunma yapan ve düşmanı kayıplara uğratanlar da sadece kadınlardı.
Bütün insanlar iyi değil; kimisi gaddar, diğerleri kıskanç, başka birileri asabi ya da kadın düşmanı; her şey bir yana, kurbanlar da her zaman en masum kuzular değil.
Rivayet ederler ki düşmanın askeri çok, bunlar ise sayıca azdı. Oğlanın askerlerinden bir kısmı kaçmak istedi.Oğlan bunların kaçmaya yeltendiğini görünce haykırarak dedi ki: "Ey savaş erleri! Kadın elbisesi giymek istemiyorsanız savaştan kaçmayın."* Oğlanın sözleriyle galeyana gelen atlılar bir uğurdan saldırdılar. Aynı gün düşmanı yendiklerini işittim.
*Eskiden savaştan kaçanlara savaş meydanında kadın elbisesi giydirilir, bunlar ibret olsun diye teşhir edilirlerdiKitabı okudu