ACI KAHVEMİZ VAR
Bir acı kahve içecek dostlarım var benim
Buyur gel dostum bir fincan da senin
Kırk yıl hatırı vardır gönülden pişen kahvenin
Değerlidir , gönlümde yeri var her kendini bilenin
KK
Bir öyle şaşılası
dünya ki burası,
bollukla ölüyor,
kıtlıkla yaşıyor.
Varoşlarda hasta, aç kurtlar gibi
insanlar dolaşıyor
ambarlar kilitli
ambarlar buğdayla dolu...
Tezgahlar
ipekli kumaşla dokuyabilir
topraktan güneşe kadar giden yolu.
İnsanlar yalınayak insanlar çıplak…
Bir öyle şaşılası
dünya ki burası,
balıklar kahve içerken
çocuklar süt bulamıyor
İnsanları sözle besliyorlar,
Domuzları patatesle…
Nazım Hikmet Ran
Bu sabah 11 gibi sahildeki kahve zincirlerinden birinin denize bakan bahçesinde yer işgal eden bir tek ben vardım..
Bi ara denizde bir şey gördüm gibi geldi, dikkat kesildim tekrar gördüm, inanamadım tekrar ve tekrar gördüm onları..
5-6 kişilik bir yunus çetesi toplu halde gösteri yapıyordu. Hep beraber suya dalıyorlar ve geri yukarı zıplıyorlardı..
Böyle heyecan verici şeyleri görürken heyecanını paylaşacak birisinin olmamasından dolayı içinde patlamasını yaşadım, bilmem bilir misin bu negatif duyguyu?
Ben gereğinden fazla aşinayım maalesef, geçtiğimiz aylarda da Ankara'nın merkezinde bir AVM'nin arkasındaki banklarda tek başıma otururken bir tilki çıkmıştı karşıma, oturup bana poz verdikten sonra tekrar gözden kaybolmuştu..
O anı da kimseyle paylaşamamıştım bu sabah ki olay gibi, ben de son çare olarak burada paylaşıyorum heyecanımı;
Sabah bir grup yunus gördüm ve kışın da hiç olmayacak yerde ve saatte bir tilki görmüştüm
Sen
kız kulesi gibisin ey yar, görünürsün ama sana ulaşılmaz.
sevgiliyle geçen her an bir başka değerdir anlatılamaz.
can canan ile olmak için ferhat misali dağlar deler ta derinden
ne güzeldir bir çay, bir kahve içmek dostun o güzel elinden
***
KK
Yazı diline ait bir hitap sesleniş bir iletişim vardı.
Tibet Türklerinin yaşadığı Himalaya Dağlarından akan bir nehrin taşıdığı bir mektuptu bu.
Raskoniv etrafına baktı, sonra kalkıp bir kahve yaptı kendine.
Eskiden pek kahve sevmezdi.Nastenka'dan ötürü oda sevmeye başlamıştı.
Kahvesini alıp oturdu masasına, bilgisayardan mailleri kontrol etti.Daldı gitti zihninin içinde ki göçebe düşlere...
bir kahve için.
iyi gelir.
İnsan düşük hayvanlardan kuduz, çiçek, şakağı, frengi, kolera, herpes vb hastalıklar kapmaya ve bu hastalıkları onlara bulaştırmaya yatkındır. Bu, onların dokularının ve kanlarının hem ince yapıları hem de içerikleri bakımından sergilediği yakın benzerliği, en iyi mikroskopların veya kimyasal analizlerin yardımıyla yapılan karşılaştırmalardan çok daha açık bir biçimde ortaya koymaktadır. Maymunlar bizimle hemen hemen aynı bulaşıcı olmayan hastalıklara yatkınlık gösterir; örneğin Cebus Azarae'yi doğal ortamında uzun süre dikkatle gözlemlemiş olan Rengger, onun alışıldık belirtilerle seyreden nezleye yatkın olduğunu ve sık sık nezleye yakalanmanın bu maymunda vereme yol açtığını keşfetmiştir. Bu maymunlarda apopleksi, bağırsak iltihabı ve gözde katarakt da görülmektedir. Yavrular süt dişlerine dökerken sık sık ateşlenerek ölmektedir. İlaçlar bizde nasıl etki gösteriyorsa onlarda da aynı etkiyi göstermektedir. Pek çok maymun çeşidi çay, kahve ve alkollü içeceklere düşkündür: ayrıca tütün içmekten de keyif aldıklarını bizzat gözlemledim.
İşte şu yağmurlar, işte şu balkon, işte ben
İşte şu begonya, işte yalnızlık
İşte su damlacıkları, alnımda, kollarımda
İşte yok oluşumdan doğan kent
Hiçbir yere taşınıyorum, kendime sızıyorum yalnız
Ben dediğim koskocaman bir oyuk
Koltuğun üstünde, aynadaki yansıda
Bir oyuk! sofada, mutfakta, yatağımda
Yaşamayı tersinden kolluyorum sanki
Yetişip
İYİMSER OLMAK ZORUNDAYIM …
😪… ÇÜNKÜ BU HAYATTA TUTUNACAK PEK DE FAZLA BİR ŞEYİM YOK ‼️” 
Büyük Umutlar 
bidünyakitapgrubu
🥹 Kendine haksızlık ettiğini fark ettiğin an toparlan ve kendine bir kahve ısmarla ☕️
⚠️Unutma kendinden umudu keserse yaşayamaz insan bu hayatta ‼️
🔅Herkese yeni ve güzel bir hafta olsun 1K ailesi🔆
Günün sonunda ister geçmişe dönmüş olun ister geleceğe gitmiş olun, şimdiki zaman değişmiyor. Bu da akıllara şu soruyu getiriyor:O hâlde o sandalyenin ne anlamı var?
..Eğer sandalye bir kişinin bile kalbini değiştirebiliyorsa o zaman anlamı vardı.
Şimdi bu ümmetin kadınlarını güzellik merkezlerinde ömür tüketen, hedefsiz bir hayatla zaman dolduran, lüks kafelerde içtiği çayı başkalarına göstermekle duygularını tatmin edebilen, emperyalizmin finansörü bir kahve markasında yudumladığı kahvesiyle entelektüel olduğunu sanan bir sığlığa mahkum ettiler. Ne hale getirdiler kızlarımızı, kadınlarımızı...
Sayfa 80Kitabı okuyor
Fransa’daki çoğu feminist, sol hareketlerde yaşadıkları ikiyüzlülüğün sonucu olarak 1968’den sonra feminizme geldi. Herkesin kadınlarla erkekler arasında gerçek bir eşitliğin, kardeşliğin olacağına ve çürümüş topluma karşı beraber mücadele edeceklerine inandığı bu hareketlerde bile, solcuların, militanların, onları ‘ait oldukları yerde’ tuttuklarını fark ettiler. Diğerleri konuşmalar yaparken kadınlar kahve yapıyorlardı, mektupları yazıyorlardı.
Sayfa 70 - Zeplin Kitap
