Tarih kendisinden dersler alınmazsa tekerrür eder.
Tarihimizde 27 Mayıs 1960 ihtilali öncesinde darbeye zemin hazırlamak için İstanbul ve Ankara'da üniversite gençliğinin kullanılmasına benzer şekilde, 29 Mayıs 1876 Darbesi'nde de medrese talebeleri kullanıldı. Talebeyi kışkırtıp miting yapmak için cunta üyesi veya onlarla ilişkilerde bulunan kişiler Fatih ve Beyazıt medreselerine sızmaya başlamışlardı. "Softa kıyafeti" (medrese öğrenci forması) giyerek öğrencilerin arasına sızanlardan Agah Efendi, İsmail Kemal, Hasan Fehmi, Köse Raif, Rıfat Bey, Ziya Bey (sonra paşa) gibi ünlüler dikkat çekicidir.
Televizyon/Medya
Bazı yeni çalışmalar, televizyonun “gerçek dünyayı” dra­ ma olarak sunmaktan fazlasını yaptığını iddia eder; onu bir dramaya dönüştürür, drama benzeri olayların imgesinde şe­ killendirir. “Gerçek dünya”, televizyonun etkisi altında ger­ çekten de bir sahne oyunu haline gelir. Pek çok “gerçek” olay, sırf “televizyonda gösterilebilirlik” potansiyellerinden dolayı gerçekleşir: halk figürlerinin, politikacıların ve benzer şekilde teröristlerin, televizyonun kişisel eylemlerini halka açık etkin­ liklere dönüştürmesi umuduyla ve bunun etkilerinde yarata­ cağı farkın bilincinde olarak “televizyona oynadığı” iyi bilinir. Ne var ki daha az anlaşılan, gitgide daha fazla olayın yalnızca televizyonda ya da televizyon aracılığıyla var olmasıdır. Ben- jamin Barbera göre, “Kennedy kuşağını, 60’lar, Watergate, VVbodstock kuşağını ya da hatta Ahlaklı Çoğunluk’u ulusal te­ levizyonun yokluğunda hayal etmek oldukça güçtür.”* Daniel Dayan ve Elihu Katz, televizyonun kendi olaylarının, safı “olay üretilmesinin” ya da her halükârda gerçekleşecek ama normal şartlarda seyircinin katılıyor olmayacağı olaylara erişim sun­ masının yavaşça gerçek hadisenin önüne geçtiğini belirtir. Bu tarz medya olayları, “vaziyeti betimleyici değil, bu vaziyetleri beraberinde getirmede sembolik olarak yardımcıdır.
Reklam
O 'ölüm ve aşka dair bir film'olarak tanımlıyor Sonbaharı, bütün alçakgönüllülüğüyle. Sonbahar hem Çehovyen bir drama hem doksanlı yılların kayıp kuşağına yakılan bir ağıt... Bir yandan dağları ve deniziyle çetin Karadeniz doğasının determinizmini, bir yandan kaybolmamak için direnen bir kültürü anlatıyor.
Sayfa 83 - Ve YayıneviKitabı okudu
Bize sorulduğu zaman antolojilere mal olmuş bu şairleri sayacak kadar değer bilir olduk her zaman. Oktaylar'ı, Orhan Veliler'i, Sabahattin Kudretler'i, Salâh Birseller'i şair olarak takır takır saydık. Ama onlar bizi şairden saydılar mı? Varsın saymasınlar. Gene de onlara şairdir diyoruz, ama nasıl şair? 40 kuşağı şairi mi? Çağının şairi mi? Çağının koşullarına ters düşen yapıtlarla garip bildirilerle nasıl çağının şairi olabilirler? 1940 kuşağının şairi olabilmek için önce o yıllarda sınırlarımızın dışında büyük bir savaşın bütün dramı ile sürüp gittiğinin farkında olabilmeleri, halkının, bu savaşın getirdiği yoksulluklarla ne denli ezildiğini sezebilmeleri, bu dramın serpintilerini olsun, sanat ürünlerine yansıtabilmek için çaba göstermeleri, bu çaba- dan doğacak sorumlulukları, çileleri göze alabilmeleri gerekmez miydi?
78 syf.
·
Not rated
·
Read in 12 days
İ.Ö 472 ile 458 yılları arasında yazıldığı ileri sürülen bu akıcı tragedya, tanrıları konu almasının yanında aslında Zincire Vurulmuş Prometheus, insan ve insana ait dramı yansıtıyor. Bu tragedyanın hikayesi de aşağıdaki olayla kök salıyor. Mitolojide ilk tanrı Khaos'tan Gaia (Toprak) ve Eros (Aşk) doğar. Gaia, yani Toprak Ana kendine eş olarak Uranos'u ortaya çıkarır ve ondan devler, azmanlar doğurur. Peyda olan üç cins yaratıklardan ürken ve tiksinen Uranos, her birini doğar doğmaz Toprak Ana'nın karnına geri gönderir. Şiştikçe şişen Toprak Ana sonu gelmeyen doğum sancılarından kurtulmak için plan yapar. Yaptığı plana sadece tek bir çocuğu yanaşır, bu son çocuğu Kronos'tur ve o planı uygular. Bu tanrılar arasındaki ilk devrimdir. İkinci devrim ise Kronos'a yapılır. Oğlu Zeus, babasının zulmüne karşı gelir. Kronos da tıpkı kendi babası gibi çocukları kendinden güçlü çıkacak diye ürker, tiksinir ve daha farklı bir yöntemle yok etmeye çalışır; doğar doğmaz onları yutar. Zeus, bu duruma karşı gelir. İkinci devrim de böyle olur... Devamı kitabın içeriğini doldurmuş diyebilirim. Üçüncü ve son bir devrim olur. Zeus'a karşı duran Prometheus, kahindir ve Zeus'un da bir gün tahtından düşeceğini görür fakat aralarında başlayan savaşı ne yazık ki Prometheus'un kuşağı kaybeder. Oysa Prometheus'un savaşı aslında tanrılar için değil 'insanlık' adınadır...
Zincire Vurulmuş Prometheus
Zincire Vurulmuş PrometheusAiskhylos · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20197.4k okunma
Alin taşçıyan
"Sonbahar hem çehovyen bir drama hem doksanlı yılların kayıp kuşağına yakılan bir ağıt..."
Geri16
67 öğeden 61 ile 67 arasındakiler gösteriliyor.