Sonsuz huzur dilerim, yaşayanlara hayatta, ölülere ölümlerinde. Ve çocukluğunu herkesten iyi hatırlayan kazanacaktır, kazanılacak olan neyse. 1924'te doğdum. Benim yaşımda bir keman olsaydım en iyilerden biri olmazdım. Şarap olsaydım ya birinci kalite ya sirke olurdum. Köpek olsaydım çoktan ölmüştüm. Kitap olsaydım şimdiye kadar ya çok pahalanmış ya da fırlatılıp atılmıştım. Orman olsaydım genç, makine olsaydım gülünç olurdum. Insan olarak ise, yorgunum, ölesiye. 1924'te doğdum. Insanları düşündüğümde, sadece benimle aynı yıl doğanları düşünüyorum. hastane ya da karanlık evlerde, her neredeyse artık. anaları benimkiyle beraber doğum sancısı çekenleri. Bugün, doğumgünümde, vakur bir dua okumak isterdim sizlere umutlar ve hayal kırıklıklarının yüküyle hayatları kararmış olanlara, hareketleri gitgide küçülen ve tanrıları katbekat büyüyenlere- umutlarımın kardeşlerisiniz hepiniz, kederimin yoldaşları
Z VİTAMİNİ Olay Örgüsü 1999 yılının son günüdür. Saat 19'da İsmet İnönü Bakanlar Kurulunu toplamıştır. Hasan Âli Yücel başbakan, Ahmet Emin Yalman Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı, Falih Rıfkı Atay Millî Eğitim Bakanıdır. İnönü'nün kardeşi Rıza ve oğlu Ömer de bakanlar arasındadır. Kabinede hayali isimler de vardır. İçişleri
Reklam
Atsız'ın Kalem Kavgaları ve Kalem Kavgalarında Atsız Üslubu 1930'lardaki kalem kavgaları: Atsız, kalem kavgalarıyla da tanınmış bir isimdir. Onun deyişiyle "mürekkepli kalem tartışmaları” ilk yazı hayatından vefatına kadar sürer. Bu tabiri Atsız, 1956 yılında Ocak gazetesinde yazdığı "Bir Felsefe Öğretmeninin Yanlışları"
İnsan olarak hayatta kalmamızın tek yolu bedenlerinizi bu teknolojilerle birleştirmek, kendimizi yeni bir süre -Kurzweil’in kendi ifadesiyle “insan sonrası varlıklar” ya da tinsel makinelere- dönüşmektedir.
720 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 13 days
Merhaba On Üç'ü Bağlamak kitabının yorumu ile geldim. Size ilk söylemek istediğim şey ikinci kitap çıkmadan seriye başlamamınız çünkü ben şu an kafayı yiyorum. Kitap öyle yerde bitti ki size anlatamam. Neyse şimdi incelememe geçiyorum ama incelemem spoi içerebilir. O yüzden spoi almak istemeyen dikkat etsin. İlk olarak Shannon var... Nehir
On Üç’ü Bağlamak
On Üç’ü BağlamakChloe Walsh · Martı Yayınları · 2024358 okunma
"Bir insanın suçunu tam olarak açıklamak, suçunu ortadan kaldırmaya ve kişiyi özgür ve sorumlu bir insan olarak değil, onarılması gereken bir makine olarak görmeye eşdeğer olacaktır."
Sayfa 160 - OkuyanUsKitabı okudu
Reklam
İşte size başka bir imge. Röntgenciyi çok yoğun bir ana caddedeki XXTV kamerası olarak da düşünebilirsiniz. Kamera olan biten her şeyi görür, ama olan bitene ne karışır ne de “Hey, büyük burunlu adam, o ceketin içinde çok komik duruyorsun,” diye bağırır. Sadece izler. Aslında, onun büyük burnunu ve ceketini izleyen bir insan yoktur. Kamera sadece izleyen ve lazım olur diye kaydeden aptal bir makine parçasıdır. Bu makine sadece izler, yargılamaz ya da eleştirmez. Bu küçük cansız makinenin insanlar üzerindeki etkisini biliyor musunuz? İnsanlar daha dikkatli hareket ederler. Akınızda ya da vücudunuzda olan da aşağı yukarı aynıdır. Ne kadar tarafsız izlersen ve gördüğün şeyi olduğu gibi kabul edersen, aklın ve vücudun o kadar çok dikkatli hareket eder. Tabii ki daha iyi hareket etmesi gerekmez, düşünce suçlarının görüntülerine bakacak bir MI5 yoktur. Fakat Röntgenci vasıtasıyla düşüncelerini ve duygularını olduğu gibi kabul ettiğin zaman, her şey yavaş yavaş durulmaya başlar. Deneyin ve kendiniz görün.
Weber’in deyimiyle insan “dünyayı anlamlı bir kozmos olarak kavrama ve ona karşı bir tavır ortaya koyma yönünde içsel bir dürtü” ile hareket eder.
Bir sonucu mantıksal olarak yetersiz bulmak onu sadece acımasız bulmakla aynı şey değil.
İçe bakış olarak deneyimlediğimiz her şey aslında bir yanılsama, düşünce süreçlerimize “ ayrıcalıklı erişim” hakkımız olduğunu sanmamıza sebep olan Uydurma bir hikayedir.
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.