Hapishanede Bir Sabah Türküsü
"Maltepe askeri cezaevinin avlusunda Sisler içindeki Büyükada'nın karşısında Oturmuş yazarım bu şiiri Eylül başlarında bir Cumartesi sabahı Lodos titretiyor ağaçları Yağmur geceden yıkamış çiçekleri
Maltepe Askeri Cezaevi - Eylül 1982Kitabı okuyacak
"Togliatti" bir Ahmed Arif şiiri midir?
Palmiro, Palmiro şanlı işçi Sıcak yaralarındaki barut kokusu kesik, anaların sütü Ve kaçmıştır bebelerin uykusu Koku katedrallerinde yarımadanın Gün görmüş meydanları Roma'nın Bizimledir Mavi mavi eser deniz meltemi Sicilya'nın güneşli kalçaları Bizimle kartpostal dalgınlığında Napoli bahçeleri Bizden yanadır hava Bizden yanadır su Bizden yanadır Sinyor de Gasperi'nin Ve bütün sinyorların korkusu Ürkmüştür manastır fareleri. Bazı kaynaklarda "Togliatti" gibi geçen, aslında şairin isim vermediği dizelerdir bunlar. Bir de şairin kendisinden dinleyelim: "Şimdi buna şiir denir mi, denmez mi? Olsa olsa bir dölüt, cenin.Bundan sonra da olamaz. Bu ancak, öyle sanıyorum, edebiyat tarihçilerini, araştırmacıları ilgilendiren bir konu ola bilir. Yoksa halkın huzuruna çıkacak bir şiir değil bence... Burada, yıllar sonra, hiçbir gurura, büyüklük duygusuna kapılmadan, önce İtalyan proletaryasından, sonra halkımdan özür diliyorum. Yapacak hiçbir şeyim yok. Bu şiiri ne savunabilirim, ne onun için ağıt yakabilirim. Baltalanmış, boğazlanmış şiirdir bu. Erken doğumda ölen oğullarım var, hüngür hüngür ağladım, onun gibi birşey işte... Eğer, bu anlattığım olaylar olmasaydı bu şiir gelişebilirdi. Nasıl olurdu? Bilemiyorum. Ama böyle de kalmazdı. Daha bir yüz akıyla halkın karşısına çıkardı".
Sayfa 162Kitabı okudu
Reklam
Ben Yapı Kredi Yayınlarından okumuştum.
— Bizim hanım öyle şeylerden hoşlanmaz, dedi; ona kaç kez biraz jimnastik yapması söylenildi ama odasına kapanıp kitap okumayı tercih ediyor. Leon: — Ben de öyleyimdir, dedi; akşam rüzgâr pencereye vurur, lamba yanarken ateşin başına oturup bir kitap açmaktan daha tatlı ne var ki? Emma, iri iri kara gözlerini ona dikerek: — Değil mi?, dedi.
Sayfa 85 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Armağan Hey! Verhoyan dağlarında geyik yayan ve alın terinden başka kazanç bilmeyen çekik gözlü, yağız yüzlü çobanlar ve buzullar arasından bir kardelen gibi fışkıran Saha Yurdu'nun masum çocukları; benim yiğit kardeşlerim!.. Bu şiiri sizlere armağan ediyorum. Bir büyük ozan ve ulu bir kamdı o. Buzullar içinde yanan bir odlu yürekti... En eski
Meraklı ve bir şiiri anlamak isteyen okuyucunun kendi gözlemleri ve çağrışımlarıyla beslenmedikçe şiir bize anlamsız görünür. Bir dağın yüksekliğini metre ile ölçmek başkadır, tırmanarak onu adım adım tanımak başkadır. Bütün ırmaklar haritalarda gördüğümüz mavi çizgilerden mi ibarettir? Başkasına bir şey söylemeyen Sakarya, bizim için bütün bir İstiklal Savaşı'nın zengin kahramanlık hatıralarıyla akar gelir. Bizim için o, coğrafyanın anlattığından bambaşkadır.
Sayfa 170Kitabı okudu
Sen sık sık gülen gülerken de Sevecen bir Akdeniz çizgisini Sol yanına ağzının İliştiren çocuk özenle Yabana mı atıyorum yani seni Yabana mı atıyorum saat altı buçukları Çocuk ve Allah'ın en eski baskısını Değil, değil bunların biri Gözlerimin gemileri kuş istiyor Açılıp kapandıkça sevdam Kapanıp açılıyor bir mavi Şahmaran süt istiyor
Reklam
51 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.