Ulukam;
Armağan olsun sana
Gecenin yıldızları
Armağan olsun yeni doğan gün
Mavi gökyüzü
Sıcak kumsallar
Yanar kavrulurum
Düş denizlerinde oysa
Bak bahar geldi artık
Elmalar çiçek açtı
Erikler, şeftaliler
Toprak ısındı
Yollara düşme vakti
O gözleri şehlayı
Yedi iklimlerde ararım
Rüzgârda kokusu var diye
Her iklim başka kokar
Her mevsim başka
Armağan olsun sana...
Bir yazının, resmin, fotoğrafın, şiirin velhasıl san'at eserinin mutlaka iç devinimi olmalı. Eseri ortaya koyan her kimse, önce bu iç devinimi yakalamalı, sonra bir yerlerinden kendini dâhil etmeli ortaya konulanla. Önce kendini ortaya koyup, sonra devinim arayanlar bir yere ulaşamaz, kendinde kalır. İç devinimde karşıtların birliği, bilenin bilmeyene iletisi, anlamı yaratanın anlamı ulaştırmak istediği kişiye şifresi vardır. Eğer bu şifreler olmazsa, o zaman sanat eseri olmaz. Bana dersin ki şimdi birkaç örnek ver, örnek o kadar çok ki. Yunusun şiirleri, Baki'nin Kanuni Sultan Süleyman Mersiyesi, Aragon'un Zaman Sensin şiiri, Emir Kusturica'nın Çingeneler Zamanı, Tarık Buğra'nın Yağmur Beklerken'i... Bunlarda hep vardır, karşıtların birliği...
İnsanların da bir iç devinimi vardır ve karşılıklı olarak sağlıklı bir iletişim kurulması için bu iç devinimin yakalanması gerekir. Bunun adına da sevgi diyelim, yaşanır sadece. Sevgi emek değildir, sevgi yaşama hâlidir...
Eyvallah...
Sayfa 72 - Matbuat Yayın, 2. Basım - Aralık 2016, BÖLÜM 1, Mektuplar