Seni seviyorsam bununla her yerin
Öyle iç çekişlerin gibi bir değil iki
Nasıl yaşamaya başlar daha çok
Buluşan iki mısra gibi.Bir şiirin
Kokusuz, tatsız çocuk adları gibi
Bir kuş da gözlerine uygulanmış sesiyle
Öter durur kıyısız boş saatleri
Ben niye titriyorum'la birlikte
Sonsuzluk alanıdır yüreğin.
Bir anlık gecesinde bir günlük mevsimlerin
Bildik mi yaşamayı ikimizce
Biz getirdik demektir anlamayı evrene
Sevişmek alanıdır yüreğin.
Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden
En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu kesmemeye
Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil
Aydınca düşünmeyi
Gençliğinde Paris'ten yeni döndüğü günlerde Yahya Kemal'in adı çabucak yayılır. Daha yayınlanmamış birkaç şiirinden dizeler dillerde dolaşmaktadır. Acele kazanılan bu ünden birçokları gibi Rıza Tevfik de rahatsız olur. Edebiyat Fakültesinde bir gün öğrencilerine,
— Evet, güzel yazıyor ama dört mısra ile insan şair olur mu, der.
Öğrencilerinden biri buna karşılık verir:
— Aman efendim, maksud eserse mısra-ı berceste kâfidir!
Rıza Tevfik diretir:
— Öyleyse desene ki öbür üçünü fazladan yazmış!