Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
TARİFA VE GEBEL-AL-TARİK
Musa, yarı şüpheyle, Tarif adında bir liderin komutasında yaklaşık beş yüz kişilik bir öncü kuvveti karşı kıyıya gönderdi ve Mağripliler, söz verildiği gibi, Endülüs'ün o dünyevi cennetinde kendi istekleri ve zevkleri doğrultusunda dolaşabileceklerini gördüler. Bu Müslüman liderin adı Tarif, Müslümanlığın ayaklarının ilk değdiği yere verildi ve Tarifa olarak adlandırıldı; Tarifa daha sonra gümrük vergilerinin toplandığı yer olduğu için, tarife kelimesi bu olayın ölümsüz bir anısıdır. Aynı şekilde Cebelitarık da daha sonra Musa tarafından daha büyük bir kuvvetle gönderilen ve bu adı taşıyan liderden sonra Gebel-al-Tarik (Tarık Dağı) olarak adlandırıldı; bu isim yavaş yavaş bugünkü şekli olan Cebelitarık olarak değiştirildi.
1930’lardan sonra tarım kesim inde yaşanan krizler ve toprak üzerindeki nüfus baskısı sonucu kentli nüfus büyük artış gösterdi. Kentlerde artan işsizlik, daha radikal siyasal eğilim lerin ortaya çıkm asına neden olm uştur. Siyasal libera­lizmin tem silcisi Vefd partisinin bu sorunları çözm ede gös­ terdiği başarısızlıklar Genç Mısır örgütü gibi faşist örgütlen­ m elerin önünü açmıştır. Aynı dönem de, aynı sanayi merkez­lerinde hem komünistlerin, hem de Müslüman Kardeşler örgütünün işçiler arasında örgütlendiği görülüyordu. Mısırlı aydınlar ve işçi sınıfı bozulan ekonomik koşullarının düzel­mesi, ulusal ve sosyal özgürlüklerin sağlanması gibi hedefler güderek Marksist düşüncelere yanaşm ıştır. Komünist hare­ketin 1930’larda yaşanan ikinci evresinde ülkede milliyetçi­lik yükselm iş, hareket içindeki Mısır kökenliler ile Mısırlı olmayanlar sorunu tartışma konusu olmuştur. Mısır toplumunun gelişim ini sosyal sınıfların varlığını reddeden ve sendi­ kal hareketi daha geniş milliyetçi hareketin bir parçası ola­rak algılayan görüşler değer kazanmıştır. Yabancı işgali­ nin yaşandığı ülkede M ısırlılara ait tüm işletmeler milli ku­ruluşlar olarak görülmekteydi.
Reklam
Müslüman Kardeşler
Onlar, güç konusunda önemli olan ilk şeyin, inanç ve iman gücü olduğunu, bunun ardından birlik ve beraberlik gücünün geldiğini, bilek ve silah gücünün ise bunlardan sonra geldiğini çok iyi bilmektedirler. Bu unsurları elde etmeden bir cemaatin güçlü diye tanımlanması mümkün değildir. Bir cemaat; Kendi fertleri arasında birlik ve beraberliği sağlamadan ve onları sağlam bir akideye eriştirmeden , ilk olarak bilek ve silah gücünü kullanırsa , yok olacağını bilmelidir.
I. Fernando. Kuzey krallıkları bir kez daha birleşmişti. Güneydeki parçalanma kuzeyin birleşmesini sağlamıştı: İspanya'nın Müslüman emirlikleri dağılırken, yarımadanın, İspanya'nın Hıristiyan krallıkları, tek bir kimlik edinmeye başlamıştı. Ama bu huzurlu bir kimlik değildi. Yirmi yıl süren aile içi savaş, Hıristiyan İspanya'nın güneyin çöküşünden tam olarak yararlanmasını engellemiş ve Fernando da kendi imparatorluğunu kanla inşa etmişti. Lekeyi adanmışlıkla yıkamaya gayret etmişti: 12. yüzyıldan kalma Historia Silense, "Kral Fernando zaferlerinde elde ettiği ganimetin önemli bir kısmının, ona zaferi bahşeden o en Ali Yaradan adına, kiliseler ve yoksullar arasında bölüştürülmesine her zaman hususi bir ihtimam gösterirdi."
Gandi hain miydi, kahraman mıydı?
Kimdi bu Gandi? Cidden Hintlileri, İngiliz'in elinden o mu kurtarmıştı? Gerçek adı Mohandas Karamçand olan Gandi, 1869'da İngiliz işgalindeki ve Müslümanların yüzde 60-65 gibi büyük çoğunluğunu oluşturduğu ve yaklaşık bin yıldır Müslüman Türklerin idaresindeki Hindistan'da doğar. 1888'de İngiltere'ye gider ve birlikte
Enver Paşa kim?
Enver Bey, tam bir Müslüman, cesur ve aşırı derecede korkusuz bir insandır. Asla vatan hâini değildir. Ancak alay komutanlığı bile yapmadan Yarbay sıfatıyla bedavadan tümgeneral yapılarak Harbiye Nâzırlığına getirilmiştir (Ocak 1914). Şehzade Süleyman Efendi'nin kızı Naciye Sultân ile evlenerek Dâmâd olmuştur. I. Cihan Harbi öncesi Harbiye Nâzırı olarak ordunun başıdır. II. Abdülhamid tarafından Avrupa'ya tahsil için gönderilmiş ve Alman İmparatoru II. Wilhelm'in iltifatlarına mazhar olunca aşırı derecede Alman hayranı oluvermiştir. Maalesef, Padişah'a, hükümete ve Meclis'e haber verme- den harbe girilmesinde bu hayranlığın büyük rolü vardır. Yapılan araştırmalar, Enver Bey'in mason olmadığı yolundadır.
Sayfa 293 - Osmanlı araştırma
Reklam
Melikşah'ın orduları Antiokheia'yı (Antalya) fethetti ve Byzantion denetiminden çıkardı, sonra da istikrarlı bir şekilde Küçük Asya içlerine doğru ilerlediler. Türkler Müslüman topraklarında yayıldıkça, zamanla İslamı da kabul ettiler; Türkleri Müslüman bir halk yapma yolundaki son adım olarak, hükümdarlığının son yıllarında Melikşah Şii inancını kabul etti. 1092'deki ölümü Türk tehdidini sona erdirmedi ama Türk ittifakını bir dizi bağımsız devlete dönüştürdü.
7.cilt
1690. Âişe radıyallâhu anhâ şöyle dedi:  Cebrâil aleyhisselâm, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem'e belli bir saatte geleceğini vadetmişti. Vakit gelmiş ama Cebrâil gelmemişti. Resûlullah elinde bulunan sopayı yere attı ve "Allah da Resûlleri de va'dinden caymaz!" dedi. Sonra etrafa bakınmaya başladı. Bir de ne görsün,
Bize Hamza B.Muhammed El-Ca'ferî haber verdi: Bize Abdulwahhâb B.El-Hasan Dimeşk'te tahdis etti: İbn Cevsâ bildirdi: Bize İbn Mehrud tahdis etti: Bize İbnu'l-Kasım, Mâlik'ten, o Ebû Ziyâd'dan, o El-A'rac'tan, o Ebû Hureyre (رضي الله عنه)'tan rivayet ettiğine göre, Rasûlullâh (صلى الله عليه وسلم) şöyle buyurdu: "Allah (سبحانه وتعالى), ikisinden birisi arkadaşını öldüren sonra her ikisi de cennete giren bu iki kişinin durumuna güler." Zuhrî ve Uyeyne bu hadisin manası hakkında şöyle dedi: "Müşrik bir Müslümanı öldürdü, daha sonra ise Müslümanı öldüren kişi müslüman oldu ve müslüman olarak öldü." (Bukhârî 2826; Muslîm İmara 128,129)
Sayfa 27 - UKAB Yayınları
Benim bir Müslüman olarak bütün endişem, bütün tedirginliğim inandığım doğrunun gerçeklerle uyuşmayışından kaynaklanıyor. Bir Müslüman olarak salih İslâmî faaliyetin merkezden muhite doğru yürümesinin doğruyu ifade ettiğini bilmeme rağmen, muhitin her müşahhas durumda merkezden daha baskın çıkışını müşahade edişim endişemi ve tedirginliğimi artırıyor. Ama ben bunun çaresini de biliyorum. Müslüman olarak doğruyu feda etmemenin değerinden haberdarım. Gerçeği dışta bırakmak pahasına doğruyu içimde korumak. Yapabileceğimin hepsi bu.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.