Zehra... Öğretmen olarak çalıştığı yerde babasının ölüm döşeğinde olduğu haberini almasıyla hiçbir şey hissetmemesi ve son isteğinin onu görmek olduğunu bildiği halde hala geçmişin hesabını yapıyor olması başta biz okuyucuları kızdırsa da, "Acaba haklı mı?" diye düşünüyor, aklımızdan binbir senaryo geçiriyoruz. "Babası ona ne yapmış olabilir ki bu kadar duygusuz ona karşı?" Ve yazar Zehra'nın babasının günlüğü aracılığıyla bir bir anlatıyor her şeyi. İşin sonunda baba bu dünyadan gitmesine rağmen kızının yıllar önce kaybettiği duygularını yeniden ortaya çıkarmış oluyor.
Hangi organınıza en çok inanırsınız? Çoğunlukla göz değil mi? İşte bazen göz de sizi öylesine yanıltır ki... Ben bu kitaptan ne olursa olsun işin aslını öğrenmeden kimseyi suçlamamak gerektiğini öğrendim. Bir hakime adayı olarak bu öğrendiğimin bana çok şey katacağına inanıyorum. Unutmayın her şey göründüğü gibi olmayabilir. En olası şeyler bile. Okumadıysanız başlayın derim. Siz aynı hatayı yapmayın. Ardından bir günlük bile bırakamayabilir herkes, bu dünyadayken dinlemesini bilin insanları.