Tarık Akan öldü diyorum film arasında çay içen makiniste
bize yeni replik uydurma Canım Kardeşim diyor
Aşık Veysel ona cennette bir karşılama çalar
sinema denen sihirle birlikte bizimle yaşar
*
Seyit Ali öldü diyorum Yılmaz Güney’e
bir çobanın kepeneğinin altına sığınmıştır o diyor
zemheriye kaval çalıyor, Zine’yi almış sırtına taşıyordur
Filmlerden fırlamış bir replik vardır hani, "Çayı sıcak, fazla uzaklaşmış olamaz!" hah tam da böyle değil mi, içim sıcak, düşüncem sıcak, gözyaşım sıcak, kendimden çok uzaklaşmış olabilir miyim hiç?
Sokrates, Platon'un en yakın arkadaşı, çocukluğundan beri en önemli hocası ve hayatındaki en değerli yol göstericisiydi. Platon ise bugünkü batı medeniyetinin tüm felsefi ve fikri yönünü belirleyen, insanlık tarihinin gördüğü en zeki 5-10 insandan birisidir. İşte bu yüzden Platon, Sokrates'in ölümünden sonra ne Atinalı sınıfını, ne de demokrasi
Bazı aksiyon filmlerinde, “Son duanı et!” diye bir replik vardır. Üzerime henüz bir silah doğrultulmadı ama içine bir kurt düştü; eğer ölüme çok yakınsak, sahi benim “son duam” neydi?
"Sorun yoktu, böyle hissediyordu Graham. Her şeyin yanlış görünmesi dışında, sorun yoktu. Ann'i seviyordu, buna kuşku yoktu ve arkasına dönmeyeceğıni umuyordu. Kafasını şaşırtıcı bir biçimde düşüncelerden arınmış buldu. Aslolan, dedi kendi kendine, bir film gibi gözükmemesiydi: Bu en kötü ironi olurdu ve burada hiç ironi yoktu. Perdenin inişinden önce hiçbir son replik, hiçbir melodram olmayacaktı. Jack'e doğru yürüdü ve bıçağı göğsünden koparır gibi çekti. Doğrulurken aklından ani bir düşünce geçti. "Bazen bir puro sadece bir purodur," diye mırıldandı kafasının içinde,"ama bazen de değildir." Doğrusu, insan gerçekte hiç seçmiyor, öyle değil mi, diye düşündü."