"...Bana bir çay pişir. Bırakalım her şey kendi kendine düzene girsin. Yavaş yavaş soyunalım. Bir şey kaybetmek korkusuyla yaşamayalım. Ne olacak endişesine kapılmayalım. Bırakalım zaman her şeyi halletsin. Bu söz bize korkunç gelmesin. Aynı ırmağa bir kere daha girelim. Acele etme, çay kendi kendine demlenir. Sen gideli neler oldu bak diyerek her şeyi bir çırpıda anlatmayalım: Bu sağlık bozucu davranıştan kaçınalım. Hemen birbirimizi eskitmeyelim. Dur, ıslanmışsın, sana kuru bir şeyler vereyim, deme. Hürriyetime düşkünüm biliyorsun."
Sayfa 398Kitabı okudu
kapanış konuşması İnsan en az üç kişidir. Kendisi, olmak istediği kişi ve aradaki farkta yaşayan üçüncü. En sahicisi de bu üçüncüdür. Olmak istediğin kişiden kendini çıkardığında, aradaki farkta yaşayan kişidir en çok sana benzeyen. Ne kendin kadar huzursuz ne de olmak istediğin kişi kadar hayalidir o. Yine bu yüzden iki insanın birbirine âşık
Reklam
Belki kazaları unutmak doğru ve hatta gereklidir. Savaşların da türümüzün teşne olduğu bir kaza çeşidi olduğu kesin. Eğer kazalarımızdan ders alabilseydik anıları canlı tutmak iyi bir fikir olabilirdi. Ama ders almıyoruz. Antik Yunan'da en azından yirmi yılda bir savaş olması, çünkü her neslin savaşın nasıl bir şey olduğunu bilmesi gerektiği söylenirdi. Bize gelince, bizler savaşı unutmak zorundayız, yoksa bu kanlı saçmalığa bir daha hiç bulaşamayız.
Sayfa 17 - sel yayınlarıKitabı okudu
"Romantizmin bütün kötülüğü, bize gerekli olan şey ile arzuladığımız şeyi birbirine karıştırmasıdır. Hepimiz hayatta, hayatın korunması ve sürdürülmesi için kaçınılmaz olan şeylere gerek duyarız; öte yandan hepimiz daha iyi bir hayat, eksiksiz mutluluk, hayallerimizin gerçekleşmesini vb. isteriz. İhtiyaç duyduğumuz şeyleri istememiz insanca bir davranıştır, yalnızca gerekli olanı değil, arzulanır bulduğumuz şeyleri istemek de insancadır. Hastalıklı olan, gerekli olan ile arzulanır olanı aynı şiddetle arzu etmek, kusursuzluk özlemi yüzünden, ekmeksiz kalmış gibi acı çekmektir. Romantizm hastalığı budur işte: sanki sahip olmanın bir yolu varmış gibi Ay'a göz dikmek."
Sayfa 86 - Can Yayınları
Artık gönül kendini müdafaa mı ediyor nedir, biri gidince, biri ölünce ev bile yansa sanki hiçbir şey olmamış gibi geliyor. Kalbim sıkışmıyor, dert çökmüyor üstüme. Bomboş oluyorum. Bak yine öyle şimdi. Sanki bu ev hiç olmadı. Şimdi sorsan: Mutfak nerdeydi? Baban sana tek tel tokayı ne zaman getirdiydi şehirden? Erimiş horozşekerini ben güleyim diye nasıl horoz taklidi yaparak verdiydi? Kardeşinin sesi nasıldı, eli nasıldı? Hiç bilmiyorum sanki. Hatırlamayıveriyorum. Gönlüm böyle delik delik. Boş boş. Bir delik daha açılmış, açılmamış, artık bilmiyorum bile. Sorasım bile gelmiyor: Uçup gidenler hiç oldu mu?
Sayfa 56 - Can YayınlarıKitabı okudu
Yağmur yağıyor... Mutfak camındayım... Nasıl üşüdüğümü bilemezsin. Menekşelerim çiçek vermiyor artık anne söylediğin gibi hep dibinden su verdim ama... Şimdi telefon açsam sana , sesini duymakta yetmiyor ki. Hep aynı cümleler. Babamlar nasıl? İlacını aldın mı? Nedenini bilmediğim bir ağlamak var içimde. Bir yerlere sığdıramıyorum yüreğimi. Bazen dalıp giderdin mutfakta yemek yaparken tahta kaşıkla tencerenin başında öylece. Ne düşünürdün acaba? Özlemek çok fena anne, anlamak seni daha da...Omuzlarım ağrıyarak uyanıyorum sabahları. Benim kızımın omuzlarımı ovmasına daha çok var.Gittikçe sanamı benziyorum ben? Ya da "annenin kaderi kıza" dedikleri doğru mu? "Baban eskitir herşeyi kızım." demiştin bir kez. Anlamamışım meğer, eskiyormuş anneciğim. Omzunu ovacak kalmıyormuş meğer aynı evin içinde.şimdi duysan bunları, ne üzülürsün mutsuz mu kızım diye, çoktan vazgeçmiş bir sesle. Mutsuz değilim de anne, yağmura ve mutfağımdaki kedere çare bulamıyorum. Evimi topluyor, toz alıyor,patlıcan kızartıyor, televizyon seyrediyor, akşam çalan kapıyı açıyorum. Açtığımı gören olmuyor. Pişirdiğim yeniyor da, güzel olmuş denmiyor. Çay demleniyor demleniyor, demleniyor.Kederim mutfağın her yerine yerleşiyor. Nasıl eskiyor her şey anne, nasıl eskiyor. Eskilerimi atmaya kıyamıyorum. Seni çok özlüyorum. Bana yasakladığın bahçeler sana da mı uzaktı hep? Gidemeyişine ağladın mı sende? Ne zaman eskiyor sevgiler ödenen bedellerin acısı geçince mi? İşte böyle... Kalbimde bir acı şarkılar seni söyler...
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.