Osmanlı tokatını ona bi yapıştırdım. Daha hâlâ ayağa kalkamadı.
-Tuhaf şey, çekici olmayan kadınlar her zaman kocalarını kıskanır, güzel kadınlarsa hiçbir zaman! +Çekici kadınların buna zamanı olmaz ki. Onlar başka kadınların kocalarını kıskanmakla meşguldür.
"Bilmek felaket getirir. İnsanı cezbeden belirsizliktir. Sis bulutu çökünce her şey daha bir güzelleşir." "İnsan siste yönünü de şaşırabilir." "Tüm yollar eninde sonunda aynı yere varır sevgili Gladys." "Neresiymiş orası?" "Hayal kırıklığı."
Sayfa 236Kitabı okudu
Reklam
Hastalara içeri girmeleri için işaret verilince Berger irkilmişti. Onlardan biriymiş gibi oturmuyor muydu orada, onların hepsinden daha hasta ve ölüme daha yakın değil miydi belki de? Tuhaftı, böylece oturmaktan ve zamanın akıp gittiğini görmekten başka arzuladığı bir şey yoktu.
Televizyon için hakkında bir belgesel hazırladığım ressam Edouard Pignon'un bir anekdotunu hatırlıyorum. Zeytin ağaçlarının gövdelerini resmederken bir çocuk geçiyormuş; tablosuna baktıktan sonra, ona: "Bu yaptığın hiçbir şeye benzemiyor" demiş. Pohpohlanan Pignon: "Bana iltifatların en güzelini ettin, başka hiçbir şeye benzemeyen bir şey yapmaktan daha zor bir şey yoktur."
"Bir daha asla yazmayacağım. Acemi bir sıvacıdan başka bir şey değilim ben... "
Sayfa 387Kitabı okudu
"İnsanlar kötüdürler, evet. Ama ben dünyada bir gerçeğin olduğunu öğrendiğimde insanlar çok daha iyi oldular." "Bu nasıl oldu, aklım almıyor. Çocukluğunda insanlardan korkardın sen, biraz büyüdün... alçaklıkları, daha bilmem neleri yüzünden, düpedüz nefret etmeye başladın onlardan. Ama şimdi benim için her şey değişti diyorsun, insanlara acıyorsun, öyle mi? Anlayamıyorum, her insanın, içinde bulunduğu pisliğin suçlusu olmadığını öğrenince yüreğin yumuşadı." "Gerçek böyle bir şey işte."
Reklam
"Otuz yıl önce de nice şey olup bitti" dedi Clare Bayes, ve sigaradan ilk nefesi çekti, dumanı üfürdü, çünkü o ana değin yanan sigarayı elinde tutmuş, elini sağa sola savurmuş, ama hiç nefes çekmemişti, "Hem yirmi yıl önce de, on yıl önce de, hatta daha dün bile, burada ve başka bir alay ülkede, yürek paralayan çok fazla olay olmuştur, şimdi dönüp onlardan söz etmeye gerek görmüyorum; bereket bilmediğimiz, tanık olmadığımız ve bizi etkilemeden olup bitenleri öğreneceğiz diye niçin kafa patlatalım ki. Kendi gözlerimizle görmek durumunda kaldıklarımız yetiyor da artıyor bile, öyle değil mi?"
Sayfa 125Kitabı okudu
"Erkeklerin Dünyasına olan yabancılığım tahmin etti ğimden çok daha büyük bir mesele haline gelmek üzereydi. Şimdi, yirmi beş yıllık araştırma ve klinik çalışmadan sonra kadınların da erkeklerin de karşı cinsi yönlendiren biyolojik ve sosyal içgüdüleri yanlış anladıklarını öğrenmiş bulunuyorum. Biz kadınlar, erkekleri seviyor, onlarla yaşıyor, erkek çocuklar doğuruyor olsak da hâlâ erkekleri anlamak için öğreneceğimiz pek çok şey var. Erkekler cinsiyetlerini ve cinselliklerini aşan varlıklar olmakla birlikte bu onların asli özelliğidir. Kadınların da erkeklerin de birbirlerinin beyin ya da bedenlerinin nasıl çalıştığı konusunda fazla bir bilgiye sahip olmaması, durumu daha da zorlaştıran bir unsurdur. Çoğumuz davranışların altında yatan farklı genlerin, nöro kimyasalların ve hormonların ne yaptığı konusunda hiçbir fikre sahip değiliz. İki cins arasındaki belli başlı farklılıkları öğrenmemiz çok önemlidir çünkü biyoloji bize tüm hikâyeyi anlatmaz. Kadın ve erkek beyinleri arasındaki ayrım biyolojik düzeyde başlasa da son araştırmalar bunun yalnızca bir başlangıç olduğunu gösteriyor. Beynin mimarisi, bir zamanlar inanıldığı gibi, doğumda ya da çocukluğun bitişinde son halini almıyor, hayat boyunca değişmeye devam ediyor."
Çektiğim eziyeti artık parlak gün ışığı ya da ılık rüzgarlarla dindiremeyecektim. Sevinç denen şey biçareliğime edilmiş bir hakaretten başka bir şey değildi ve mutluluktan mahrum oluşumu bana daha büyük bir ıstırapla hatırlatmaktan başka işe yaramıyordu.
Sayfa 173 - Can Yayınları, Fotoğraflı KlasiklerKitabı okudu
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.