Lubunya, yazarımızın çeşitli transseksüel bireylerle yapmış olduğu çeşitli karşılıklı konuşmalardan oluşan, bilimsel açıdan mühim, sosyolojik bir belge niteliği taşıyan nadide bir eser bana göre. Bir toplumdaki yasalar ve düzen asla çoğunluğu dikkate alarak kurulmamalıdır. Bir toplumu oluşturan şey yalnızca çoğunluk değildir, aynı zamanda azınlık
Mustafa Inan 1931 yılında Mühendis Mektebi'ne ve bilim hizmetine girdi. 1930 yılları bir uyanış dönemiydi. Her alanda büyük işler başarılacaktı, buna inanılıyordu. Bilim alanı da ele alınmış. Hayatta en gerçek yol göstericinin bilim olduğu söyleniyordu. 1933 yılında İstanbul'da Darülfünun üniversite olmuştu, müderrisler profesör olmuştu. Artık bizde de Newton, Pascal ve Gauss gibi bilginler yetişecekti. Üniversite reformu bunu sağlayacaktı. Herkes iyimserdi. Kürsüler kuruluyordu. Doktora diye bir şey olduğunu da öğrenmişlerdi artık. Yeni bir Gauss'un ortaya çıkacağı günler yakındı.
"Peki neden çıkmadı?" diye yakındı genç adam. "Yalnız bir şey unutulmuştu. Gelenek ve özellikle sistem diye bir şey olduğu unutulmuştu. Doğu'nun sistemsizliği diye bir şey olduğu unutulmuştu. Doğu geleneğinin bilim geleneğiyle nasıl uzlaştırılacağı meselesi unutulmuştu. Aceleden temel ilkeler unutulmuştu. ...
Bir Başar Sabuncu filmi.
Akşam saatlerinde karşı taraftan sizin yöne doğru çıplak bir insan koşarak geliyorsa ne düşünürsünüz?
Yetmedi, ne yaptıysam yetmedi...
Bu filmin üzerinde duracağım iki temel noktası var:
İlk olarak: Geleneksel aile yapılanması ve ekonomik şartlar.
Bir adam, bir maaş = Beş çocuk, bir kadın hangi tarafa
Bediüzzaman Said Nursî hakkındaki cok önemli bir söyleyiş. Uzun ama sabırla lütfen okuyun.
-Said Nursi Çağdaş İslam Düşüncesinde Bir Milad
Bediüzzaman’ın, çağdaş İslam düşüncesinde bir milad olduğu tezini öne sürüyorum.
Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin çağdaş İslam düşüncesinde milad olmasından
Eğitim meselesi milleti doğrudan ilgilendiren milli ve ictimai bir meseledir.Eğitim bir felsefe üzerine oturtulmalı ki sağlam temelleri olsun.Eğitimdeki yıllar yılı bocalayışın sebebi eğitimin bir felsefe yerine siyaset üzerine oturtulması ve her siyasi değişimde eğitimin büyük sarsıntılarla depremler geçirmesidir. Eğitimdeki bu sarsıntılar
Gelenek ve özellikle sistem diye bir şey olduğu unutulmuştu.Doğu’nun sistemsizliği diye bir şey olduğu unutulmuştu. Doğu geleneğinin bilim geleneğiyle nasıl uzlaştırılacağı meselesi unutulmuştu. Aceleden temel ilkeler unutulmuştu.