Muhafazakâr ve İslâmcı kategoriye dâhil edildiklerini varsaydığımız insanlarımıza bir sorum olacak: "...birbirinizi sevmedikçe imân etmiş sayılmazsınız" cümlesiyle biten Peygamber sözü bağlamında, modern/çağdaş ulamını yakıştırdığımız insanlarımıza karşı hırçınlık, sizce caiz mi?
Deveye Demişler ki… Bir bozuk düzen içindeyiz. Hepimiz yakınıyoruz. Hangi, aklı azıcık bir şeye erenle konuşsan, bir dert kumkuması. Vah memleketin hali, ah memleketin hali. Bu gidiş ne olacak sorusunu biribirine sormayan yok. Ama hiçbir kimse, bu yakınanlar, ah vah edenlerden hiç kimse de durumumuzu düzeltmek için parmağını kımıldatmıyor. Lafın kolayındayız. Uyuşmuşuz. Hiçbir iş karşısında sorum kabul etmiyoruz. Bin dereden su getirip herkes kendisini temize çıkarıyor. Hakları var yok, o başka iş. Ama memlekette hangi dalı tutsan eline geliyor. Var olan bu. Herkes umudunu kesmiş gibi. Biribirine kimsenin güveni yok. Bütün umutsuzlukların, ahü vahların üstünde gene de bir şeyler, bazı yönlerde bir şeyler yapmak zorundayız. Parmağımızı kımıldatmak zorundayız. Uyanmak, bazı meselelerimizin üstüne dostça eğilmek zorundayız. Öyle meselelerimiz var ki, onları savsaklamak bize çoğa malolacak. Bir ölüm dirim işi. Var olmak, ya da olmamak. insanokur.org/yasar-kemal-dev...
Reklam
Alkol ve sigara kullanan ve diğer türlü zararlı madde kullanan annelere bir sorum olacak. Ben mi yanlışım yoksa sizler mi sadece alışkanlık diye çocuklarınızı hakkı olan bir bebek için en mühim olan anne sütünden mahrum bırakıyorsunuz. Hadi bir bebeği kendi kanınızı canınızı düşünmediniz diyelim peki Allah’ın size bir damlasını sırf alışkanlıklarınızdan dolayı evladınıza içirmediğiniz sütünüzün hesabını soracağını düşünmediniz, düşünmüyorsunuz. ***Anne adayları ve anne olmak isteyen hanımlar bebeğinizin sağlığı ve hakkı olan anne sütü için alışkanlıklarınızdan vazgeçin***
Sahip olmak ya da olmak 3
Sahip olmak" şeylere, nesnelere ilişkindir ve bunları görüp, tutmak ve de tanımlamak kolaydır. "Olmak" ise, yaşantılara ve bazı içsel süreçlere dayandığı için, dile gelmesi, tanımlanması- zor ve hatta imkânsızdır. Kişilik dediğimiz, dışa vuran yanları- mızı, yani taşıdığımız maskeleri tanımlamak mümkündür. Çün- kü bu, dışlaşmış bir
Soru
Sevgili okurlar sizlere bir sorum olacak. Yaşadığım bir durumu sizler de yaşıyor musunuz diye merak ediyorum. Bazı kitapları elimde okumadığım bir sürü kitap olduğundan satın almak istemiyorum. Bu kitapları pdf olarak okumaya karar verdim o yüzden. Ama biraz okumaya başlayınca çok fazla satırın altını çizmeye başladığımı idrak ediyorum ve bu tarz altını çok çizdiğim bir kitabı bilgisayar ya da telefon aracılığıyla pdf olarak değil de elimde tutabildiğim ve yanlarına gerçekten notlar alabildiğim bir şekilde okumak istiyorum. Sonra henüz okumadığım bir sürü kitabımın olduğunu hatırlıyorum ve onları okuduktan sonra bu kitabı şimdilik pdften okumayayım sonra satın alırım, istediğim gibi gerçek anlamda satırların altını çizemeyeceğim diyip o güzel kitabı yarıda bırakıp başka zamana erteliyorum ve evdeki kitap fazlalığından bir türlü ona sıra gelmiyor. 🤔
Bunu gördüyseniz düşüncenizi paylaşabilir misiniz?
Sana bir sorum olacak ... sen şişesin tamam mı farz etki bu şişe sensin işte sen her seferinde hayatı da seni böyle motive edecek şeyler yapıyorsun başka iyi gelen şeyler yapiyorusn ve bu şişenin içine dolduruyorsun yani hayatına katiyorsun ama şişenin her tarafı çatlak kırık dökük ne olur bu şekil doldurduğun her şey dökülür gider terk eder dimi ... Sorum şu bu kırk çatlaklar bitmiyorsa ne yapacan peki kurtulmak isterken daha çok çoğalıyor ise ne yapacaksın ne yaparsın mesela
Reklam
398 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.