Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
160 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Güzeldi
İlk kez bir tiyatro okudum ve oldukça güzeldi. Başta çok önyargılı yaklaşmıştım fakat okudukça hoşuma gitti. Shakespeare Othello'da dolduruşa gelmeyi, kıskançlığı çarpıcı bir dille anlatmış. Şerefsiz Iago, Othello'nun aklına girip karısı Desdemona'nın Othello'yu aldattığına dair bir söylenti yayıyor ve alavere dalavere ile bunu kendince kanıtlıyor. Kitabın sonu kötü bir trajedi ile bitiyor maalesef ki. Siz siz olun Iago gibi eşeklerin dolduruşuna gelmeyin.
Othello
OthelloWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202020,3bin okunma
Söylenti dokuz başlı Hydra Ejderi gibi bir şeydir, yok edilmesi neredeyse olanaksızdır, çünkü kesilen her başın yerinde iki tane çıkar.
Reklam
308 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Hafızaları alt üst eden “Ruh Adam”
Bu incelemeyi bir o kadar çok yapmak isteyip bir o kadar da nasıl toparlayacağım konusunda tereddütte kalmamı hesaba katmazsak gelin detaylara bakalım. Kitabı alıp okumadan önce Hüseyin Nihal’in fikir dünyasına bir göz atmakta fayda var diye düşünüyorum. Herkes kitaplarında kendinden izler taşıyor fakat Atsız bu kitabında açık bir şekilde
Ruh Adam
Ruh AdamHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 201926,7bin okunma
128 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Aklı Başında Her İnsan Biraz "Deli"dir
Not: Bu inceleme, bir incelemeden çok daha fazlasıdır. Yazım uzun olduğu için ve anlaşılma kolaylığı sağlamak adına sekiz bölüme ayırdım ve böylece daha ilgi çekici olduğunu düşündüğünüz yerlere gidip okuyabilirsiniz: – Giriş – Kitapla İlgili Düşüncelerim – Nietzsche'nin Ailesinin Sağlık Geçmişi – Nietzsche'nin Sağlık Geçmişi – Turin
Nietzsche Neden Delirdi?
Nietzsche Neden Delirdi?Ayşe Şirin Çakmakçı · Scala Yayıncılık · 20242 okunma
Elini kolunu bağlıyor insanlar; ona diledikleri gibi bir biçim vermiş, onu bir kalıba sokmuşlardır. İnsan bir süre bir yerde kalınca, pek çok karaktere bürünerek, söylenti niteliğinde karakterler görünümünde dolaşmaya başlıyor ve gittikçe kendi kendisi olma hakkını yitiriyor.
Goldstein bir dönek ve sapkındı; çok eskiden (ne kadar eskiden olduğunu anımsayan yoktu) Parti'nin önde gelenlerinden biri, dahası Büyük Birader'le nerdeyse aynı aşamada olmasına karşın, sonradan karşı devrimci etkinliklere kalkışmış, idam cezasına çarptırılmış, ama her nasılsa kaçıp kurtularak ortadan kaybolmuştu. İki Dakika Nefret izlenceleri her seferinde değişirdi, ama Goldstein'ın başrolde olmadığı bir tek izlence yoktu. Goldstein baş haindi, Parti'nin saflığını bozan ilk kişiydi. Daha sonra Parti'ye karşı işlenen tüm suçlar, tüm ihanetler, baltalama eylemleri, sapkınlıklar, sapmalar doğrudan doğruya onun öğretisinden kaynaklanmıştı. Goldstein, her neredeyse, hâlâ hayattaydı ve fesat karıştırmayı sürdürüyordu; belki denizaşırı bir ülkede yabancı ağababalarının koruması altındaydı, kim bilir, belki Okyanuslarda bir yerde gizleniyor bile olabilirdi; ara sıra böyle bir söylenti dolaşıyordu.
Reklam
Attila'nın Tek Lider Oluşu (Savaş Tanrısı Ares'in Kılıcı)
445'te Bleda ölünce yerine Attila tek başına Hun İmparatorluğu'nun hakimi oldu. Artık iktidarının zirvesine ulaşarak, o devir Asya ile Orta Avrupa'nın tek hakimi durumuna yükselmişti. Ona karşı koyacak hiçbir kuvvet kalmamıştı. Bunun psikolojik belirtisi olarak savaş tanrısı Ares'in uzun zamandan beri kayıp olduğu düşünülen kutlu kılıcını bir Hun çobanı bularak Attila'ya getirdiği söylentisi yerli Avrupa toplumları arasında yaygınlaşmıştı. O devir inanışına göre Ares'in kutlu kılıcının Attila'nın eline geçmesi artık yeryüzüne hükmetme yetkisinin Tanrı tarafından ona verildiğinin işareti sayılıyordu. Sadece psikolojik açıdan değerli olan bu söylenti Avrupa'da 20. yüzyıla kadar Attila'nın ününün ulaşmasını sağlamıştır.
Yeşil Yol'dan yürümek bir söylenti ya da varsayım olmaktan çıkıp gerçekten yapmaları gereken bir şey olduğunda onlara hep söz verdiğim gibi. Bu mektubu yirmi yıldır görmediğim kardeşime postalar mısın? Söz verirdim. Ruhum için yirmi dua okur musun? Söz verirdim. Manevi ismimle ölmemi ve mezar taşıma onun yazılmasını sağlar mısın? Söz verirdim. Onların uslu uslu gitmelerini; Yeşil Yolun sonunda sandalyeye akılları başlarında oturmalarını sağlamanın tek yoluydu bu.
Hilafet
...1970'li yıllarda idi. Ankara'daki bazı diplomatik çevrelerde, bizim de şahidi olduğumuz bir söylenti dolaştı. Buna göre, Suudi hükümeti Türkiye'den 3 milyar dolar karşılığı, Hırka-i Şerif'i yani Hz. Peygamber'in, Yavuz Sultan Selim'in 1517'de Mısır'dan getirdiği Hilâfet hırkasını kendisine vermesini istemiştir. O yılların, zamanın Başbakanı Süleyman Demirel'in deyimi ile, Türkiye'nin 70 sente muhtaç olduğu bir dönem olduğunu hatırlatalım. Bu söylentide resmî bir teşebbüsün söz konusu olabileceğini sanmıyoruz. Yalnız, bu istikamette, şu veya bu şekilde zemin yoklaması, ağız araması yapılması ihtimali daima mevcuttur.
Sayfa 180
Bir sabah Kellynch Hall'da gazeteyi bırakırken Bay Shepherd, "Şunu belirtmek isterim ki Sör Walter," dedi, "şu anki durum bizim lehimize. Bu barış, bütün zengin deniz subaylarımızı karaya çıkaracak. Hepsi bir yuva isteyecek. Kiracı seçimi için daha iyi bir zaman olamaz, Sör Walter, son derece sorumlu kiracılar. Savaş sırasında
Reklam
Ve ben de Ateş Lordu hakkında bir söylenti başlatmıştım, kahramanlık söylentisi, anbean bütün diyara yayılıyordu.
Sayfa 409 - NovaKitabı okuyor
Aaaaa !
Toblerone çikolatalarının kurulduğu yer olan Bem (İsviçre) yakınındaki Matterbom Dağı'nı temsil ettiği söylenen üçgenlpiramidal form, 1909 yılında tescil ediliyor.Tescil belgesindeki imzanın, 1902 ila 1909 yılları arasında Bem'deki Federal Fikri Mülkiyet Bürosu'nda çalışan Albert Einstein'a ait olduğu yönünde söylentiler varsa da, bu söylenti doğru değil. Antrparantez, bir rivayere göre, birazcık zorlanıp "kahve falı bakar gibi" baktığınızda logoda yer alan dağ grafiğinin içine gizlenmiş Bem'in sembolü olan ayıyı görebilirsiniz.
Özetle
"Düşünüyorum da, bazen o olayları yaşadığımıza inanamıyorum," diye devam etti, "karakola düştüm, tutuklandım, mahkemeye çıktım, terör örgütü üyesi olmakla suçlandım. Şu anda hâlâ hapiste olabilirdim." "Ama olmadın! Çünkü suçsuzdun. Terörist değil, protestocu bir öğrenciydin sadece." "Terörist filan hiç olmadı aramızda, hâlâ. Uyduruk bir söylenti bu." " Devlet de kendini korumak zorunda." "Kimden, halkından mı?" “Kendini devirmek isteyenden." "Hala, devlet devrilmez ki, hükümetler devrilir. Zaten hükümetler geçicidir. Kalıcı oldular mı, demokrasi, demokrasi olmaktan çıkar. Neyse ileride bir gün başımızdan geçenleri çocuklarıma anlatacak olsam, atıyorum zannederler herhalde." "Çocuklarının hangi memlekette yaşayacaklarına bağlı, kızım. Bizimki gibi Ortadoğu ülkelerinde, her genç, polis tekmesini mutlaka bir kere yer kıçına. Buralarda hükümet politikalarını eleştirmek, protesto etmek yasaktır; gençlerin de, bugünlerin moda deyimle, fıtratında baş kaldırmak vardır. Haliyle sık oluyor böyle şeyler."
Sayfa 257 - EverestKitabı okudu
51. Eyalet ve Gerçekler (uzun ama buna değer)
Jeffrey'ye bakıp yeniden oturmasını işaret etti. Kendisi de yerine geçti. Profesör, Amerika sizce de bir şekilde yolunu kaybetmedi mi? Atalarımızın dağlara taşlara kazıdığı idealler yozlaştırılmadı mı? Unutturulmadı mı? Değersizleştirilmedi mi?" Jeffrey başıyla onayladı. "Bu görüşte olanların sayısı her geçen gün
HEP AYNI SÖYLENTİ
Bugün Pazar olduğunu unutmuşum, Sigaralarımı arandım bu yüzden. Göçmen mahallesinde sokağım, Sessizdi bugün ve ben anlamadım. Bugün yine tepemden bir uçak geçeceğini, İçinde ki keyfe keder insanları unutmuşum. Onlarda belki bakıyorlardı aşağı, Bende baktım selâm göndererek. Bugün yine işe gideceğimi bilmiyordum, Yine siniri, stresi tavan yapmış
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.