“Mihrabıyla maddeyi öte dünyaya doğru zorlayacak bir mekandan söz ediyorum. Kapısında ayakkabısını çıkarıp içeri girenler dünyayı, ve gündelik hayatı geride bıraksınlar istiyorum.”
....
Doğrulama yanlılığının dayanılmaz çekiciliği
Doğrulama yanlılığı, kişinin kendi kanaatlerini destekleyen bilgileri benimsemesi görüşleriyle çelişenleri de reddetmesi olarak tanımlanabilir. Dereceleri elbette farklı olmakla birlikte hepimizin sahip olduğu, yaygın bir eğilim. Tanımlanmış onca kusurlu düşünce tarzı arasında, doğrulama yanlılığı
Sevgili Bilge,
Bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanmadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı.
Münire'ye
Bir gün, laf arasında, bana:
"Bir beşik gibi sallanır dünya, rahat uyusun diye bütün çocuklar. .. " gibi bir söz sö'ylemiştin.
O gün bu gün düşünürüm ki, insanların barışını ve evrensel sevgiyi daha özge bir biçimde anlatmak kabil değil.
Ben yaşantımı şiire, şiirimi de bu sevgiye verdim. Sanırım,
kitapta savaş sözcüğünü bulmayacaksın. Kaldı ki, esinim senden gelir. Onun için, kitabı, sevinerek, sana armağan ediyorum; sana ve bu inançla yaşayanlara, ölenlere ...
Diye başlıyor kitap, işte ben ilk sayfada başladım etkilenmeye yazarın kaleminden.
Ahmet Muhip Dıranas'ın ismini ilk duyduğumda lise dönemimde çok merak etmiştim kalemini ama okumak şimdiye nasip oldu.
Genel olarak şiir diliyle tanışmak istiyorum her yazarın. Şiirin şifa olduğuna inanıyorum gönüllere. Şiirin mutluluk olduğuna inanıyorum hüzünlü gönüllere. Şiir severlerin okumasını tavsiye ederim, tanıştığınıza memnun olacağınızı düşünüyorum sevgili Dıranasla. Çünkü ben tanıştığıma memnun oldum Sevgili Dıranasla. Keyifli okumalar
"Ben aşkına yıllar önce düştüm. Derin, karanlık bir çukura düşmek gibi bir histi.Ve sonra, pek de uzun zaman olmadı, çukurun arka kısmındaki bir duvar ufalandı ve çıkış yolu bulmak için kazmaya başladım. Bazı şeyler artık o kadar... imkânsız gibi gelmemeye başladı.Gizli tuzaklar ve gecikmeler oldu. Kendimi birkaç mağarada buldum. Bazen hälä yolumu temizliyorum."
Jocasta başıyla onayladı. "Bu tünelin ucunda bir ışık var mı?"
Flynn başıyla onayladı. "İçerde de var. Yalnız değilim. Bir meşale çıkış yolunu gösteriyor." "Meşale mi?"
"Şu boylarda" -Flynn onun yaklaşık boyunu gösterdi- "Fisa Okyanusu'ndan daha mavi gözleri var ve bugüne kadar gördüğüm en öpülesi dudaklar onda. Aslında şu anda o dudakları yiyip bitirmek istiyorum."
Jocasta'nın içinde bir sıcaklık patlaması oldu. "Kulağa çok fena bir meşale gibi geliyor."
"Öyle," diye cevap verdi. "Görünüşe göre kendimi içinde bulduğum bu yola girmem için beni cezbedebilecek tek meşaleydi."
"Kendini içinde bulduğun mu?" Bir söz hakkı yokmuş gibi? Ya da emin değilmiş gibi?
Flynn'in suratı dondu kaldı. "Az önce bir köke takılıp yine suratımın üstüne yere mi yapıstım?"
Merhabalarrrr...
Bugün sizlere 2024 yılının ilk kitabıyla geldim.
Kitabımızın adı ''Yolcu''. Kitabın adı belki size bir şeyler çağrıştırıyordur. Ben de kitabı okumadan önce çok fazla yorumunu okumuş ve neden yolcu? diye düşünmüştüm. Kendimce birçok cevabım vardı. Belki aranızda kitabı henüz okumayanların da benim gibi zihninde