"Yıkılan sarayımdan tek bir nakış kalmadı; Dışa mıhlandı gözler, içe bakış kalmadı."
Maslow der ki; 'elinizdeki tek alet çekiç ise bir süre sonra her şey gözünüze çivi olarak görünmeye başlar!'
Reklam
Devrim ve Napoleon döneminde Osmanlı ve Rusya'nın batısın­ dan kuzey Pireneler'e kadar olan bölgedeki Avrupa ülkelerinin tümü bu hareketlerden derin biçimde etkilenmişlerdir. Sonuç olarak, bazı tarihçiler Fransız Devrimi'ni yepyeni bir bakış açı­sıyla ele almışlardır: Onlara göre bu devrim artık tek başına te­kil bir olay olarak ele alınamaz, tersine Avrupa ve Amerika'ya yayılan ve "Batı" , "Atlantik" devrimi ya da "Demokratik" dev­rim adlanm verdikleri daha geniş çaptaki olaylar zincirinin ilk aşaması olarak kabul edilmelidir.
Sayfa 204 - PdfKitabı okuyor
Çok farklı olsa bile bir o kadar da haklı bir bakış açısı bence.
"Şimdi mollalar ne derse desin, yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışındaki bütün günahlar, hırsızlığın bir çeşitlemesidir. Ne demek istediğimi anlıyor musun?" ... "Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun." dedi Baba. "Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun. Anlıyor musun?"
Bilim
Mezopotamya'nın bilimi ele alırken öncelikle modern bakış açısını bir kenara bırakmak gerekir, zira bizim bilim anlayışımıza Yunan felsefesi damgasını vurmuştur. Eski Şark'ta neden-sonuç ilişkisi pek bilinmiyordu ve bilimsel bir mantık yoktu. Bunu daha iyi anlatmak için şöyle bir ifade kullanılır: Mezopotamya biliminde "ne" sorusu sorulurken "neden" sorusu hiç sorulmamıştır. Nitekim evrenin oluşumunu ancak mitik-dini metinlerde okuruz, asla bilimsel metinlerde değil. Eski Şark'ta salt araştırmaya hizmet eden bir bilim yoktu zaten, bilim çoğu zaman dini bir bağlamdaydı. Her tespit bir kehanetle ilişkiliydi: geçmişim ve şimdiki zamanın gözlemlenmesinin tek amacı geleceğe dair kehanette bulunmaktı. Buna, Mezopotamya kültüründe çok baskın bir unsur da ekleniyordu: Geçmişte iyi faydalı olduğu görülen her şeyin gelecekte de öyle olacağı düşünülür, asla sorgulanmazdı. Dolayısıyla, merak ve öğrenme isteği daha en baştan daracık sınırlara hapsedilmişti.
Sayfa 83 - Alfa YayınlarıKitabı okuyor
Oysa biliyorum, sen dokunmadım bile yaralarıma, sadece baktın, şöyle bir an, göz ucuyla. Başını kitabından kaldırıp, kendisini Çağıran sese cevap veren biri gibi. “Ne var?” Bir ilgisiz bakış, ama bana sunulmuş o tek bakış, hiç görülmemiş ortaya çıkarmaya, gizli kalmış kanı akıtmaya yetti.
Reklam
Kuzey & Serra
"Kocaman bir ülkeyi öldürmek, hayatta kalan son yeri de duvarların ardına hapsetmek haksızlık," diye fısıldadım terk edilmiş bölgeye bakarken. "'Neden kocaman bir ülkeye sahip olmak varken tüm ülkeyi tek bir şehirde topladılar?" Kuzey bana yan bir bakış atıp bakışlarını ufka dikti. "Yönetmesi kolay,' dedi. "Koruması kolay. Çıkacak bir isyanı bastırması kolay." "Ve yıkması kolay," diye geçirdim içimden nefesimi bırakırken.
Sayfa 281 - Parola YayınlarıKitabı okuyor
Tek başına bir insan hiç de "yapayalnız" değildir. İn­san yalnızca belirli bir toplum içinde yaşamakla, her hareke­ tiyle başka insanlara bağlı bulunmakla kalmaz, ama aynı za­manda toplumu kendi içinde, kendi yüreğine taşır; ilk bakış­ ta görülmeyen, gerçekteyse onu çevresiyle sımsıkı ilişkiler içinde tutan bir bağla bağlıdır topluma. Bu bağın kopması, kişiliğin hem maddi, hem de manevi planda parçalanmasıy­ la eşdeğerdir ya da başka bir deyişle, bu bir tür intihardır.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları - XIII. BASIM ARALIK 2012, İSTANBULKitabı okuyor
Sanırım bir insanın hayatındaki en önemli şey, tek başına en belirleyici etken erkek veya kadın olarak doğmak. Çoğu toplumda insanın beklentilerini, etkinliğini, bakış açısını, etiğini, tavırlarını bu belirliyor; hemen hemen her şeyini. Kelime hazinesi. Semiyotik kullanım. Giyin iş. Hatta yem ekler. Kadınlar ... kadınlar genellikle daha az yerler. Doğuştan olan farklılıkları öğrenilmiş farklılıklardan ayırt etmek cidden zor. Kadınların toplum işlerine erkeklerle eşit biçimde katıldıkları yerlerde bile çocuk doğurma ve büyütme işini çoğunlukla onlar yapıyor…
Sayfa 240 - Ayrıntı Yayınları, 2022 BaskısıKitabı okudu
İnsanın çevresinde duyduğu o ürkünç sessizliğe gelince, o da ayrı şeydir. Yedi kattır yalnızlığın derisi; bir şey işlemez içine. İnsanlara yaklaşırsın, dostlarını selamlarsın: Gene bir ıssızlık, gene bir tek bakış yok karşılık veren. Olsa olsa bir başkaldırma. Her birinde başka türlü olmak üzere, bana yakın herkeste gördüm bu başkaldırmayı; sanırım, karşıdakini en çok yaralayan şey, aramızda bir ayrım olduğunu birdenbire sezdirmektir, -saygı duymadan yaşayama yan soylu yaradılışlara pek az rastlanır.
Sayfa 86 - İş Bankası
Reklam
İnsanın çevresinde duyduğu o ürkünç sessizliğe ge lince, o da ayrı şeydir. Yedi kattır yalnızlığın derisi; bir şey işlemez içine. İnsanlara yaklaşırsın, dostlarını selamlarsın: Gene bir ıssızlık, gene bir tek bakış yok karşılık veren. Olsa olsa bir başkaldırma. Her birinde başka türlü olmak üzere, bana yakın herkeste gördüm bu başkaldırmayı; sanırım, karşıdakini en çok yaralayan şey, aramızda bir ayrım oldu ğunu birdenbire sezdirmektir, -saygı duymadan yaşayama yan soylu yaradılışlara pek az rastlanır.
Sayfa 86
"Dünyada herkese aynı anda garip bir şey olsa işte o zaman bu şaşırtıcı olurdu.Ben tek bir bakış açısına sahip olduğuma göre,bana olan olasılık dışı bir şey varsa o zaman başkasına bunun olmadığını var sayıyorum mantıklı olarak.Bu yüzden de bunun birine olma olasılığı altı milyarda birse,birine olma olasılığı da yüzde yüz.Yüzde yüz olabilecek bir şey olduğunda niye şaşırayım ki?"
“Kalmadı Yıkılan sarayımdan tek bir nakış kalmadı Dışa mıhlandı gözler, içe bakış kalmadı."
Bu yüzyılda, geleceğe yönelik iki bakış açısından birini seçmemiz gerekecek. Bunlardan ilki birbirleriyle savaşan, birbirlerinden nefret eden, ama küreselleşmenin etkisiyle, birbirlerini her gün aynı kültürel bulamaçla biraz daha besleyen küresel kabilelere bölünmüş bir insanlık düşüncesidir. İkincisiyse, ortak yazgısının bilincinde olan ve bu yüzden aynı temel değerler çevresinde toplanmış, ama en çeşitli, en zengin kültürel ifadeleri her zamankinden de fazla geliştirmeyi sürdüren, bütün dillerini, sanatsal geleneklerini, tekniklerini, duyarlılığını, belleğini, bilgisini koruyan bir insanlık düşüncesidir. Dolayısıyla, bir yanda, birbiriyle çatışma halindeki, ama kültürel açıdan birbirine öykünen ve birbirine benzeyen birçok "uygarlık"; öte yanda, sayısız çeşitliliğe açılan, tek bir insan uygarlığı. Bu iki yoldan ilkini izlemek için, bugün yaptığımız gibi, kendimizi dalgalara bırakıp tembel tembel koy vermeyi sürdürmemiz yeter. Yok ikinci yol seçilecekse, bir atılım gerçekleştirmemiz gerekiyor, bunu başarabilecek miyiz acaba?...
Sırf yalnız olmamak için aptal bir kadınla yaşamaya hazır mıyım? Hiç sanmıyorum.*) Başkaları sayesinde olaylara farklı bir pencereden yaklaşır, bakış açımızı değiştirir, ufkumuzu genişletir, görüşlerimizden kuşku duymaya başlarız; başkaları kimi zaman da bizim için bir örnek oluşturur.
Sayfa 41
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.