HAYIRLI CUMALAR...
Ey Rabbim! Ben, gizlide senden hayâ etmeyen utanıp çekinmeyen, açıkta seni gözetmeyen zavallıyım. Ben, büyük musibetler sahibiyim. Ben, Mevlasına karşı çıkan cüretkârım. Ben, gökyüzünün güçlü Rabbine isyan eden biriyim. Ben, büyük günah yolunda malını harcayanım. Ben, büyük günahlara doğru koşanım. Bana mühlet verdin, kendime
Yeşilçam filmlerini aratmayacak bir Dostoyevski öyküsü.
Çağımız aşklarını gölgede bırakacak denli hızlı yaşanan bir aşk hikayesi yazmış Dostoyevski. Tanışma, kaynaşma, aşık olma, ayrılma hepsi 4 gecede gelişen olaylar sonucu böyle bir öykü çıkmış meydana.
Buradan sonrası biraz SPOILER olabilir.
Yeşilçam filmlerini aratmaz dedim ya hani,
Az sonra "bir tek dileğim var mutlu ol yeter." diycem ama inanma. Prosedür gereği söylemem gerekecek.Yoksa nasıl söylerim böyle bi şeyi ?" Kimle olursan ol, mutlu ol yeter." diyebilir mi insan bu kadar sevdikten sonra. Aksini savunmasın kimse bana. Tamam kendimizi kandırıyoruz ama bu yenilir , yutulur bi yalan mı öğretmenim ? Müfredatta var mı bu konu ? Utanmasam "gerçek hayatta ne işimize yarayacak bu ?" diycem. Bu konuda bi makale kaleme alın sayın profesör ; "Kendimizi nasıl daha kolay kandırabiliriz ?". Bu makale sizi rektörlüğe kadar götürür sayın profesör.
Geçmişin hatırına, akreple yelkovan geri döner mi?
(Sahnede ki bankta oturan Aslı, cep telefonuyla oynayıp saçma sapan fotoğraflar çekmektedir. Sağ taraftan sahneye giren Alp, Aslıyı görür. Göz göze geldiklerinde fonda bir aşk şarkısı başlar, ardından ışık loş hale gelir. Sahne normale döndüğünde Alp tereddüt eder ama sonra Aslının yanına