Yeşilçam filmlerini aratmayacak bir Dostoyevski öyküsü.
Çağımız aşklarını gölgede bırakacak denli hızlı yaşanan bir aşk hikayesi yazmış Dostoyevski. Tanışma, kaynaşma, aşık olma, ayrılma hepsi 4 gecede gelişen olaylar sonucu böyle bir öykü çıkmış meydana.
Buradan sonrası biraz SPOILER olabilir.
Yeşilçam filmlerini aratmaz dedim ya hani,
Yılmaz Erdoğan sevdiğim bir sanatçı, oyuncu, yönetmen ve şair.Bazı şiirleri özellikle Anladım ve Yeni Bir Sayfada Sana Bakmak favorilerim... Bu şiir kitabı hediye gelince çok sevindim hemen başladım okumaya... Yaşadığımız hayata ince ince giydirmesi ,her kesimden bahsetmeleri ayrı ayrı bir nakış gibi işlemesi ve en önemlisi o içtenlik duygusu, betimlemeleri muhteşem.
Zaten şiirler başka bir dünya tadı, kokusu, havası o yüzden mutlaka okumanızı tavsiye ederim... Bu arada sevdiğim satırlardan alıntı yapıyorum buraya..
*Rica etsem sırtıma sürer misiniz, kaçırdığım fırsatları?
*Yalnızlığım ki yirmi dört saat birlikteyiz kendisiyle, bazı o bile uğramıyor.
*Ben şehre ağladım
Bir yağmur yağdı
*"bir tek dileğim var mutlu ol yeter" sözünün
Bir kamyon yükü anlam taşıdığı günlerdi
*Herkes katil oldu sonunda oysa bir ara bazıları Kahramandı.
*Ben hep kışı sevdim
Ben hep kışın sevdim beni sevmeyenleri.
*sen melekler gibi uyuma
Melekler gibi uyan
AnladımYılmaz Erdoğan · Sel Yayıncılık · 2000980 okunma
“İki gözüm önüme aksın ki çok seviyorum lan seni. Senle her şeye varacak kadar çok, senle beraber yok olmayı isteyecek kadar çok. Hani nasıl anlatsam sevgilim, al götür buradan beni hiç bilmediğim yerlere. Ben bilmiş gibi yapmazsam o da benim ayıbım olsun. Tiyatroya gidelim beraber, sen otur bana romeodan bahset, ben o adamdan daha romantik