"Seni çok seviyorum Suzan" dedi. ""Çok' demeden söyle" dedim.
"Neden, ben gerçekten seni çok sevdim" dedi.
"Çünkü dünyada bir tek cümle var ki, orada 'çok' aslında 'az' demektir. İki erkek, iki kadın, iki ahbap birbirini çok sevebilir ama sevgilini çok sevemezsin. Onu sevme şeklinin azı çoğu yoktur. Onun için adam gibi söyle.."
"Seni seviyorum. Seni çok uzun yıllar öncesinden seviyo- rum" dedi. Sesi titriyordu
Kendi yüreğine neden ihanet ettin, Cathy? Avutmak için söyleyecek bir tek sözüm yok... Sen bunu hak ettin... Kendi kendini öldürdün sen! Evet, beni öpüp ağlayabilirsin, benden de öpücük, gözyaşı koparabilirsin. Bunlar canını yakacaktır. Seni lanetleyecektir. Beni seviyordun. Peki, bırakıp gitmeye ne hakkın vardı? Bana cevap ver: Edgar'a duyduğun o gelgeç heves yüzünden beni terk edip gitmeye ne hakkın vardı? Bizi birbirimizden yoksulluk, düşkünlük, hatta ölüm, Tanrı'nın, ya da Şeytan'ın üzerimize yağdıracağı hiçbir şeyi ayıramayacakken, sen bunu kendi arzunla yaptın. Senin yüreğini ben yaralamadım... kendin yaraladın! Bunu yaparken, benimkini de yaraladın. Güçlü kuvvetli olduğum için bu bana daha da kötü geldi. Ben yaşamak istiyor muyum? Bu acaba benim için nasıl bir hayat olur? Senin yoksulluğun... Ah, Tanrım! Sen, ruhun toprağa gömülü halde yaşamak ister miydin?
“Esmerim
Seni çok sevdim
Dili yok anlatabilmenin çaresizliğin
Bırakıp gittiğin gecelerde beni
Bir olup uykuyla sarınıp
Kimsesizliği örtünmenin
Dili yok sensiz geçen yıllarda
Dirilip ölmenin
ROXANE
Peki bizim de bu anımız gelince,
Neler diyeceksiniz?
CYRANO
Ne doğarsa delice,
Aklıma ne gelirse, hepsini, kucak kucak,
Dağınık, birer demet haline koymayarak.
Mesela: Seviyorum sizi,aşığım çılgınca sana,
Tahammülüm kalmadı acısına;
Bir çıngırağın dili gibi gönlümde ismin,
Ben de karşında, Roxane, hep ürperdiğim için
Seni sevdim, seni birdenbire değil usul usul sevdim.
"Uyandım bir sabah" gibi değil, öyle değil
Nasıl yürür özsu dal uçlarına
Ve günışığı sislerden düşsel ovalara
...
Seni sevdim. Artık tek mümkünüm sensin
"Kendini nasıl bir şeyin içine soktuğunun farkında mısın Angelina?" diye sordu. Baldırındaki kılıftan bir bıçağa uzandı- ğında kocaman gözlerle izledim.
Göğsüme doğru yönelttiği kocaman bıçağı takip ettim ve bıçağın hafif kıvrımlı ucunu gömleğimin ilk düğmesinin altına taktı. Pürüzsüz metal yüzeyinin üstünde kurumuş kana benze- yen
İnsan evlenir, bir süre daha sever, çalışır. Sevmeyi unutana kadar çalışır. Çalışan bir adam, yoksulluk, ağır ağır kararan gelecek, sofra başında akşamların sessizliği; böyle bir evrende tutkuya yer yoktur. Muhtemelen Jeanne acı çekmişti. Yine de kalmıştı: Bazen insanın bilmeden acı çektiği olur. Aradan yıllar geçmişti. Daha sonra Jeanne gitmişti. Tabii tek başına gitmemişti. "Seni sevdim, ama artık yoruldum... Gitmekten mutlu değilim, ama yeniden başlamak için mutlu olmaya gerek yok." İşte yazdıkları kabaca bunlardı.
Bunca yalana sarıp sarmalanmışken anlattıklarıma inanır mısın,bilmiyorum.İnanmazsan da bir şey diyemem çünkü senden çok şey gizledim, sana çok yalan söyledim. Yalnızca bir konu hariç Vincent , tek bir konu hariç: Seni sevdim.Yüreğimi acıtacak, tanrıları kıskandıracak kadar çok sevdim hem de.
Şimdiyse sonsuza dek hayatından çıkıyorum. Hayatımda artık olmayacaksın ama iyi ki vardın. Seni sevmekten asla vazgeçmeyeceğim
Sevgiler,
Kitana.