Her insanın bir sürü zaafı, yenik yeri olur. Şüphesiz Dündar da bir insandı. Onun da zayıf, yufka yerleri vardı. Meselâ hakikatle hayali karıştırması... Daha doğrusu barıştırması. Çocuksu nikbinliği... Çoğu zaman ciddîlikten kaçması. Bu tarafı Dündar'a ve ekibine çok şey kaybettikmişti. (Kendisi anlatırdı.) Bir de 27 Mayıs zaafı vardı. Her sözüne, tarihçilerin Milâttan evvel, Milâttan sonra diye başlaması gibi 27 Mayıs'la başlardı. 27 Mayıs'ı gözünde çok büyütürdü. Kısa bir zaman için milletin kaderine hükmetmiş olmaları, kendilerini ebediyen milletin mütevellisi gibi görmelerine sebep olmuştu. Dündar da kendisini bu zaaftan kurtaramıyordu. “Türkiye'de bizim haberimiz olmadan, hatta muvafakatimiz alınmadan (olmadan) askerî bir darbe olamaz” diyordu ciddî ciddî. Hatta ben dayanamadım yüzüne karşı: Yahu siz kendinizi ne sanıyorsunuz? Milletin kader terazisinde sizin yeriniz kaldı mı? Terazinin ipi çoktan koptu. Siz düştünüz. Hâlâ... Eh, dedi, öyle oldu. Biz de o teraziyi bıraktık... Üç hilâli aldık. (Partinin işareti evvelce terazi idi.) Kumandan siz derken yalnız sizi değil, bütün Millî Birlikçileri kastediyorum.
Türkiye'de Türk Olabilmek
Tarih, 89'un Eylül'ü... Açılışını Başbakan ÖZAL'ın "çağ atlıyoruz, itibarımız artıyor" nakaratlarının bolca geçtiği, alışılagelmiş bir üslupla yaptığı Penta Dış Ticaret'in Yönetim Kurulu Başkanı Murat VARGI, hayali ihracat yapmak suçundan Diyarbakır Cezaevi'nde... Eylül ayının sonunda tahliye olan Murat VARGI'nın tutukluğu sırasında cezaevi idaresince aynen diğer tutuklulara yapıldığı gibi saçları kesilmiş... Hayali ihracatçının bol olduğu bu devirde yukarıda anlattığımız olay, okuyana sıradan bir olaymış gibi görünebilir... Ancak olayı sıradan olmaktan çıkarıp, önemli hale getiren bir gelişme var. O da, Başbakan ÖZAL'ın cezaevinde saçları kesildiği için urat VARGI'dan özür dilemesiydi... Bir Başbakan kötü muamele gören bir tutukludan özür dilemesi, ilk bakışta insan haklarına saygı olarak kabul edilip, alkışlanabilir. Bu bir "büyüklüktür" denilebilir. Herkes ister Başbakan'dan bu tür davranışı... Ancak durum hiç de zannedildiği gibi değil... Hayali ihracatçıyı diğer mahkumlardan ayıran özellik, sermaye çevresindeki etkinliğiydi. Kendisiyle aynı dünya görüşünü paylaşmadıkları için cezaevinde yıllarca işkence gören, askılara asılan, dipçiklenen, sakat bırakılan insanların feryatlarını duymazlıktan gelen ve üstüne üstlük "cezaevlerinde işkence yoktur" diyebilen karakterdeki bir insanın devletin hazinesini soyanlara karşı birden bire devlet adamlığı vasfına bürünerek, özür dilemesi, insanların kanunlar önünde eşit olmadığını açıkça ortaya koyuyordu. Suat BAŞARAN
Sayfa 8 - Bizim Ocak DergisiKitabı okudu
Reklam
ASTRONOT OLMAK IÇIN ÇOK MU GEÇ KALDIM?
Herhalde küçükken astronot olup yeni dünyalar keşfetme hayali kurmayanı- mız yoktur. Bununla birlikte büyüdü- ğümüzde birçoğumuz bu hayalinden vazgeçmek zorunda kalır. Uzaya çıkmış insanların listesine baktığımızda birçoğunun ya bilimsel ya da askeri kökene sahip olduğunu görüyoruz. Gerçekten de astronotların ve kozmonotların büyük
tlim ve ahlâk hayalı, millî eğitim çalışmalarının mahsulüdür. Millî eğitimin saha ve istikameti, herhangi bir idare mekanizması tarafından düzenlenmez; millet üniversiteleri tarafından düzenle­ nir; devlet eliyle gerçekleştirilir. Üniversite beyin olarak bütün eği­ tim işlerini ele alırken ilk mektepten işe başlar. îlk mekteplerin ki- taplariyle müfredatı, çocuğa toprak sevgisini ve tarihinin bütün me­ fahiriyle her sahadaki oluşunun sevgi vc acılarını duyurmalıdır. Ta­ rih şuuru eksik bırakılarak yetiştirilen çocuk gerçek vatandaş ola­ mayacaktır. Bizim Malazgirt’ten bugüne kadar dokuzyüz yıllık ta­ rihimizin hayat damarları, çocukluk çağımızdan başlayarak varlığı­ mıza bağlanmalıdır; öyle ki her Anadolu çocuğu bütün ömrünce dokuzyüz yıl kendinde yaşatabilsin.
“Kalkınma ve teknoloji ancak bilginin özgürce ortaya çıktığı, paylaşıldığı, eleştirilip çoğaltıldınız bir ortamda ortaya çıkıyor.”
Sayfa 230 - DkKitabı okudu
“Anlaşılan o ki başkalarının hikayesinde figüran olmak en büyük pişmanlık. Saadet kişinin kendi hikayesinin kahramanı olmasında...”
Sayfa 214 - DkKitabı okudu
Reklam
623 öğeden 471 ile 480 arasındakiler gösteriliyor.