- " (...) Özgür iradenin menfî bir değere sahip olduğu düşünülmemelidir (ki bu, determinist alternatifin arzu edilmez oluşundan kaynaklanır). İnsanların, kendi hayatları ve başkalarının hayatlarını ilgilendiren bazı önemli şeylere karar vererek dünyanın gidişatına aslî bir katkıda bulundukları inancı, kişilerin aslî haysiyetleri ve değerlerine dair anlayışımızın önemli bir unsurudur. İnsanî başarıların değeri ve etkileyiciliği, şayet biz onları gerçekten de özgür insanî yaratıcı faaliyetin neticeleri olarak görürsek, büyük ölçüde artacaktır. Ve diğer taraftan, bu şeyler, ister determinist bir tabii düzen tarafından isterse her şeyi kontrol altında tutan bir Yaratıcı tarafından olsun, şayet sadece kaçınılmaz bir programlamanın neticeleri iseler, gözümüzde küçülmeye yüz tutarlar. Her türden tecrübe ve ilişkiler, özgür bir şekilde bahşedilen sevgi, güven ve şefkat ihtiva ettikleri için özel bir değer kazanırlar. Birçok peri masalında görülen aşk iksirleri, bir tuzağa dönüşebilir; iksiri kullanan kişi, iksirden ötürü değil, sırf kendi olduğu için sevilmek istediğini anlar, fakat iksiri artık kullanmazsa sevgilinin şefkatini kaybedeceğinden korkar. Gerçekten de özgür irade, kişi olarak bizim fıtratımızın ve değerimizin aslî bir parçası gibi görünmektedir; ve o olmaksızın, bildiğimiz şekliyle insan hayatı pek de var olamaz..."
(William Hasker, İnsanın Özgürlüğü ve Kötülük Problemi, Tercüme: Fehrullah Terkan, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 53:1 (2012), ss.183-198)