Tütün 1. Cilt
Dönemezsek defterimden her gece bir şiir okuyun kaldığım sayfası tutuşsun ellerinizde son okuduğum kitabın hani kapağında: salihler kırtasiye kovukluçınar bursa yazan.. annem getirmişti belki '80 güzü'nde ya da ilk günlerinde baharın bir kıyısına çiziktirmiştim, okursunuz bir tutam şiir, dersiniz hiç... hiç söylememişti dersiniz kardeşler, gidiyorum dönersek size getireceğimiz şafak sevgilinin gül yüzü anaların gözyaşıyla ıslanmış yaşmağı olacak türkülerimizdeki gibi berrak yalın
Susarak katlanıyoruz her mutsuzluğa Saatlendiriyoruz günü Bölüyoruz dakikalara Bir hiç oluncaya kadar bölüyoruz onu Bölüyoruz yani bütün mutsuzluklara Bir yaprak saniyesi geçiyor usul usul Penceremizden Mavi mavi hatmiler parlıyor dışarda Dışarda, küçük bahçemizde Ayak izleri gibi gökyüzünün Hatmiler Bırakıyoruz bu sessiz uyuma kendimizi Derken bir mavi damar, bir dudak büküş İyi anlaşılınayan bir ses sokaktaki Çırpına çırpına yükselen duman Bir tutam saçın öne düşüşü Sanki bir sardunya bir yaz boyu ne kadarcık uzarsa Kaça alınırsa bir tükenmez kalem Doluyor içimize öyle. Hayatın birdenbire anlaşılması gibi bir duygu gürültüsü
Sayfa 605 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Anlat ellerin sıcak sıcak sokul, Buna hazırız eskidikçe değişmez oluyor kabul. Anlat ellerin sıcak sıcak, Benimki de bir tutam ot, Çabuk ol, vakit dar, uçaklar kalkıyor...
kargo
Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. Lazım olursa açar okursun, Olmazsa da olsun, bir zararı yok burada dursun. Şuraya bir cümle koydum. Bırak, acımızı birileri duysun. Hem zaten şiir niye var? Dünyanın acısını başkaları da duysun! Acı mıhlanıp bir kalpte durmasın. Ortada dursun. Olur ya biri eline alır okşar, biri alnından öper. Az unutursun. Buraya tabiatı koydum. Ağaçları, suyu, ovayı, dağı. Onlar bizim kardeşimiz, çok canın sıkılırsa arada onlarla konuşursun. Buraya, küçük mutlu güneşler koydum. Günlerimiz karanlık ve çok soğuyor bazı akşamlar, ısınırsın. Buraya, bir inanç bir inat koydum. Tut ki unuttun, tekrar bak, o inat neyse, sen osun. Buraya yolun yokuşunu koydum. Bildiğim için yokuşu. Zorlanırsa nefesin, unutma, ciğer kendini en çabuk onaran organ, valla bak, aklında bulunsun. Buraya umutlu günler koydum. Şimdilik uzak gibi görünüyor, ama kimbilir, birazdan uzanıp dokunursun. Buraya bir ayna koydum arada önüne geç bak; sen şahane bir okursun. Mesai saatlerinde çaktırmadan şiir okursun. N'olcak ki, bırak patronlar seni kovsun! Burada bir tutam sabır var. Kendiminkinden kopardım bir parça, (bende çok boldur) lazım oldukça ya sabır ya sabır, dokunursun. Burada güzel çaylar var. Bu aralar senin için çok önemli. Bitki çayları, kış çayları, şuruplar, kompostolar. Demlersin, maksat midene dostluk olsun. Şuraya Youtube'dan müzikler, Bach dinle filan, koydum. Ama müzik konusunda sen benden daha iyisin, koklayıp buluyorsun. Buraya bir silkintiotu koydum. Kırk dert bir arada canına yandığım, kırkına birden deva olsun.
CİNAYET*
Gözbebeklerinde bir tutam yapıştı kaldı Gökyüzünde eyleşen bir buluttan Payı kalmadı uzun gecelerde Şaraptan, kadından ve umuttan Kam yayıldı çimenlere Birazı fasulyeden birazı nohuttan
Sayfa 86
Reklam
Abartılı hareketlerle aşırı ciddiyet, fazla demode ve bariz artık. Yanmış harabelerin bir köşesinde yeşeren bir tutam çimen için, güzel şiir okuyabilen bir şair yok mu hiç?
BİR TUTAM PAPATYA Uzatmalı bir yenilginin süngüsünü terk ediyorum Geriye ellerim kalıyor dünyayı kavrayan ellerim Ben sımsıkı tuttukça papatyaları Çokça anlam karmaşası yaşıyor dünya İnsan gerçek, çok gerçek hem de kendine karşı Aynaya bak denince uzak görünüyor bütün siyahlar Karmaşık bir söz bırakıyorum dudağımın kıyısından Hissederek terk ediyorum bir ağacın gölgesini Bunu çok lüks saymaya değmez dünya Bu kadar gün geçti rüzgârını içinde taşıyan Hiçbir iz kalmamış bende hayat demişim sadece Siyah demişken siyah oluyor gökyüzü Bu kadar bulut nereye gidiyor Ellerim kalıyor geriye yağmur kokan ellerim
Sayfa 18 - Şule yayınları
Beton duvarlar arasında bir çiçek açtı Siz kahramanısınız çelik dişliler arasında direnen insanlığın Saçlarınız ızdırap denizinde bir tutam başak Elleriniz kök salmış ağacıdır zamana O inanmışlar çağının.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.