Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Veda
Artık 9 mayıs geldi ve geçti, yaralarımızı kapatma vakti geldi. Son kez bunu söyliyorum, seni çok seviyorum. Biliyorum affetmiceksin beni, nolursun son kez sarsam seni, tüm düşüncelerim kayıp gitti, biliyorum artık bitti. Zaman su gibi aktı, bütün acılar canımı yaktı, sana bundan bahsetmeliyim, artık ben sensiz bir gemideyim. Vedalar canımızı yakar, kalbimizin oradan kan akar, gözlerimiz birbirine bakar, İşte bu kadar. 09/05/23
su
su
[geçen sene bu zamanlar yazmış olduğum şiir :) şarkıyı dinlerken, karaladım bir kaç satır. İnşaAllah beyenirsiniz 🌷] youtu.be/T2TvI6dj9q0?si=...
"Çünkü zaten hayatın bir trajedi olduğuna inanıyor, yalnızca tek bir sonu olabileceğini biliyordum."
Reklam
416 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
O Başlattı ~ Sian Gilbert . Son zamanlarda okuduğum en iyi gerilimlerden biriydi diyerek başlayabilirim sanırım. Dört yakın arkadaş düşünün. Aynı okula gitmiş ve gençlik zamanlarını beraber geçirmiş yıllar araya girince uzaklaşmış olsalar da sırları, geçmişleri ve yaptıkları onları bir arada tutmuş dört genç kadın. Annabel, Tanya, Chole ve
O Başlattı
O BaşlattıSian Gilbert · Artemis · 202426 okunma
Çok düşündüm. Duvar yükselirken, pencere dibine bir Borges, kapı yanına bir Vallejo, onun üstüne Kafka ve yanına Kant ile Hemingway’in Silahlara Veda'sının ciltli bir baskısı; her zaman hacimli kitaplar yazan Cortázar ve Vargas Llosa, Valle-Inclán ile Aristoteles. Camus ile Morosoli ve çimento harcıyla Marlow’a ölümcül bir şekilde bağlanmış olan Shakespeare yerleştirilirken oralarda yürüyor olmalıydı; hepsi bir duvarı yükseltmeye, bir gölge yaratmaya yazgılıydı. ‘Sıcak olacak, ha? Değil mi?’ diye bağırırdı duvarcı, onu neşelendirmek, sanki o harem içine kendisi de düşmüş gibi şüphesiz sertleşmiş olan yüzündeki keskin kederi dağıtmak için. Çünkü yüzüne artık kimsenin kapağını açmayacağı, arzuyla bakmayacağı ve hayran bakışların karşısında, ‘Doğrusu hepsini okumadım. Yıllardır bana eşlik ediyorlar. Bakın, burada bayılacağınızı düşündüğüm bir şey var,’ diyemeyeceği kitapların yalnızlığı istiflenmiş olacaktı. Fakat, ‘Hâlâ benim arkadaşım onlar. Kışın üzerimi Örtüyor, yazın gölge yaratıyorlar. Beni rüzgârlardan koruyorlar. Kitaplar benim evim,’ diyebilirdi. Her ne kadar sonuç tatsız da olsa ve kitaplarla kurulan böylesi narin bir ilişki onu uzak ve izbe bir kumsala sürüklese bile kimse karşı çıkamazdı bu cümleye. Bir hafta içinde duvarcı, Carlos Brauer’in eserini kireçle kaplayıp şekil vererek sayfa sayfa, cilt cilt, baskı baskı ördü evin duvarlarını Rocha’nın kumları üzerine. Başka bir eserin içinde yok olan bir eserdi bu. Sadece hapsolan değil, çimento ile yok edilen...
Sayfa 66 - Jaguar Kitap
Sona Doğru 10 Aralık 1975 Çarşamba, Ankara. Sabahın sekizi. Küçük Esat'ta Refet Körüklü Bey'in evinin önünde bir araba bekliyor. Arabanın aynası arızalı. Muzaffer Eriş, vidayı sıkıştırıp aynayı onarmaya çalışıyor. Ayna birden fırlıyor, düşüyor ve paramparça oluyor. Ayna kırılmıştır. Bu bir felaket habercisidir. Aynı saatlerde İstanbul.
Virgül yanlış yerde, nokta hiç yok Ölümün imlası ne zor, okunmuyor Bir veda mektubu aldım, içinde veda yok! Yeni bir lisan öğrenir gibiyim...
Reklam
Bir veda mektubu aldım, şekli Yüzüme kırbaç gibi iniyor
Üzgünüm...
Herkes arkadasında bir şey bırakır bir gün. Bir işaret, bir söz, bir bakış... Ben sana keder , sana veda, sana tutulması zor bir yas bıraktım; üzgünüm.
Kitaplar tarafından kapana kıstırılmış hissediyordu. Böylesi bir kütüphane nasıl taşınırdı ki? Bu veda nasıl engellenebilirdi? Onlara hayatım adamıştı. Onun sanat eseriydi bu kütüphane.
Sayfa 47 - Jaguar Kitap
Bay Merham
Kendimi anlatmak bugünlerde yarın gibi, hep beklediğim ama bir türlü gelmek nedir bilmeyen. İçimden, ne biçim dert, o baht el eder. Olmasa da olur, olmadı da selametle. Hiçbir şeyim yok, hani sabah nerede. Vah edemem, bir parça boş verdim kabahat bende, inanmak hoş gerçi. Güvendikçe çıkması zor, bir dahalar yersiz, düşünceler
Reklam
"İçimde, bir yolculukta tanışıp alıştığın, fakat pek çabuk ayrılmaya mecbur olduğum bir insana veda eder gibi bir his vardı."
Veda hutbesi.
Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım. "Ashabım! Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise bu aylarınız nasıl mukaddes ay ise bu şehriniz (Mekke) nasıl bir mübarek şehir ise canlarınız, mallarınız, namuslarınızda öyle mukaddestir, her türlü tecavüzden
O dediğin şey var ya, aşk mı ne bilmiyorum. Her şeyi tepetaklak eden illet bir duygu.
56 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
"Bir sokak hep aynı sokaktı Gece hep aynı gece Aynı yıldızlarıyla Sabah nasıl da umursamazdı Nasıl da dopdolu kendisiyle Nasıl da sadece kendisi Biz ona konuk gibi bir şeydik Gençliğimiz son hızla
Hayata Uzun Veda
Hayata Uzun VedaAtaol Behramoğlu · Tekin Yayınevi · 2008172 okunma
Ne kadar yarışabilir Bir gün Sonsuzca sustuğumuzda Söylenebilecek Her şeyi Söylemiş olmak
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.