Kitap: Nasıl Yapmalı 1-2 (İki cilt)
Yazar: Nikolay Gavriloviç Çernişevski
Yayın Bilgileri: Yar Yayınları – 9.Baskı – Haziran 2005
Çernişevski “Nasıl Yapmalı?” isimli bu romanını dört aylık kısa bir süre içerisinde Saint-Petersburg’daki Peter ve Paul kalesi zindanında kaleme aldı. (4 Aralık 1862 ile 4 Nisan 1863) Bu kadar kısa sürede yazılmış bir
İnsan ruhunun önünde çelik bir setti, çaĝın belirlediği yaşam biçimi. Yüreğinin derinliklerinden gelen sesi dinlemedikçe Âdemoğlu istikamete ulaşamazdı.
Ayşe Şasa'nın ölmeden önce hayat hikayesini, anılarını kayıt altına alması sonucu ortaya çıkan bu eseri bir değişim, dönüşüm ve doğru yolu bulma hikayesi olarak adlandırabiliriz. Okumalarımı yaparken birçok yazarla ya da hayat hikayesiyle bağ kurup yaşayarak okurum. Bu kere de öyle oldu minik Ayşe'nin çocuklukta yaşadığı ızdıraplar bende
Adamın durumunda, üzerinde düşünülmesi gereken bir şey olduğu kesin. İnsan doğru bir şekilde sıralayabilse, Amerikalı gazetecilerin "hikâye" dediği şeyi oluşturacak pek çok nokta var. Gerçekler şöyle:
"İçmek"ten bahsetmiyor.
Herhangi bir şeyin "ruhu"nun ağırlığını yüklenmekten korkuyor.
Gelecekte "yaşam" eksikliği çekmekten korkmuyor.
Daha düşük canlı türlerini tamamen küçümsüyor, ama ruhlarının peşine düşmesinden korkuyor.
Mantıksal olarak bütün bunlar tek yöne işaret ediyor: Daha yüksek bir yaşam biçimi elde edeceğine dair teminat almış. Ama sonuçtan korkuyor - bir ruhun yükü. O zaman insan ruhu var aklında!
Ya teminat-?
Merhametli Tanrı'm! Kont onu bulmuş ve yeni bir dehşet planı kapıda!
Sayfa 307 - Dr. Seward'ın Günlüğü, 1 Ekim | Reinfield hakkındaKitabı okuyor
“Size biraz zalim davrandım. Bunun bir amacı var. Bm, konuşmamızı hep hatırlayın istiyorum. Bayan Martin’i hep gözünüzün önüne getirin. Sözünü ettiğim eşeği düşünün hep. Sakın unutmayın, eğer düşüncelerinizi etkilediğini anlamazsanız, o iki duygu, korku ve arzu, sizi hayatın en büyük tuzağına düşürebilir pekâlâ. Ömrünüzü korkuyla geçirmek, düşlerinizin peşinden koşmamak zalimce. Para için çok çalışmak, paranın sizi mutlu edecek şeyleri satın alabileceğini düşünmek de zalimce. Gecenin bir yarısı uyanıp ödenecek faturaların sıkıntısını çekmek korkunç bir yaşam biçimi. Sınırlarını maaş tutarınızın belirlediği İbir yaşam sürmek gerçekten yaşamak değil. Çalıştığınız işin size güvence vereceğini düşünmek kendi kendinizi kandırmaktan başka bir şey değil. Zalim olan bu işte, eğer mümklünse sizin kurtulmanızı istediğim tuzak da bu. Paranın insaflıların yaşamını nasıl yönettiğini görüyorum. Bunun başınıza gelmesine izin vermeyin. Paranın sizi yönetmesine lütfen izin vermeyin.”
Dünya çok güzel ve çok harika bir yer. Sevgiyi bir yaşam biçimi yaptığınızda yaşam çok kolaylaşır. Dünyaca cennetin var olduğunun gerçekliğini bilirsiniz
Hukukun temellerini Roma ‘da atılan, edebiyatın en kıymetli eserleri bu şekilde ortaya çıktı. Antik tarih söz konusu olduğunda, Yunan ve Roma tarihi birlikte anlatılır her zaman. Oysa Roma kendine özgü ve kıyas kabul etmeyen farklı bir kültür geliştirmiş, Yunan düşüncesinden tamamen ayrı bir zihniyetle çok geniş bir dünya coğrafyasına hâkim olmuştur. Küçücük bir köyden kocaman bir imparatorluğun doğmasına önayak olan Roma halkının da kendine özgü bir yaşam tarzı ve felsefesi vardı kuşkusuz. İşte bu yaşam anlayışı Roma’yı dünyaya hükmeden bir ülke haline getirmiştir. Günümüzde bile hâlâ Roma hukuku okutulmakta, Roma edebiyatı bütün canlılığını korumaktadır.
Roma felsefesi, düşünce biçimi ve kültürünün, daha kaliteli bir yaşamın yollarını inşa etmek üzerine kurulu eski ve köklü bilgiler içeren, üstelik günümüz insanına hiç de yabancı olmayan bir bilgeliğin de temeli olduğunu ortaya koyan bu kitap, binlerce yıllık bu bilgeliği yeniden insanlığın rehberliğine açıyor.
Roma BilgeliğiErhan Altunay · Destek Yayınları · 2022415 okunma
Agnes Grey, yoksul bir ailenin en küçük kızıdır.
Papaz olan babası Richard Grey, yaptığı riskli bir yatırım sonucu aile birikimlerini kaybeder.
Bunun üzerine Agnes, hem kendi ayaklarının üstünde durabildiğini görmek hem de ailesine maddi açıdan yardım edebilmek için üst sınıftan bir İngiliz ailesinin yanında mürebbiye olarak çalışmaya
Her şeyden milyonlarca var. Milyonlarca dizi var. Milyonlarca film var. Kitap var. Fenomen var. Ünlü var. Yaşam biçimi var. Sevgili var. İlişki türü var. Akım var. Ekol var. Bilgi var. Herşeyden milyonlarca olunca devasa bir çöplüğün içinde kaybolup gidiyor insan. Kendi hayatı da çöplüğe dönüşüyor. Bütün dizileri izlemeye kalkıyor. Bütün kitapları okumaya çalışıyor. Bütün akımları bilmeye, bütün tatları denemeye, bütün bilgleri öğrenmeye çalışıyor ama olmuyor. Çünkü insan herşeyi bilemez. Bütün dizileri izleyemezsin. Bütün kitapları okuyamazsın… gerçekten bilmeye değer olanı bulmak zorundasın kendin için. Kendi sorularının cevabını veren kitapları okumak gibi…dışarda hızla akıp giden bir hayat yok. Kaçırdığın bir şey yok. Dışarısı tam bir çöplük. Herkes eline geçirdiği çöpün eşsiz olduğunu sanıyor ve seni de buna ikna edip paniklemene neden oluyor. Başkasının elindeki çöpü bilip öğrenme telaşına düşüyorsun. Bence önce biraz yavaşlamalısın. Hatta biraz yalnız kalmalısın. Yalnızlıkla ilgili bütün sorularını yalnızlığın kendisine sor önce
Kötülüğün köküne bir darbe vuran dallarında binlerce çentikle karşılaşır ve ihtiyacı olanlara en çok zamanı ve parayı bağışlayan kişi, yaşam biçimi yüzünden, beyhude yere dindirmeye çalıştığı sefaleti en çok yaratan kişi olabilir.
.
Osaka Üniversitesi profesörü Schwentker'in bu kitabını ilk kez Tarih Obası Youtube Kanalının videosunda gördüm ve hemen aldım.
Kitap genel anlamda samurayları anlatsa da samuraylar aracılığıyla samuraylardan önce ki askerleri, Ortaçağ Japonya'sını ve genel anlamda Japonya Tarihine de değiniyor.
Schwentker, profesör olduğundan doğal olarak kitabı birazcık ağır. Özellikle kimi yerlerini çok kez okumanız gerekiyor. Benim gibi Japonya Tarihi üzerine hâlihazırda bir bilginiz varsa üstüne bilgi eklemek için okuyabilirsiniz.
Benim kitapta en sevdiğim bölümler 4. ve 5. bölümler olan "Yaşam Biçimi Olarak Savaş" ile "Samurayların Günlük Yaşamı ve Özel Hayatı" oldu. Çünkü hiç bilmediğim samurayların aile hayatı, evlendiği kişiler, çocukları, cinsellikleri, silah ve zırhları gibi bilgileri edindim.
Ama açıkçası Japon Tarihi üzerinde ortalamanın üstünde bir bilgisi olmayanlar için pek uygun bir kitap değil. Ben tahminen bu kitabın %75'ini anladığımı düşünüyorsam bu kişiler daha az verim alacaklardır.
SamuraylarWolfgang Schwentker · Runik Kitap · 202121 okunma
Ağlattıklarına Bile Ağlayamaz Hale Geldiler
Zalim olmanın sonu zor!
Hak zalimliği yaşam biçimi haline getirenlerin yüreğine ibretlik bir damga vurarak katı hale getirdi.
O yürek zulmederken yumuşamadı ise bu ibret damgasının mührü sonrası yumuşama belirtisi bile gösteremez.
Daha da gaddar ol dedi zalimlere yaratan onlarda olmak zorunda