Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hayatta kendinizi nerede bulucağınızı tahmin etmek istiyorsanız tek yapmanız gereken küçük kazanç ve kayıplarınızın kavisini takip etmek ve gündelik tercihlerinizin on ya da yirmi yıl sonra nasıl bir birikim oluşturacağını görmektir.
Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her
Reklam
1 yıl boyunca her gün yüzde 1’lik bir iyileşme kaydetseniz, yıl sonu geldiğinde 37 kat daha iyi olursunuz. Bir yıl boyunca her gün %1 daha iyi 1,01^365=37,78 Bir yıl boyunca her gün %1 daha kötü 0,99^365=00,03
Kendinizi değil ama uygulamayı 5 yıl sonra nerede görüyorsunuz?
Aradan 5 yıl geçmiş ve bir sabah uyandınız, telefonunuzdan uygulamaya giriş yaptınız. Sizi nasıl bir
1000Kitap
1000Kitap
uygulamasının karşılamasını isterdiniz? Hangi özelliklerin eklenmiş, hangilerinin ise çıkarılmış olmasını isterdiniz? Hayal gücünüzü sonuna kadar kullanmaktan çekinmeyin lütfen. 🙏🏻 😇 Yorumunu en çok beğendiğim bir arkadaşıma Maldivler'de... Yaklaşık 30 saniyelik bir altyapı güncellemesinden sonra buradayız. (mxo) YENİDEN DENE 🤭
Hayat nasıl da boş ve anlamsız. Birini defnediyorsunuz; top­rağa yolcu ediyorsunuz, üzerine üç kürek toprak atıyorsunuz; faytonla gidip faytonla eve dönüyorsunuz; önünüzde uzun bir hayat var diye kendi kendinizi avutuyorsunuz. Yedi çarpı on yıl ne kadar uzun ki? Neden her şeyi kökünden çöz­müyorsunuz, niçin orada kalıp hep birlikte mezara girmiyor, son ölenin üzerine son üç kürek toprağı atacak hayatta ka­lan son kişi olma talihsizliğine erişen kişiyi belirlemek için kura çekmiyorsunuz?
Hiçbir şeyin ömrü yeterliymiş gelmez insana, çünkü her şeyin bir sonu vardır ve isterse yüz yıl sürsün, sona erdiğinde yeterli gelmez.
Reklam
632 syf.
9/10 puan verdi
·
32 günde okudu
Kitaba yazarımız Frank Herbert'in oğlu Brian Herbert'in hazırlamış olduğu bir önsöz ile başlıyoruz. Neden beşinci kitaba kadar Brian tarafından yazılan bir önsöz yoktu da şimdi tam da bu kitapta bir önsöz var diye düşünürken anlıyoruz ki kitabın seyri için bize ipucu vermek istemiş. Frank Herbert, aslında Tiran'dan sonraki dünyayı
Dune Sapkınları
Dune SapkınlarıFrank Herbert · İthaki Yayınları · 20211,831 okunma
İyi ki doğmuşsun.. ve iyi ki tanımışım.. SENİ ÇOK SEVİYORUM
Kötü ayrılmış olabiliriz, şu an konuşmuyor olabilir ve bundan sonra hiçbir zaman konuşmayacak da olabiliriz. Lâkin bu, asla benim sana olan sevgimin bittiği veya biteceği anlamına gelmez! Ben seni hâlen çok seviyorum.. Hâlen çok ve hâlen daha deliler gibi..❣️ Her ne kadar her an ve her dakika düşünsem de, konuşmadığımız için soramıyorum; inşallah sağlığın yerindedir.. inşallah iyisindir.. ve inşallah mutlusundur.. Dilerim en kısa zamanda atanırsın ve her şey gönlünce olur. Ve yine dilerim ki, sen de bundan sonra bir ömür boyu mutlu olursun.. ❣️🤗 Bugün seninle tanışma yıl dönümümüz. ☺️ Seni yaratana binlerce kez şükür, seni doğurana da binlerce kez teşekkür ediyorum. 🙏🏿☺️ Şu ana kadar aldığın ve bundan sonra da alacağın sağlıklı her bir nefes için, yaratana ayrıca sonsuz şükürler olsun. 🤲🏿☺️ Rabbim iyi ki yaratmış, annen iyi ki doğurmuş ve yine rabbim iyi ki seni benim karşıma çıkarmış.. ☺️ Dilerim kalbin kadar güzel bir hayatın olur.. Ve yine dilerim rabbim, karşına kalbin kadar güzel insanları çıkarır.. İyi ki varsın Prenses❣️🤗
Gerçek şu ki, bir insan on ya da on beş yıl boyunca konuşmadığı takdirde konuşma yetisini kaybederdi. Dili hala anlıyor olabilirdi fakat konuşamazdı. Luo Ji'nin artık konuşamadığı açıkça görülüyordu; söyleyebileceği her şeyi bakışlarıyla karşısındaki duvara koyuyordu. Kendisini bir caydırma makinesine çevirmişti, geçen yarım yüzyıl boyunca her an patlamaya hazır, iki dünya arasındaki korku dolu dengeyi sağlayan bir mayına.
408 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
"Yaşadıklarımız bizi güçsüz kılmaz, bilakis üstesinden geldiklerimizle güçleniriz." "Savaş onunjs , mücadele et. Artık kurban olmak zorunda değilsin." Herkese Merhaba Gerçek hikayelerden yola çıkılarak yazılmış bir kitapla sizlerleyim. Kitabın dili akıcı olsa da içeriğindeki olaylar yüzünden sinirlerimi bozmamak için ara vererek okumaya çalıştım. Kitaptaki Tareq karakteri kurgudan ibaret ama tüm toplumlarda böyle iğrenç , aşağılık erkekler mevcut maalesef. Desteği olanlar boylelerinden kurtuluyor ama desteği olmayanlar tüm acılara katlanmak zorunda kalıyor. Kadına dayatılan roller sabır et, itaat et, alttan al , duymazdan gel olduğu sürece maalesef kaçıncı yüzyılda yaşarsak yaşayalım devam edecek. Mariam; ailesinin zorlamasıyla evlenmiş eşi tarafından şiddete, sürekli tecavuze uğramış bir kadındır. Şiddete uğradığı bir gün hastaneye kaldırılır ve hamile olduğunu öğrenir. Yıllardır dayandığı eziyetten bebeğini öğrendiği gün kurtulmaya karar verir. Zor olsa da kaçmayı planlar. Mariam kuzeninin destegiyle kaçarken 1990 yılındaki Irak isgalinde kampa sığınır. Geçen 25 yıl tedirginlik ve korkuyla yaşamaktdn yorulunca hayatını düzene sokmaya karar verir. Kitapta olaylar 1990 ve 2015 yılları arasında dönüşümlü anlatılmış. Yazar iki zamanı da birbirine çok iyi bağlamayı başarmış. Mariam, hayatını düzene sokabilecek mi? Tareq'e ne oldu? Geçmişten kurtulmak mümkün mü ? Sorularının cevabı ve daha fazlası için kitabı okumanızı kesinlikle tavsiye ederim.
Kızım İçin
Kızım İçinPuja Guha · Arkadya Yayınları · 202386 okunma
Reklam
Suriyeli sığınmacıların Türkiye'de kamu sağlığı üzerindeki en olumsuz etkilerinden birisi 30 yıl içinde inşa edilen Türk demografik aşı haritasını değiştirmesidir. Aşısız bir şekilde Türkiye'ye gelen 1,5 milyondan fazla çocuk, Türk çocuklarını da enfeksiyonlara açık hale getirmiştir.
Zaman Senin ebedi sonsuzluğunun göğünde geçip giden bir duman gibidir. Fakat yedi yıl, Yüce Tanrım biz insanlar için ömrümüzün onda biri, çünkü gözlerimizi karanlıktan Senin kutsal ışığına açmamızla, ölümün gecesine kapatmamız bir oluyor.
O kadar çok da geçmişte kalmış değildi, ama şimdi neredeyse bir on yıl,bir asır gibi geliyor; ne giydiğimi hatırlayabiliyorum,her bir bluzu,her bir eşarbı.
«Tanrı gel bana, hiçbir şeyim ben, tozdan daha azım ve her gün, her gece seni bekliyorum, yardım et bana, sadece bir hayatım var ve bu hayat kayıp gidiyor parmaklarımın arasından ve sakince ölüme doğru yol alıyor ve ben hiçbir şey yapamıyorum ve yapabildiğim tek şey her geçen dakikayla tükenişimi izlemek, dünyada yalnızım, beni seven insanlar tanımıyorlar beni, tanıyanlar korkuyorlar benden ve küçük ve zavallıyım, birkaç yıl sonra var olduğumu bilmeyeceğim, yaşamak için çok az şeyim kaldı ve yine de yaşamak için kalan şeylerim dokunulmamış kalacaklar ve kifayetsiz, neden acımıyorsun bana? hiçbir şey olmayan bana, ihtiyacım olanı ver bana.»
Sayfa 169
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.