Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
·
Puan vermedi
Hekimlerin dediğine göre, yeni keşfedilen bir madde olan seretonin, insanların duygularını yöneten öğelerden biriymiş. Seretonin azlığı insanın iş yaşamında dikkatinin dağılmasına, uykusuzluğa, iştahsızlığa, yaşamdan yeterince zevk alamamasına yol açıyormuş. Bu madde bedende hiç bulunmadığında ise kişi derin umutsuzluk, kötümserlik, bir gereksizlik duygusu, korkunç yorgunluk, endişeye kapılma, karar verme güçlüğü gibi belirtiler gösteriyormuş, bu da zamanla sürekli bir karabasana dönüşüyormuş ki sonu ya tam uyumsuzluk ya da intiharmış.
Uzun yol hikayeleri
Romanımız üç cinayet dosyasından oluşuyor. Tam bir yol hikayesi diyebiliriz.
Içerik:
Aşkımız Eski Bir Roman
Overlokçu Kız
Sergey Nikolayeviç Jerkovski'ye Ne Oldu?
oluşuyor.
Ahmet Ümit polisiye romanlarının en iyi yazarlarindan biri. Bu kitapta üc ayri konuyu ele almis ama üc konuda da katilleri okuyucuya kopya vererek anlatmış. Kısa ama bir o kadar da anlamli hikayeler hayatin bize ne gerirecegini anlaşmamız sağlıyor. Kitabın katilleri baştan belli etmesi kimi okuyucuyu sıksada bence bir bakıma iyi olmuş. Çünkü okurken katil kim meraki heyecanlandirsada nasil öldürdüğünü ya da altta yatan hikayeyi kaçırabiliyorduk. Bu kitabı okurken katili bilip ama neler hissettigini, öldürülen kisiyi daha iyi anlamamzı sağlıyor. Nevzat Başkomiser ve ekibinin saygı, sevgi alışverişi ayrica bir sempati katmıs durumda kitaba.
Milli Mecmua/ Sayı 36. Ocak - Şubat 2024.
Derginin 7 yılının, ilk sayısının, dosya konusu Yusuf Akçura'dır.
"Ben Osmanlı ve Müslüman bir Türk'üm. Binaenaleyh Osmanlı Devleti ve İslamiyet ve bütün Türkler menfaatine hizmet etmek istiyorum", diyen Yusuf Akçura 2 Aralık 1876'da Kazan'da doğmuş bir Kırım Türkü'dür. Küçük yaşlarda İstanbul'a gelmiş, askeri okullarda eğitim görmüş, fikirleri nedeniyle sürgün edildiği Trablusgarp'a gitmiştir. Oradan kayıkla Fransa'ya geçmiş, yüksek öğrenimini Fransa'da tamamlamıştır. Bir dönem Kırım ve Kazan'da Türk ve Müslüman partilerde aktif görev almış, ikinci meşrutiyet'in ilanı ile de tekrar İstanbul'a dönmüştür. Cumhuriyet döneminde üç dönem milletvekilliği yapmış, fikirleri ile yeni kurulan devletin kurumsallaşmasına büyük katkı sağlamıştır.
Üç Tarz-ı Siyaset, düşüncesi Türkçülük fikrinde yankı bulmuş, Yürkçülüğün lkökleşmesinde önemli rol oynamıştır. Ne yazık ki ülkemizdeki solcular ve islamcılar, Türkçü düşünceleri nedeniyle, Yusuf Akçura'yı sevmemişler, sağcılarsa sahip çıkmamışlar bir dönem unutulmuştur.
11 Mart 1935'te İstanbul'da vefat eden Yusuf Akçura eserleri ile bugün de Türk dünyasına yol göstermektedir. Dergi bu sayısıyla Türk dünyasının büyük fikir adamı Yusuf Akçura'ya vefasını göstermektedir.
#Kitapşuuruinsanlıkşuurudur.
Yol bulmak için değil, aramak içindi....
Senin insanın kelimelerini emanet edeceği bir yüzün var. Murathan Mungan'in, muhteşem kaleminden çador. Kitap, kimliğini, ailesini ve aitlik duygusunu kaybetmiş bir adamın hikayesini anlatıyor. Kısa, etkili, akıcı ve derin bir eser. Keyifli okumalar, kitapla kalın. Bazı insanların gülümseyişi hayatı kolaylaştırır...
Düşündürdü...
Dışa bakan rüya görür, içe bakan uyanır'ı hatırlattı bana. Aslında meselenin olaylara bakış açısıyla ilgili olduğu değiştiremeyeceğimiz şeyleri kabul etmemizi, değiştirebileceklerimize odaklanarak yarın değil bugünden bir adımla başlamamız gerektiğini hatırlattı. Yolun uzun ve meşakatli olduğunu vazgeçmeden doğaya uygun olarak varlığını koruyarak, bahçene ,çitlerin ve meyvene nasıl sahip olacağını farklı perspektiflerden anlatan, bana nasıl ölünürdeki 5 farklı hikaye gibi geldi, insana insanca yaşamaya dair unutulanları hatırlatan, okuması keyifli bu söyleşi kitabı anda kalarak ödev yapmayı hatırlatan her gün ikigai üzerine pratiklerle öğretiden ders almış kadim bilgiye yol alan bir derya deniz misali öğretileri, öğütleri ve 15 adımıyla düşündüren bir dünya...
·
Puan vermedi
Stendhal'ın "Kırmızı ve Siyah" adlı romanı, 19. yüzyıl Fransa'sında geçer ve toplumsal sınıf çatışmaları, hırs, aşk ve toplumun ikiyüzlülüğü gibi temaları işler. Romanın ana karakteri Julien Sorel, köylü kökenli hırslı bir gençtir. Julien, düşük sosyal statüsünden kurtulmak ve toplumda yükselmek için öncelikle bir rahip olmayı düşünür, daha sonra ise orduya katılmayı planlar.
Roman iki ana bölümden oluşur. İlk bölümde, Julien, zengin bir aile olan de Rênal ailesinin evinde özel öğretmen olarak çalışmaya başlar ve Madame de Rênal ile bir aşk ilişkisi yaşar. Bu ilişki skandal yaratınca Julien, Paris'e kaçar ve orada yüksek sosyetede yer edinmeye çalışır. İkinci bölümde ise, Julien, aristokrat Mathilde de la Mole ile bir ilişki yaşar. Ancak, geçmişteki ilişkisi ve yükselme hırsı, sonunda trajik olaylara yol açar.
Roman, bireysel hırs ve toplumsal beklentiler arasındaki çatışmayı derinlemesine inceler ve Stendhal, karakterlerinin psikolojik tahlilinde ustalık gösterir. "Kırmızı ve Siyah", gerçekçilik akımının önemli bir örneği olarak kabul edilir ve Stendhal'ın en önemli eserlerinden biridir.
