“Aklın ötesindeki alanlar gibi. Bence günümüzün aklı ortaçağın ‘dünya düzdür’ diyen aklına benziyor. Bunun çok ötesine geçerseniz deliliğe vardığınız sanılır. Ve insanlar bundan çok korkar. Bence delilik korkusu bir zamanlar insanların, dünyanın kenarından aşağı düşmekten duydukları korkuya benziyor. Ya da kâfirlerden duyulan korkuya. Çok yakın benzerlik bunlar.
“Fakat bizim eski, dünyayı düz sanan geleneksel aklımız, sahip olduğumuz deneyimler karşısında gittikçe daha yetersiz kalıyor, bu da çok yaygın bir karmakarışıklık duygusu yaratıyor. Sonuç olarak, gittikçe daha çok sayıda insan saçma sapan düşüncelere takılıyor -büyücülük, gizemcilik, uyuşturucu bağımlılığı ve buna benzer şeyler- çünkü klasik aklın kendi bildikleri gerçek deneyimlerin yanında yetersiz kalacağını sezinliyorlar.”
"Ama bir yol- bir yol var. Ölümün gerisinde bir yol var. Yaşama geri dönen bir yol. Ölümün ardındaki yaşama, ölümsüz yaşama. Aradıkları bu. Bir zamanlar büyücü olan Tavşan'ın ve Sopli'nin. Bizim aradığımız da bu. Sen -hepsinden çok sen- bu yolu biliyor olmalısın."
"Bilmiyorum."
"Ama ötekiler, büyücüler..."
"Onların aradıklarını zannettikleri şeyin ne olduğunu biliyorum. Ama onların da Sopli gibi öleceğini de biliyorum. Benim öleceğimi de. Senin öleceğini de."
"Ve bunu bilmek çok değerli. Çok büyük bir armağan. Ben olma armağanı. Çünkü sadece kaybetmeye razı olduğumuz şey bizimdir... Bizim acımız, hazinemiz ve insanlığımız olan bu benlik, sürekli değil. Değişir; gider, denizdeki dalga gibi. Tek bir dalgayı kurtarmak, kendini kurtarmak için denizin sakinleşmesini, gelgitlerin durmasını mı istersin? Kendi güvenliğini satın almak için, ellerinin hünerini, kalbinin arzusunu ve aklının açlığını feda eder miydin?
Bir çocuk dünyaya geldiği zaman, ebeveyninden en çok ihtiyaç duyduğu şey sevgidir; yani şefkat, dikkat, ilgi,korunma, dostluk ve iletişim kurma isteğidir. Bunlar sağlandığı takdirde, bedenleri hayatları boyunca bu iyi anıları taşıyacaktır ve sonra yetişkinler olarak aynı sevgiyi kendi çocuklarına aktarabileceklerdir. Ancak durum böyle degilse
"Kardeşlerimiz Kuzu'nun kanıyla ve ettikleri tanıklık bildirisiyle onu yendiler."
(Vahiy 12:12)
Ruhsal savaşta zafer kazanmak Kuzu'nun kanına dayanır. Kan yalnızca günahların bağışlanması ve kurtuluş sağlamakla kalmaz, Şeytan'ı yenmemizin temelini de oluşturur. Bazıları vardır ki, Rab yolunda olgunlaşmış inanlılar için