Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
... Oysa, belleğimizde dirilen kimi fotoğraflarda ben dediğimiz kişi, şimdi ne kadar uzaktır bizden. O, hangi ben'imizdir? Çoğu kez, bizimle artık pek az ilişkisi kalmış birini "ben" diye anlatmak ne kadar gerçektir? Bizim için çoktan yabancı olmuş o kişinin herhangi bir yazı kahramanından ne farkı kalmıştır, hayatına ait bazı ayrıntıları ve izleri çok daha iyi bilmemizden başka? Bir zamanlar olduğumuz o kişide kendimizi görmekte zorlandığımız anlara karşın, gene de neden her şey dün gibi canlı ve yakıcıdır? ...
51. Eyalet ve Gerçekler (uzun ama buna değer)
Jeffrey'ye bakıp yeniden oturmasını işaret etti. Kendisi de yerine geçti. Profesör, Amerika sizce de bir şekilde yolunu kaybetmedi mi? Atalarımızın dağlara taşlara kazıdığı idealler yozlaştırılmadı mı? Unutturulmadı mı? Değersizleştirilmedi mi?" Jeffrey başıyla onayladı. "Bu görüşte olanların sayısı her geçen gün
Reklam
Çocuklar, yalnızca anılarımız ya da tahminlerimiz aracılığıyla içine girebileceğimiz bize yabancı olan bir tür sualtı dünyasında yaşar. Başlıca ipucumuz bizim de bir zamanlar çocuk olduğumuz gerçeği; ancak çoğu insan kendi çocukluklarındaki ortamı neredeyse bütünüyle unutuyor gibi gözüküyor.
Sayfa 115Kitabı okudu
Önemli Bulduğum Bazı Kavramlar (Bilmek Ve Olmak adlı kitabımdan alıntıdır) Bir insanın kendini geliştirmesi ve gerçekleştirmesi için bazı kavramları ve olguları bilmesini zorunlu görüyorum. Bunlardan bazılarını aşağıda açıklıyorum. Özbilinç: özbilinç en genel anlamıyla kişinin kendi duygu düşünce ve davranışlarından haberdar olma halidir.
Geri kalmışlar olarak zalim insanlar
Şimdi zalim olan insanları, eski kültürlerin bugüne kalmış aşamaları olarak kabul etmeliyiz: insanlık coğrafyasının genellikle gizli kalan, daha derinlerdeki formasyonları açığa vurur onlarda. Geri kalmış insanlardır onlar, beyinleri kalıtım sürecindeki tüm olası rastlantılar sayesinde o kadar hassas ve çok yönlü değişmiş değildir. Hepimizin bir zamanlar olduğumuz şeyi gösterirler bize ve dehşete düşürürler bizi: ama onların bu işteki sorumluluğu, bir parça granitin granit olmaktaki sorumluluğu kadardır. Tek tek insan organlarının biçimlerinde balıklık durumunun anılarının bulunması gerektiği gibi, bizim beynimizde de o zihniyete karşılık düşen kıvrımlar ve oluklar bulunmalıdır. Ama artık duygularımızın ırmağının aktığı yatak bu kıvrımlar ve oluklar değildir.
Sayfa 41 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Ruhum Saliha'm İşte altı ay oldu ki görüşemiyoruz. Çok özledim. Allah vere de bir daha görüşelim. Bir daha birbirimizi dünya gözüyle görelim! Ah!.. O beraber olduğumuz zamanlar! .. Ah o zamanlar! Nasıl da su gibi geçti o günler. Şimdi bizim için bir dakika bin yıldır. Saliha'm, bundan sonra hiç olmazsa mektuplarla görüşelim. Gülizar'la bu mektubun cevabını gönder. Şimdilik bu kadarla yetinirim. İnşallah pek yakında görüşürüz. Allah'a ısmarlarım! Ah!.. Ah! .. Ah!.. Rıfat
Reklam
KİTAPLAR: Öteden beri senin daima sorgulanan, asla kulak asılmayan temkinli danışmanların olduk. Ama seni harekete geçirmediysek de anlamanı sağladık; buna rağmen sen yenilgiye balıklama daldın, fakat hiç değilse karanlıkta, adeta bir kâbustaki gibi mücadele etmedin; artık istenmeyen yaşlı öğretmenler gibi bir kenara atma bizi. Sen bizleri çocukken minik ellerinde tuttun. Hâlâ saf olan bakışların bizi hayretle izledi. Bizi biz olduğumuz için sevmesen de sana seni hatırlattığımız için, eski benliğini, olabileceğin kişiyi hatırlattığımız için sev; olabilirlik bunu düşündüğün sırada biraz da olmak değil midir? Gel bizim tanıdık, öğüt veren seslerimizi dinle; sana niye âşık olduğunu söylemeyiz, ama niye üzgün olduğunu söyleriz; çocuğumuz umutsuzluğa kapılıp ağlarsa ona öyküler anlatırız, tıpkı bir zamanlar kıvılcımlar çıkararak, bütün umutların ve bütün hayallerinle alev alev yanan şöminenin önünde, çocuğun annesinin sesi bizim sözlerimizle tatlı otoritesini birleştirdiğinde yaptığımız gibi, beşikte sallarcasına avuturuz onu.
Sayfa 2 - YKY Yayınları, Hazlar ve Günler XI
ah!..o beraber olduğumuz zamanlar!..ah o zamanlar!nasıl da su gibi geçti o günler.şimdi bizim için bir dakika bin yıldır.
_Kendine gülmeyen ustaya şaşarım. Güler geçerim ona işte. Öz evimde yaşarım. Benzemem hiç kimseye. _İnsanın kendine gülebilmesi; şimdiye değin, en iyiler gerçek anlamından yoksun kaldı bunun; en yetenekliler ise bu konuda bir deha göstermediler. Belki de kahkaha, bilgelikle birleşecek, geriye yalnızca "şen bilim" kalacaktır. Şu anda
…çocuk ancak, anne-babasının acımasızlığını kendi varlığına verilen bir tepki olarak yorumlayabilirse onlan "sevgi dolu" addedebilir; anne-baba özünde iyidir, eğer kötü oldukları zamanlar varsa bu bizim suçumuzdur. Böylece, içimizde, olduğumuz gibi olmaktan duyduğumuz bir utanç büyür.Bunun sonucu olmak da çocuk, anne-babasının kendisine karşı sevgisiz tutumunu devralır.
Reklam
Bilmek Ve Olmak Adlı Kitabımdan Alıntıdır 1984 yılında Konya'nın Çeltik ilçesine bağlı Torunlar köyünde dünyaya geldim. Köyümüz, hemen yanı başında velut bir derenin aktığı, ahalisinin neredeyse tamamının hayvancılık ve tarımla uğraştığı tipik bir Anadolu köyüdür. Çocukluğum annem olmadığından daha çok ninemin yanında geçmiştir. Bazı
ATLANTİS VE LEMURYA
Tektonik Tabakalar, Atlantis, Zümrüt Kent Kim Olduğunuzu Biliyor musunuz ? D020903, Atlanta, GA. Soru: Bize, Atlantis Kıtası'ndan söz eder misiniz? Grup: Binlerce yıl boyunca, gezegeninizin tektonik tabakaları hareket ederken, bazı yerlerde kırılmalar ve yeniden birleşme­ ler meydana gelmişti. Yaşadığınız bölge tektonik bir tabaka­ nın
Ruhum Saliha'm! İşte altı ay oldu ki görüşemiyoruz. Çok özledim. Allah vere de bir daha görüşelim. Bir daha birbirimizi dünya gözüyle görelim! Ah!.. O beraber olduğumuz zamanlar!.. Ah o zamanları Nasıl da su gibi geçti o günler. Şimdi bizim için bir dakika bin yıldır. Saliha'm, bundan sonra hiç olmazsa mektuplarla görüşelim. Gülizar'la bu mektubun cevabını gönder. Şimdilik bu kadarla yetinirim. İnşallah pek yakında görüşürüz. Allah'a ısmarlarım!
Çocukluk: Sıkıntılar İçinde Bir Memur Ailesi Bizim yaşlarımızda, çocuk yaşta, en çok giyilen şey, cızlavet lastikler vardı. Başka türlü ayakkabı falan alamazdık. Ama amcam bize zaman zaman bayramda ayakkabı alırdı. Doktor amcam... Zaten elini öperdik amcamın bayramlarda. 5 lira, 2,5 lira falan para verirdi. Onları da getirir koşa koşa annemize
_Nevroz, farklı nevrotik eğilimlerin catışması sonucunda ortaya cıkar. Nevrotik eğilimler birbirlerini pekiştirip guclendirmekle kalmayıp, yeni catışmalar da yaratırlar. Nevroz, küçük evrenlerden oluşan bir büyük evren’dir. _Her nevrotik belirti, altta yatan bir catışmayı gösterir. Çatışma belirtileri: Tutarsızlık, yorgunluk ve hırsızlıktır.
205 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.