Şimdi zalim olan insanları, eski kültürlerin bugüne kalmış aşamaları olarak kabul etmeliyiz: insanlık coğrafyasının genellikle gizli kalan, daha derinlerdeki formasyonları açığa vurur onlarda. Geri kalmış insanlardır onlar, beyinleri kalıtım sürecindeki tüm olası rastlantılar sayesinde o kadar hassas ve çok yönlü değişmiş değildir. Hepimizin bir zamanlar olduğumuz şeyi gösterirler bize ve dehşete düşürürler bizi: ama onların bu işteki sorumluluğu, bir parça granitin granit olmaktaki sorumluluğu kadardır. Tek tek insan organlarının biçimlerinde balıklık durumunun anılarının bulunması gerektiği gibi, bizim beynimizde de o zihniyete karşılık düşen kıvrımlar ve oluklar bulunmalıdır. Ama artık duygularımızın ırmağının aktığı yatak bu kıvrımlar ve oluklar değildir.