Aşk Risalesi
Dirilmek yeniden Yerin uyanması gibi kımıldaması gibi toprağın Bulutları yarması gibi gün ışığının Yağmurun ansızın boşanması Binlerce kuşun bir anda parlaması havalanması Erimesi gibi karların ve buzulların Patlaması gibi dal uçlarında tomurcukların Dirilmek yeniden Yüzyıl süren bir berzahtan geçmişiz gibi Kandan kinden
Sayfa 101 - 116 (İz Yayıncılık)Kitabı okudu
Günlük hayatın sonsuzluğu
Doğanın tüm varlıklarında, insanın yarattığı tüm nesnelerde ve olgularda süren iki zaman –geçmiş ve gelecek– bizim zamanımızla –şimdi– yeni bir bütünlüğe ulaşarak bizi oluşturmaktadır. Bu bakış ve değerlendirmenin bize sağlayacağı nihai bilgi şu olsa gerek: Günlük hayat sonsuzluğun biricik imkânıdır; sanatsal yaratıcılığın mayasıdır. Ancak bu imkân bize işlenmiş, düzenlenmiş ve hazır halde sunulmaz. Ses, renk, biçim, hareket, tat gibi bir karmaşa içinde, bir paradoks olarak geçicilik ve ölümlülük kabuğu ile kuşatılmış olarak durur önümüzde. Bu hammadde yığınından insani, evrensel ve kalıcı olanı içeren, dolayısıyla bütün zamanları ve insanları kucaklayan bir yapı oluşturmak bize kalmıştır. Bunun nirengi noktası ise bizim, bir süreliğine birlikte olduğumuz nesneler, olaylar ve olgularla olan ilişkimizin niteliğidir. Bizim gündelik gerçekliğe bakışımızın içerdiği ideolojik, etik ve estetik değerlerin toplamıdır. Bu toplamın düzeyidir. Bu ilişki, bireysel ve toplumsal düzlemde bir sorun içermek zorundadır. Bir yenilik taşımak zorundadır. Bir üslup oluşturmak zorundadır. Kirpiklerimizi ayaklarımızın ucundan ötelere kaldırma yetisi ister. Yalnız kendimizin değil, kendi dışımızın da bilgisini ister. Değilse, ne dünya bize bir şey katmıştır, ne de biz dünyaya bir değer katabiliriz. Burada, Mevlâna’yı saygıyla anmanın yeridir sanırım: Senin kabın küçükse deryanın günahı ne?
Reklam
Sözcüklerin üzerine düşünerek işe başlayalım. Littré sözlüğü unutma’yı “anının yitirilmesi” olarak tanımlıyor. Bu tanım o kadar açık değil, içine girilmesi biraz zor. Buna göre, unutulan şey, o şeyin kendisi, yani cereyan ettiği şekliyle “salt ve yalın” olaylar (göstergebilimciler buna Fransızcada “diégése” diyorlar) değil, anıdır. Peki anı ne
Sayfa 18 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
ARAGORN İLE ARWENİN ÖYKÜSÜNÜ
"Arador Kral'ın dedesiydi. Oğlu Arathorn evlenmek için Aranarth soyundan gelen Dfrhael'in kızı olan Zarif Gilraen'e talip olmuştu. Bu evliliğe karşı çıkmıştı Dfrhael; çünkü Gilraen küçüktü ve Dtinedain âdetlerince evlilik yaşına ulaşmamıştı henüz. "'Dahası,' demişti, 'Arathorn olgun yaşta, sert bir adamdır
_Asıl mesele, şimdiye dek kimsenin görmediğini görmek değil fakat daha çok şimdiye dek kimsenin düşünmediği bir şeyi düşünmektir. Dolayısıyla bir filozof olmak, doğa bilimcisi olmaktan çok daha fazla şey talep eder. _Orta çağlar bize tecrübe etmeksizin düşündüğümüzde nereye gideceğimizi gösterdi. Yaşadığımız yüzyıl da düşünmeksizin tecrübe
bölüm 11: memler: yeni eşleyiciler
İnsanın sıra dışı olan yönlerinin çoğu tek bir sözcükte özetlenebilir: kültür . Başka eşleyici türleri ve onların sonucu olan başka evrim çeşitleri bulmak için gerçekten uzak dünyalara gitmemiz gerekir mi? Ben tam da bizim gezegenimizde hala ilksel çorbasının içinde beceriksizce sürüklenen yeni bir tür eşleyicinin yakınlarda ortaya çıktığını
Reklam
274 öğeden 201 ile 210 arasındakiler gösteriliyor.