Kitabın anlatmak istediği çok şey var. Yapması zor fakat yapmamız gereken. Kalbe dokunan, gerçek hayattan, insanın yüzüne genişçe bir gülümseme yayan şeyler var. Son cümlesi beni gözlerimde yaşlarla dolu bir tebessüme bıraktı. Gerçek duygular, yalnızlığına yabancı hissetmediğimiz gerçek hayattan insanlar ve saf sevgi...
"Petey'nin hayatı, yaşamaktan zevk almak üzerine kuruluydu."
Petey, bu yüzden hayatın ona doğumuyla getirdiği kötülüğe küsmedi çünkü hayatta olmak her şeyiyle güzeldi onun için. Hayat, hayatta olduğu için güzeldi. Bizler pes ediyoruz, çok büyük zorluklar yaşıyoruz. Ve düştüğümüz yerden kalkmak her defasında daha da zorlaşıyormuş gibi geliyor. Belki düştüğümüz yerden kalkmaktan yoruluyoruz. Kimbilir belki artık bunu istemeyecek kadar küsüyoruz yaşamlarımıza. Ama ne olur, ne olur vazgeçmeyelim. Hayat kısa. Hayatta kalalım, bu dayanmakla yükümlü olduğumuz bir yaşam değil, bu bir yaşama şansı. İstersek yapamayacağımız hiçbir engelimiz yok, engel kafamızdaki korkudur. Hayatlarımız kötüyse bunu değiştirebilecek gücümüz var. Ve Petey'nin okuduğunuzda anlam kazanacak olan sözüyle incelememi sonlandırmak istiyorum. Haydi,
"Balığa gidelim."