"Seviş benimle," dedim emir verircesine. Ağır gitme planından vazgeçerek bacaklarımın ara- sına yerleşti ve birden içime girdi. Duygularım bir fırtına gibi beni yutuyordu. Bu hiç bitmesin istiyordum. Yakında gidecekti ve dayanmanın zor olduğu günlerde bu anın hatı- rasına tutunmak zorunda kalacaktım. Bir zamanlar yaşadı- ğım bu hayata
Sayfa 145
Göğe Bakma Durağı
İkimiz bîrden sevinebiliriz göğe bakalım Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar Şu aranıp duran korkak ellerimi tut Bu evleri atla bu evleri de bunları da Göğe bakalım Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım İnecek var deriz otobüs durur
Reklam
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar Şu aranıp duran korkak ellerimi tut Bu evleri atla bu evleri de bunları da Göğe bakalım Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım İnecek var deriz otobüs durur ineriz Bu
Sayfa 27 - Göğe bakma durağı
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından Bebe dişlerinden güneşlerden yanab otlarından Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar Şu aranıp duran korkak ellerimi tut Bu evleri atla bu evleri de bunları da Göğe bakalım Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım İnecek var deriz otobüs durur ineriz Bu
Göğe Bakma Durağı
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından Bebe dişlerinden güneşlerden yanab otlarından Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar Şu aranıp duran korkak ellerimi tut Bu evleri atla bu evleri de bunları da Göğe bakalım Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım İnecek var deriz otobüs durur ineriz Bu
Daren'in armağanı olan mührün üzerine ateş değmeden kahkahaları odaya saldırmıştı bile. "Beni bu kadar çabuk özleyeceğini kim tahmin ederdi?" diye şakıyordu ki güzelliğimi görünce olduğu yerde afalladı, kısa bir ıslık çalıp. "Emredin vârisim," dedi sulu sulu. "Beni hemen buradan çıkarman lazım, çabuk." "Nova ben seni hapsolduğun şatodan kurtaracak beyaz atlı prensin değilim." Sonra durdu ve kaşlarını çatarak bekledi. "Aslın da bir prensim ama atım siyah, yine de ben kendime hep ejderha olmayı yakıştırmışımdır." "Bırak zevzekliği, alt kata bile inemiyorum. Beni şu şölene sen götüreceksin." Ağlamaklı bir şekilde yalandan ellerimi birbirine kenetledim. Güldü. "Demek yaramazlık yapıyoruz, nihayet bu diyarda biri benim dilimden konuşmayı başardı. Yani ben kim oluyorum ki deli kızın davetini geri çeviriyorum." "bu arada ilk dansını alırım he.
Sayfa 378Kitabı okudu
Reklam
Çocukluk aşıklar kavuşmalı Sensiz ufuklar görüyorum Ne denli sesli ne denli sessiz Bırak ellerimi bırak Yüreğim artık istiyor sensiz
bırak babacığım bırak ellerimi elim avucuna sığmaz oldu gayrı ne bu korku ne bu ihtiyat eğer tecrübe edemezsem tek başınalığı nasıl başa çıkacağım olabileceklerle
Sayfa 52 - Velespit YayınlarıKitabı okuyor
Göğe Bakma Durağı
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar Şu aranıp duran korkak ellerimi tut Bu evleri atla bu evleri de bunları da Göğe bakalım Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım İnecek var deriz otobüs durur ineriz Bu
Reklam
Durma Göğe Bakalım
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar Şu aranıp duran korkak ellerimi tut Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Canını canıma katmak Sana dokunmadan gözlerimle sevmek istiyorum Ellerini tuttuğum andan beri bırakmamak Ben seninle bir biz inşa etmek istiyorum Bırak kendini, yaslan bana Birlikte aşalım bu zorlu yolları Sen benim ol, ellerin değil Seni ömür boyu pamuklara sarayım Seni sevmeye çalışmak ne kadar güzel Gözlerinde beni sevmeye çalışan seni görmek kadar Tut ellerimi hadi çıkalım bu yola Biz olmak için kalbini ödünç verir misin bana
İçimden bir ses "Bırak da içindeki kumru özgürce uçsun 889..." dedi. Uzandım ve bana yaklaşmakta tereddüt eden dudaklarına değdirdim, dudaklarımı. Ellerimi yanaklarına koydum ve beni sanki yılların özlemiyle öpermişçesine öpmesine izin verdim. Uraz'ın güçlü kolları ve kocaman göğsü arasında o kadar zayıf, o kadar küçük kalıyordum ki kaybolmuştum. Bacaklarım bacaklarında, göğsüm göğsündeydi. O sıcaktı, ben daha sıcaktım. O titriyordu, ben daha çok titriyordum. Uraz dudaklarını dudaklarımdan çekmeden uzunca bir nefes aldı, bu anın kokusunu içine çekti. Evet, bu anın bir kokusu vardı.
Yeterki sen iste
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar Şu aranıp duran korkak ellerimi tut Bu evleri atla bu evleri de bunları da Göğe bakalım Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım İnecek var deriz otobüs durur ineriz Bu
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.