Ve öyle bir gün gelecek ki; tanıdığın her insan yüzünden, biraz daha yalnızlaştığını göreceksin.. Charles Bukowski
Herkes gibisin....
Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor Onlardan kalbime sevda geçmiyor Ben yordum ruhumu biraz da sen yor Çünkü bence şimdi herkes gibisin Yolunu beklerken daha dün gece Kaçıyorum bugün senden gizlice Kalbime baktım da işte iyice Anladım ki sen de herkes gibisin Büsbütün unuttum seni eminim Maziye karıştı şimdi yeminim Kalbimde senin için yok bile kinim Bence sen de şimdi herkes gibisin Nazım Hikmet
Reklam
seçilmiş evsizlik
Bu belirsizlik ve sınırsızlık halinde kendimi bir şeylerle tanımlamak ihtiyacındaydım. "Bir akım, bir öğretı, bir din, bir adam çıksın da karşıma peşinden gideyim" halindeydim. Acaba Budist olabilir miydim? Ya yogini? Benim bu yaptıklarımı yapanlara bir şey deniyor muydu? E ben, o olsaydım ya. O kalıplara girmek için nereye gitmek gerekiyordu? Hemen bavulumu toplayıp yola çıkabilirdim. Pazartesi simya atölyesine gidebilirdim. Ama bunun daha Sali'sı, Çarşamba'sı, Perşembe'si de vardı. İlla bir ara giderdim. Gitmedim, gidemedim, güdülenemedim. Gördüğüm her şeyi yapmış olmak istedim, yapmak vakti gelince de beceremedim. Yoldaki her kemik parçası için durunca haliyle ne aradığımı da unuttum. Hem genç, hem aç, hem de yaralıydım. Hem ne aradığımı bile bilmiyor, hem karnımı doyurmaya çalışıyor, hem de teselli bulmaya çalışıyordum. Teslim olmak isterken gardımı daha da kuvvetlendirdim. Ruhumun halihazırda duymakta zorlandığım kısık sesini iyice susturdum. Hayli yedim, biraz dua da ettim ama sevme işini pek beceremedim. Seçilmiş evsizliğin yan etkisi duygusal yatırımsızlıktan hastalandım.
Ecnebiler Tibet'te yaşayan bir ermişin yanına varmışlar. Ermişe, bizi de erdir, çok ermek istiyoruz, erelim lütfen, filan falan demişler. Ermiş de ermiş bir insan olduğundan, estağfurullah beyler bayanlar, ademin tekiyim ben, ama çok ermek istiyorsanız, elbette buyurun birlikte erelim, demiş. Ermişteki sırrın ne olduğuna dair meraklarıyla -bence afedersiniz ama açlıkları/oburluklarıyla- başlamışlar gözlemlemeye. Bakmışlar ermiş tütün içiyor. Haydaa, ermişin cigarayla ne işi olur filan şüphe tohumunu düşürmüşler içlerine. Sonra biraz daha bakmışlar, ermiş oturup saatlerce şiir okuyor. Erenin şiirle edebiyatla ne işi olur filan, şüphe sürgün vermiş, gövdesi büyüyor. Sonra bir de bakmışlar, ermişin yavuklusu var, yavuklusuna ölüp bitiyor. Bu muydu be, sen nasıl ermişsin lan demelerine mani olan bir terbiyeleri varmış ama sükut-u hayalleri yüzlerinden okunuyormuş. Ayrılmaya niyetlenmişler. Arkalarından, ermişin arkadaşlarından biri seslenmiş: "Uçsaydı bulamazdınız bre köftehorlar. Ayaklarının yere basması lazım."
Güzel bebişime
Bugün 29 Mayıs 2024.. Saat 22:47 Artık zaman geçiyor bir sekilde her şeye rağmen kafamı yastığa koymadan önce aklıma çok derin bir şekilde geliyorsun. Bebişim, güzel gözlüm.. Ayrılık kapımızı çalıyor sanki lütfen açma bekle biraz daha dur. Sen beni kafanda bitirmişsin bilirim ama açma o kapıyı. Beni bi başıma bırakma olur mu? Sana icten ice ne kadar kizsam da bazen, seni evim gördüğüm günler çoktur. Ben belli etmesem de ve sen hissetmesende her düştüğümde, her sevindiğimde sana geldim. Yarım kalmışlığımı sende tamamladım. Senle tamamladım. Beni unutma ve tekrar söylüyorum o kapıyı açma kuzum..🖤 N🏚️ (evimin ruhu yıkılmış, biz paramparça) .... 🍁
Derdim Başka
Sanma ki derdim güneşten ötürü; Ne çıkar bahar geldiyse? Bademler çiçek açtıysa? Ucunda ölüm yok ya. Hoş, olsa da korkacak mıyım zaten Güneşle gelecek ölümden Ben ki her nisan bir yaş daha genç, Her bahar biraz daha aşığım; Korkar mıyım? Ah, dostum, derdim başka... Orhan Veli Kanık
Reklam
Ben bu gurbet ile düştüm düşeli, Her gün biraz daha süzülmekteyim. Her gece, içinde mermer döşeli, Bir soğuk yatakta büzülmekteyim. Böylece bir lâhza kaldığım zaman, Geceyi koynuma aldığım zaman, Gözlerim kapanıp daldığım zaman, Yeniden yollara düzülmekteyim. Son günüm yaklaştı görünesiye, Kalmadı bir adım yol ileriye; Yüzünü görmeden ölürsem diye, Üzülmekteyim ben, üzülmekteyim
"Hiçbir acı baki değildir. Üflersin geçer. Bazılarına biraz daha çok üflemen gerekir, hepsi bu." -Sabahattin Ali
Vera💔 Hiç söylenmemiş sözler söylemeli El değmemiş duru sözler sevdiğim için Sevdiğim ! Şehir giysileri kıskanır ve bu yüzden bürünür geceye Güneş gözlerinden beslenir ve saçlarını kollar görmek için Sensizken; şehrin boş meydanlarında yürüdüm Kalın puntolarla iri laflar ettim Öfkemi saldım iri dişli postallar üzerine Sevdiğim! VERA! Hangi
Akşam Vakti
Haydi, çok oyalanmadan tefekkür demi başladı;”yakında “denen vakit biraz daha yaklaştı!
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.