Özgecan Aslan olayının biraz farklı bir olayını ilkokul ön masada oturan arkadaşım başına geldi. İyi niyetli ve kötülük nedir bilmeyen bir kızdı. Bir projede 4 kişi beraber yaptığımızdan dolayı tanıma fırsatım olmuştu. Güzel bir kız olduğundan neşesi içimi ısıttığı için galiba platonik aşıktım. Şuan bile çok etkiyor beni. Arkadaşımın vahşice
592 syf.
4/10 puan verdi
Bu kitabı çoğu kez bırakma eşiğine geldiysem de inatla okumaya devam ettim. Ve kitabın herhalde sadece sonuna doğru olan kısımlarını beğendim. Öncelikle ağır bir dil vardı ve çok fazla tıbbi terim vardı. Ha, yazar istemiş yapmı iyi de yapmış ancak bu kitabı okuyanların sadece tıpla ilgilenen kişiler olmadığı için biraz daha sadeleştirilmiş olmasını tercih ederdim. Bir de Tanem'in geriye dönüş anları. Çok kopuk geldi bana. Yani birkaç duygu geliyor, Yağız'a bir şeyler anlatıyor ama ben ne anlattığını anlamıyorum. Dört yıldızı da sanırım son yetmiş sayfaya verdim. Yazar gerçek anlamda profesyonel ancak bu kitabı okuyan kesimi de dikkate almalıydı bence.
Aylardan Aşk
Aylardan AşkMeral Kır · Müptela Yayınları · 2014474 okunma
Reklam
Nevruz Türklerin Ergenekon'dan Çıkış Bayramıdır. Bu yazıyı okumaya başladığınızda Bölücüler yine o tehdit dolu Nevruz kutlamalarından birini gerçekleştirmiş olacaklar. Bu yılı "çözüm Nevruzu" ilan ettiler. Muhtemelen yaktıkları nefret ateşinin üzerinden "Öcalan'a özgürlük" sloganlarıyla atlayarak "ayaklanma"
-Aşk acısı acıların içinde en fasulyeden olanı... -Nasıl yani? -Sen anneni kaybettin mi? -Aman Allah korusun. -Değil mi? Allah korusun. Peki sana şöyle sorsaydım: Irmak seni hiç terk etti mi? Aman Allah korusun demezdin. -Hiç bir şey anlamıyorum. Fazla kaçırdın rakıyı... -Rakıyla alakası yok insanların hayatındaki insanları hep yanlış
Eylülde çıkacak olan kitaptan alıntıdır.
Gün tıpkı Stannis gibi geldi: Görünmeden. Kışyarı saatlerdir uyanıktı. Kalenin siperleri ve kuleleri; yünler, örgü zırhlar ve deriler giyen ve asla gelmeyen bir saldırıyı bekleyen adamlarla doluydu. Gökyüzü aydınlanmaya başladığında davulların sesi işitilmez oldu ama savaş boruları üç kez daha duyuldu, ses her seferinde biraz daha yakından geldi. Ve kar hala yağıyordu.
Sayfa 274Kitabı okudu
Ama her şeye karşın bu ayakta beklemenin çektirdiği işkence aynı zamanda benim için bir iyilikti, bir zevkti, çünkü bu oda hiç olmazsa benimkinden başka bir odaydı, biraz daha büyüktü ve bir yerine iki penceresi vardı; ve yatak yoktu, leğen yoktu, pencerenin pervazındaki, milyonlarca kez baktığım o çatlak yoktu. Kapının rengi başkaydı, duvarın önünde başka bir sandalye duruyordu ve solda bir dosya dolabıyla bir giysi dolabı vardı, bu ikincinin içindeki askılarda üç-dört ıslak asker paltosu, bana işkence yapanların paltoları asılıydı. Yani bakacak yeni, başka bir şeyim olmuştu en sonunda ve açlıktan çılgına dönmüş gözlerim her ayrıntıya hırsla saldırıyordu.
Sayfa 46 - Can Yayınları, 45. baskıKitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.