269 syf.
·
Not rated
“Suskunlar sessizliğin olduğu kadar, seslerin ve sözlerin, yani musikinin romanıdır.” Evet eserin arka kapağında yazan cümle bu. İhsan Oktay Anar ortaya koyduğu bu eserle sizi; sessizliğin yanında musikinin ve ezgilerin içine hapsediyor. Sizi adeta bir dünyadan alıp diğerine götürüyor. Eseri okumaya devam ederken yazarın 'tasavvufi’ ve ‘musiki’
Suskunlar
Suskunlarİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 20219.4k okunma
İnsanın boğazına bir yumru oturuyor
Şahitlerim İmralı’dan döndükleri zaman tanınmaz haldeydiler. Bu dünyaya mahsus olmayan bir dehşet levhası görmüş gibi bir hal. Mahut resimde görüldüğü gibi, parmak uçları birbirine dayalı iki elinin boşluğunu kalb şeklinde belirten, o mâveraî çapta dalgın ve ezgin Menderes, öyle bir ruh hali içindedir ki halini hiç bir kelimeye emanet edemiyor, susuyor. O sırada bir an duruyor. Ufuklara doğru son bakış. Gözlerini, çepçevre, daire şeklinde son dünya mesafeleri etrafından gezdiriyor. Ve hafifçe göğüs geçiriyor, yine tek kelime yok. Yine bazı sual ve sepetler.. Yine tek cevap yok.. Cellât hazırlığa başlıyor ve ipi huşunetli bir eda ile boynuna geçirmeye davranıyor. Ve Menderes’in dudakları, yalnız kendi gönül kulağına ve Allah hitap ederek kıpırdamaya başlıyor. Ne okuduğu belli değildir; fakat Allah’a yöneldiği besbelli, tam bir ulviyet ve teslimiyet içindedir. Havada sallanmakta.. Fena takılmış ipini tesiriyle biraz uzunca süren can çekişme. Hava erlerinden birkaçı bayılıyor. “-Hava açıktı ve ortalıkta tek bir kuş yoktu. Tam da Adnan beyin can verdiği anda, aradağacının üstünde, küçüçük, binlerce, binlerce, sayısız kuş peydahlandı. Manzarayı görür görmez, dehşetimden yere düşecek oldum. “ Fildişi gibi sapsarı, fakat berrak ve tertemiz, nur yumağı halinde bir vücut. Güzel, namütenahi güzel bir yüz, kendinden yumulu gözler, kapalı dudaklar, ve ufuksuz sonsuz bir tebessüm...
Reklam
Hayat ne kadar acı da, zor da olsa yaşamaya değer. Biraz tevazu, biraz samimiyet, biraz tebessüm kimseyi incitmez... Ve biraz da yağmur...
Ne zaman kendimle baş başa kalsam, Raif Efendi'nin saf yüzü, biraz dünyadan uzak, buna rağmen bir insana tesadüf ettikleri zaman tebessüm etmek isteyen bakışları gözlerimin önünde canlanıyor. Halbuki o hiç de fevkalade bir adam değildi. Hatta pek alelade, hiçbir hususiyeti olmayan, her gün etrafımızda yüzlercesini görüp de bakmadan geçtiğimiz insanlardan biriydi. Hayatının bildiğimiz ve bilmediğimiz taraflarında insana merak verecek bir cihet olmadığı muhakkaktı. Böyle kimseleri gördüğümüz zaman çok kere kendi kendimize sorarız: "Acaba bunlar neden yaşıyorlar? Yaşamakta ne buluyorlar? Hangi mantık, hangi hikmet bunların yeryüzünde dolaşıp nefes almalarını emrediyor?" Fakat bunu düşünürken yalnız o adamların dışlarına bakarız; onların da birer kafaları, bunun içinde, isteseler de istemeseler de işlemeye mahkûm birer dimağları bulunduğunu, bunun neticesi olarak kendilerine göre bir iç âlemleri olacağını hiç aklımıza getirmeyiz. Bu âlemin tezahürlerini dışarı vermediklerine bakıp onların manen yaşamadıklarına hükmedecek yerde, en basit bir beşer tecessüsü ile, bu meçhul âlemi merak etsek, belki hiç ummadığımız şeyler görmemiz, beklemediğimiz zenginliklerle karşılaşmamız mümkün olur. Fakat insanlar nedense daha ziyade ne bulacaklarını tahmin ettikleri şeyleri araştırmayı tercih ediyorlar. Dibinde bir ejderhanın yaşadığı bilinen bir kuyuya inecek bir kahraman bulmak, muhakkak ki, dibinde ne olduğu hiç bilinmeyen bir kuyuya inmek cesaretini gösterecek bir insan bulmaktan daha kolaydır. Benim de Raif Efendi'yi daha yakından tanımam sadece bir tesadüf eseridir.
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
#seldaokudu #dayısızlığaövgü Bu devirde dayın olacak dayın varsa işin tamam diye çok duyar ve günlük hayatımda da çokça kullanırım. Evet evet bunlar gerçekler ne yazık ki ve yazarımız da güzel bir ironi ile kitapta ele alıp inceden inceden de işlemiş. Çok başarılı da olmuş. Okurken tebessüm de ettirdi. Ehh biraz bazı okuyuculara fazla kaçan kelimeler gelebilir ama onlar beni rahatsız etmedi. ️ Bölüm isimlerinin bile özenle seçildiği gözümden kaçmadı. ‍️ İlker Başkomiser 20 yılını bu mesleğe vermiş bir polistir. Yardımcısı Doğukan ile olayları çözmekte de bir numaradırlar. Korona vakalarının artışı, pandemi ve yasaklar ile kısıtlamalar derken emniyette de bir çok değişiklik meydana gelir. Birgün bir cinayet vakası gelir. Bu vakanın ayrıcalığı vardır. Telefon edip olayın çözülmesini özel olarak arayıp isteyen de il emniyet müdür yardımcısıdır. Ve müdür 'yeğenimin kanı yerde kalmayacak bu olayı siz çözeceksiniz' diyor. Dağılan ekipler ile bir olayı aydınlatmak daha da zorlaşırken ekibine Mami katılır. Mami'nin de pek normal olduğu söylenemez ama onlar artık bir ekip olurlar. Şimdi öldürülen Mustafa'nın katilini bulmak için kolları sıvama zamanıdır. Bu olay araştırılırken benzer vakalarda ortaya çıkınca acaba bir seri katil vakası mı çıkacak? Mesleklerinin en zor vakasını ; İlker, Doğukan ve Mami bu olayı çözebilecekler mi? Yoksa buna da el atılıp meslekleri tehlikeye mi düşecek? İşte bu cevapları kitapta bulacaksınız... Kitabımız argo ve küfür içeriği fazla olduğu için +18 yaş okuması için daha uygundur diye belirtmek isterim.
Dayısızlığa Övgü
Dayısızlığa ÖvgüÖzgür Eren Koç · A7 Kitap · 202250 okunma
384 syf.
·
Not rated
·
Read in 19 days
Sevgili Anne; keşke hikayen biraz daha uzun olsaydı, inan sonsuza kadar dinlerdim, okumak isterdim. Jane Eyre karakterinden sonra kendimi en çok özdeşleştirdiğim roman kahramanı Anne oldu diyebilirim. Onun o hayalci, saf, belki de biraz huysuz ve haylaz çocukluğuna, öğrencilik yıllarına, ilk aşkına, öğretmenliğine, evliliğine, çocuklarıyla olan ilişkisine eşlik etmek çok keyifliydi benim için. Romanın bir güzel tarafı da her seride ayrı ayrı seçilen roman kahramanlarının bize çok aşina olan, her yerde karşımıza çıkabilen, bizden insanlar olmasıydı. Seri boyunca bol bol tebessüm ettim diyebilirim fakat son kitap yani Rilla, diğerlerinden ayrılıyordu çünkü 1.Dünya Savaşı yıllarını anlatıyordu. Bu da beraberinde bizi çok üzen ölümleri, kayıpları getirmişti. 1.Dünya Savaşına hep kendi cephemizden baktık aslında. Kanadalı gençlerin yaşadıkları o savaş atmosferi bana savaşa farklı bir pencereden bakmamı da sağladı. Kitabın yıldızlarından biri de vefa timsali Köpek Pazartesi'ydi. Okuyunca ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. :) Ben Yeşilin Kızı Anne serisine Koridor Yayınları ile başladım çünkü rengarenk bez ciltleri, okumak istediğim kitapları bile tekrar okuma isteği uyandırıyordu bende. Sizler hangi yayınevini tercih edersiniz bilmem ama Anne'in yolculuğuna bir an önce dahil olun derim. :)
Yeşilin Kızı Anne Rilla
Yeşilin Kızı Anne RillaL. M. Montgomery · Koridor Yayıncılık · 2022788 okunma
Reklam
244 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 10 hours
Merhabalar . Yeni yılın ilk kitabı ile karşınızdayım #GullerveYalanlar kitabını okudum. Nur eşi Selim ve oğlu Mert ile mutlu mesut yaşamaktadır.Nur ve ailesinin hayati ise Is yemeği için evden ayrılan Selim`in acı haberi ile tüm dünyası degisecektir tümüyle. Eşinin olim haberiyle yikilan Nur u asıl büyük yıkım hastanede beklemektedir. Nur un ise aklına tek birşey kazınmıştır. "Yanindaki hanım kadar şanslı değilmiş maalesef " Kitap bitti ama kendime hala gelemedim diyebilirim. Kendimi kitabı okurken Mert`in yerine koydum özellikle Mert in annesine sarfettiği cümle beni benden aldı yikti geçti. Kitabı okumak için biraz geç kalmışsın diyebilirsiniz. Aslında tam zamanında okudum diyebilirim. Eğer o zaman okusaydım büyük ihtimal kitabı bitiremeyecek ve kitaba haksızlık edecektim. Alıntı paylaşmadan önce son soz olarak belirtmek isterim ki kitabı elinizden bırakamayacak,benim gibi goz yaslariniza hakim olamayacak ve kitabın sonunda yüzünüze kocaman bir tebessum yansıyacak. #alinti "Selim eniştem gibiler kalmamış abla. Onun gibi düşünceli,yanındaki kadına sahip çıkan erkek nerede?" "Olmaz olur mu, mutlaka vardır " 'Vardir da, nerede bu adam?" "Bir yerlerdedir. Kayinvalidem; Kısmetsiz kul olmaz, ya küçüktür büyüyemez,ya uzaktır gelemez. der hep
Güller ve Yalanlar
Güller ve YalanlarGüler Bilkay Aygün · Papillon Yayınevi · 201543 okunma
288 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 4 days
Çok cahiliz keşke ölsek !
Nasıl başlasam nerden başlasam bilemiyorum.Kitap daha bitmeden yaklaşık 280 sayfalık bir kitabın altında nasıl ezinilir yaşamış oldum.Bitince de kezâ bu etki tam olarak yerine oturmuş oldu. Bu nasıl bir yaşanmışlık ,bu nasıl bir bakış açısı inceleme ,keşfetme yeteneğidir deyip durdum.Hepimiz İlber Hocanın iyi bir Tarihçi olduğunu biliyorduk, ama
Bir Ömür Nasıl Yaşanır?
Bir Ömür Nasıl Yaşanır?İlber Ortaylı · Kronik Kitap · 202055.5k okunma
Ölüm Orkestrası
Kapı çalıyor… Birileri kapıyı öfkeyle yumrukluyor. Kafamı masanın üzerine usulca koyup, geride bırakacağım sevgilimi düşünüyorum. En çok özleyeceğim şey masmavi bir çift göz olması, hayatımı yeterince iyi yaşayamadığımı gösterir gibi duruyor fakat ben bundan rahatsız değilim. Gözlerimin kapanmasına engel olamıyorum. Dudaklarımdan kendimin bile duyamadığı bir fısıltı, hafif bir tebessümle karışıp orkestraya karışıyor. Müzik daha bir derin geliyor. Daha anlamlı. Koridora vuran güneş daha bir koyulaştı gibi. Ben hala geride bırakacağım sevgilimi düşünüyorum. Güzel günlerimiz olabilirdi eğer insanlık jileti yaratmasaydı. Gözlerim biraz daha kısılıyor, biraz daha donuk bakmaya başlıyorum. Haftalardır tezgahta duran bir orkinos gibi ölü bakıyorum. Yüzüm iyice kireçleşiyor. Biri kapıyı daha da öfkeyle yumrukluyor. Sanki savaş davulları çalıyor gibi. Gözlerimin önünden minik bir kan nehri geçip burnuma değiyor. Biraz demir biraz alkol kokuyor. O nehirlerde avlanan korsanlar görmek güzel olurdu diye düşünüyorum. Konçerto, alkol, sigara, müzik, tebessüm. Mükemmel ölüyorum. Tek eksik var içimde, tutamadığım bir sıcak el. En çok özleyeceğim bir çift mavi göz.
Sayfa 101Kitabı okudu
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.