Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.24
Meri
Meri
@birazokuyorum
9 December
182 reader point
Joined on April 2020
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
330 syf.
10/10 puan verdi
Livaneli'nin kaleminden ilk defa okuduğum bir kitaptı. Neden livaneli'yle bu kadar geç tanıştım diye kendime kızmadım değil. Kitapta Ahmet adlı bir karakterimiz var. Kendisi çok takıntılı ve bazı sorunları ya da hastalıkları var diyebiliriz. Yaşadığı mevkide olan bir ölüm sonucunda gazeteci bir kadınla tanışıyor. Kadınla samimi olduktan sonra da ikiz kardeşi Mehmet'in ilgi çekici hikayesini anlatmaya başlıyor.
Buraya kadar her şey normal, asıl olay kitabın 'karar' kısmıydı. Orayı okuyunca bütün kitabı okumaya değer diyorsunuz. Sağ gösterip sol vuran bir sondu. Çok güzeldi mutlaka okuyun!
120 syf.
6/10 puan verdi
Diğer okumuş olduğum Zweig kitaplarından farklıydı bu seferki kitabı. Biraz yorumları kurcalayınca anladım ki çok az beğenilen bir kitap olmuş. Hemen okunacak bir kitap gibi görünse de aslında dili ağırdı ben de zorlandım okurken nedense. Şans verip vermemek tamamen size kalmış.
Kitap kutsal bir emanetten bahsediyor. 7 kollu bir şamdan. Şamdan Sultan Süleyman'ın mabedinden kalan son parça. Yahudiler için oldukça önemli şamdan nereye onlar oraya misali. Roma'nın Vandallar sonucu yağmalanması sonucu kaybediyorlar. O kadar değerli ki onlar için, hemen bir ihtiyar heyeti kuruluyor en son onlar görmek istiyorlar şamdanı. Birde yanlarına ufak bir çocuk alıyorlar gelecek nesillerde dilden dile yayılsın diye. Çocuk büyüyor 88 yaşındayken Bizanslı'ların eline geçince tekrardan şamdan için yolu Pera,'ya sanırım Beyoğlu taraflarına düşüyor. Onu almak için hükümdarın huzuruna bile gidiyor.
56 syf.
9/10 puan verdi
Bu tarz kitapları sevip sevmemek arasındayım hep ama Stefan Zweig'in kitaplarını her zaman sevmişimdir.
Bir çöküşün öyküsünde de Madame de Prie'nin kral tarafından sürgün edildikten sonra yaşadıkları konu alınmış.
Kitabın verdiği en güzel ders, gözünü hırs bürümüş, bencil, insanlara acı çektiren, sermayesi kin ve haset olan insanların yaptıklarının yanına kâr kalmayacak olması. Madam De Prie'nin yaşantısı da tam anlamıyla böyle. Yaptıklarının bedelini ölüm ile ödüyor. Hem de yalnız, kimsesiz bir ölüm.
1 saat demeden bitirdiğim bir kitaptı, çerezlik olduğu için hemen okunuyor. Öneririm!
Reader Follow Recommendations
304 syf.
10/10 puan verdi
Bu kitap çok eskiye dayanan bir kitapmış ama ben bu sene tanıştım kendisiyle. Bu süreçte okuyunca iyi ki okumuşum dediğim kitaplar arasında bir kitap. Zaman kavramını anlatan okunması kolay, dili sade, akıcı, içinde çokça hayal ürünü bulunan, okudukça da insanı düşündüren bir kitap. Zaman; yaşarken farkına varmadığımız ama geriye dönüp baktığında da su misali akıp geçen bir gerçeklik.
Momo'ya çocuk kitabı diye başladım ama bence çocuklardan çok yetişkinlere daha çok hitap ediyordu. Hepimiz zaman zaman kendimizi kalabalıklar içinde yalnız, kuşatılmış hissederiz. Bazen de sanki kurmalı bir oyuncak gibi sabahtan kurulup akşama kadar oradan oraya koşturur dururuz. Zamana karşı bitmeyen bir savaş halindeyizdir. Bu koşuşturmaca içerisinde yitirdiklerimiz, keşfedemediklerimiz, kaçırdığımız anlar ne oluyor? İşte çocuktan al haberi misali tüm bu gerçeklerle bir çocuk sizi yüzleştiriyor. Hikaye Momo adlı bir çocuğun insanlardan zamanı çalan zaman tasarruf şirketi elemanları duman adamlara karşı mücadelesini anlatıyor.
Mutlaka okuyun, bir çırpıda bitireceğiniz bir kitap!
88 syf.
9/10 puan verdi
Bu kitabı sağ solda çok görmem üzerine merak edip almıştım. Bütün yorumlar olumlu yönde olunca artık şans verip okumak istedim. Bir çocuğun gözünden, yetişkinlerin dünyasının göründüklerini ve bilinmezliklerin anlatıldığı kısacık ama dolu bir şekilde de çocuk ile yetişkin psikolojisinin anlatıldığı, karakterlerin bunalımlarının, sinirlerinin ve haz isteklerinin okura başarılı bir şekilde aktarılabildiği bir kitap.
Yakıcı Sır'ın konusu: Genç, yakışıklı ve çapkın bir baron, tatil için gittiği otelde zaman geçirebileceği bir kadın arar. Kısa bir süre içerisinde bu kadını bulan baron, kadınla tanışmak için ilk adımı kadının on iki yaşındaki oğlu Edgar'la tanışarak atar. Yakıcı Sır'da bir yetişkinin arkadaşlığına kendisi alıştıran ve bu arkadaşlığı kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalan Edgar'ın ruh halini okuyoruz diyebilirim.
Güzel bir kitap,öneririm.
80 syf.
10/10 puan verdi
Klasik kitapların bir ara popüler olmasıyla ben de topluca Stefan Zweig kitaplarından almıştım. Bilmem kaçıncı kitabı, kalemini ayrıca seviyorum. Her okuduğum kitaptan ayrı bir tat alıyorum. Bu kitap da okuduğum en güzel kitaplarından biri diyebilirim. Kitap üç hikayeden oluşuyor. Bunlar; Rahel Tanrı'yla Hesaplaşıyor, Üçüncü Güvercinin Hikayesi ve Ölümsüz Kardeşin Gözleri. En sevdiğin ilk hikaye oldu.
Bir çırpıda bitirebileceğiniz bir kitap, mutlaka okuyun!
96 syf.
10/10 puan verdi
Herkesin bir anda önermesiyle çok merak ettiğim bir kitaptı. İlk başladığımda bir çırpıda bitiririm diye başladığım zaman yarım bırakmıştım. Kafam yoğunken odaklanma sorunu hep yaşarım, bu kitabı da öyle zamanda okuyunca bırakmıştım. Şimdi tekrardan şans verdim, iyi ki vermişim..
Kitabı okuyunca insan her şeyden önce sevgi, hoşgörü, elimizdeki ile yetinme hissi ve tanrı ile yaşayacağını öğreniyor.
İçinde 6 farklı hikayeler olması ve hepsinin birbirinden güzel olması...
Hikayelerden açık konuşmak gerekirse yeni bir şeyler öğrenmiyorsunuz, sadece unuttuğunuz bazı şeyler aklınıza geliyor. Siz zaten kötülüğe iyilik ile karşılık verilmesi gerektiğini, açgözlü olmamayı, insanları sevmeyi ve diğer insani davranışları biliyorsunuz. Yine de eğer elinizde okunacak çok kitap varsa, okuduğunuz kitaplardan yorulduysanız bu kitabı kolaylıkla okursunuz.
Hikayeler kısa, kafa yormayan türde olduğundan ne zaman bittiğini bile anlamazsınız. Mutlaka şans verin!
208 syf.
9/10 puan verdi
Bu kitabı öneri üstüne aldım aldıktan hemen sonra bi' anda patlaması beni aşırı şaşırttı. Herkes aynı anda okuyorken o zaman o kitabı okuyasım gelmiyor, bu yüzden biraz bekledim ama artık dayanamayıp şans verdim kitaba.
Yazılan şeyler günümüz içinde aşırı güzel, okurken hep altını çiziyorsunuz, kendinize ders çıkaracağınız yerler çok olacaktık. Beğenmeyip bana boşuna okuma zaman kaybı diyenleri gördüm. Bence o kadar da kötü değil, mutlaka okunması gereken bir kitap. Herkes övdüğü için çok büyük beklentiye girmeyin sadece.
"Öğrenciye yüzmeyi öğretmek yerine can simidi veriyorlar "
"Düşünce çalışmasında önemli olan şey düzenlilik olduğu kadar devamlılıktır da."
"Ne olursa olsun mutlaka istek olmalıdır, çünkü istek yoksa hiçbir şey yapamazsınız."
200 syf.
10/10 puan verdi
Pinokyo hakkında bildiğim şey yalan söylese burnunun uzamasıydı. Kitap hakkında pek bilgim yoktu şans eseri kitabı alma şansım oldu. Okurken çok keyif aldım. Pinokyo'nun bu kadar yaramaz olması beni şaşırtmadı değil. Sürekli başını belaya sokması biraz da üzdü.. Mutlaka okuyun şans verin, ben bir günde bitirdim!
Pinokyo'nun yaşadıkları ile doğru arkadaş seçmenin, her zaman doğruyu söylemenin, çalışmadan hiçbir şey kazanılamayacağının, okumanın, çalışmanın, iyi bir çocuk olmanın önemini anlatıyor.
1025 syf.
10/10 puan verdi
Dostoyevski'nin birçok kitabını okudum bu en kalın ve en ağır olanıydı. Kısa sürede okuyup bitiririm diye başladığım kitabı biraz ilerledikçe aslında yavaş gitmem gerektiğini anladım. Kalın kitap olduğu için de ne yavaş ne hızlı gidilmesi gereken bir kitap aslında. Kitapta olan karakterleri çözmek biraz zamanımı aldı çünkü aynı kişinin iki ismi geçince insan şaşırıyor.
Dostoveski'nin hiçbir kitabını okumayıp direkt bu kitaptan başlarsanız yazarın kalemini pek bilmediğiniz için biraz ağır gelebilir bu yüzden ilk bu kitaptan başlamayın derim. Gerek kendi hayatından alıntılar yapması gerekse karakterlerin hayatı kitabı okudukça daha da merak uyandırıyor. Bana ağır geldiği için yer yer durdu kitap, yine de okumaya devam ettim. Belli bir sayfadan sonra akıyor, bittiğini de anlamıyorsunuz. İvan ve Alyoşa en sevdiğim karakterler oldu. Mutlaka alıp okumalısınız, sayfa kalınlığı gözünüzü korkutmasın gerçekten okuduğunuza değiyor.
Kitap; bir baba ve onun çocukları arasındaki çatışmayı, büyük bir olay sonucunda kardeşlerin birbiriyle ilişkisini ve onların karakter çözümlemesini içeriyor. Kardeşler kesinlikle birbirlerinden çok uzak karakterlere sahip.
Dostoyevski’nin yaklaşık iki yılda tamamladığı ve zirve romanı kabul edilen bu eserin yayınlanmasından yaklaşık dört ay sonra yazar hayatını kaybetmiştir. Hayat, insan ilişkileri, para, din, hukuk sitemi, aşk ve ölüm kavramlarının ustalıkla işlendiği kitap.
288 syf.
4/10 puan verdi
İmrenerek bakılan bir ailenin aslında aralarında pek de öyle olmadığı anlatılan bir hikaye. Kitabı okurken sinir hastası oldum, adamın kadına yapmadığı şey kalmayıp sonunda 'seviyor beni' denmesi.. Kitabın sonu yüzünden baya merak uyandırıyor, sürükleyici kitap ama işte adam yüzünden sevemedim. Okuyup okumamak tamamen size kalmış...
56 syf.
·
Not rated
Birinci dünya savaşı sırasında yaşanan yasak bir aşkın hikayesi ve sonrasında tekrar bir araya geldiklerinde yaşananların öyküsü..
Stefan Zweig'in her kitabını okudukça ayrı sevmeye başladım.
52 sayfalık bir kitap, öyküsü konu bakımından da ağır gelebilir, zaman verip okumalısınız. Başta ısınamadım desem de alıntıları okudukça sevmeye başlıyorum :)
