Sus, kimseler duymasın,
Duymasın, ölürüm ha.
Aymışım yarı gece,
Seni bulmuşum sonra.
Seni, kaburgalarımın altın parçası.
Seni, dişlerinde elma kokusu.
Bir daha hangi ana doğurur bizi?
..
Böyle giderse bu masa sevgilerinin kutsal yeri olacaktı. Bir yerleri olması kötüydü. Sonra insan kendinin değil, o yerin isteğine uygun yaşamaya başlardı.
Kusura bakma dünya, biz seninle anlaşamıyoruz.
Ya ben sana fazla geliyorum,
Ya da sen benim hayallerime dar geliyorsun.
Ayır bizi hakim bey.
Zaten görücü usulü evlendik.
Ne ona sordular bunu alır mısın? diye,
Ne de bana sordular dünya'ya gelir misin? diye...
-Küçük İskender