birçoğumuz gibi;
Bütün fıkraları bilmesine karşın sık sık hüzün denizlerine dalabilen bir adamdı bu.
Sayfa 57 - Sel YayınlarıKitabı okudu
Öz Bakım Yapmak
“Birçoğumuz başkalarına verdiğimiz sözleri tutmakta iyiyken, kendimize verdiğimiz sözleri tutmakta çok kötüyüz.”
Reklam
𝑵𝒐̈𝒓𝒐𝒑𝒔𝒊𝒌𝒐𝒍𝒐𝒈 𝑹𝒊𝒄𝒌 𝑯𝒂𝒏𝒔𝒐𝒏, "ℤ𝕚𝕙𝕚𝕟 𝕟𝕖𝕘𝕒𝕥𝕚𝕗 𝕒𝕟ı𝕝𝕒𝕣 𝕚𝕔̧𝕚𝕟 𝕓𝕒𝕘̆𝕝𝕒𝕪ı𝕔ı 𝕓𝕚𝕣 𝕓𝕒𝕟𝕥 𝕘𝕚𝕓𝕚𝕪𝕜𝕖𝕟 𝕡𝕠𝕫𝕚𝕥𝕚𝕗 𝕒𝕟ı𝕝𝕒𝕣 𝕚𝕔̧𝕚𝕟 𝕥𝕖𝕗𝕝𝕠𝕟 𝕘𝕚𝕓𝕚𝕕𝕚𝕣." 𝒅𝒆𝒎𝒊𝒔̧𝒕𝒊𝒓. Birçoğumuz çocukluğumuzun acı resminin ötesini göremediğimiz gibi yaşadığımız olumlu ve güzel şeyleri de hatırlayamayız...Bilinçaltı barikatının altında ebeveynlerimiz tarafından sevilmeye duyduğumuz derin bir arzu yatar. Ancak birçoğumuz artık bu duygulara erişemeyiz. Ebeveynlerimizle paylaştığımız sevgi ve şefkat dolu anları hatırlasak, kendimizi yeniden hassas, kırılgan hissedebilir ve yeniden incinme riskine maruz kalabiliriz. 𝐃𝐨𝐥𝐚𝐲𝛊𝐬𝛊𝐲𝐥𝐚 𝐛𝐢𝐳𝐢 𝐢𝐲𝐢𝐥𝐞𝐬̧𝐭𝐢𝐫𝐞𝐛𝐢𝐥𝐞𝐜𝐞𝐤, 𝐬̧𝐢𝐟𝐚 𝐯𝐞𝐫𝐞𝐜𝐞𝐤 𝐚𝐧𝛊𝐥𝐚𝐫 𝒃𝒊𝒍𝒊𝒏𝒄̧𝒂𝒍𝒕𝜾𝒎𝜾𝒛𝒅𝒂 𝒆𝒏𝒈𝒆𝒍𝒍𝒆𝒅𝒊𝒈̆𝒊𝒎𝒊𝒛, 𝒔𝒂𝒌𝒍𝜾 𝒌𝒂𝒍𝒂𝒏 𝒂𝒏𝜾𝒍𝒂𝒓𝒅𝜾𝒓.
Sayfa 97 - Sola Unitas Yayınları 46. Baskı Çevr. Mine MadenoğluKitabı okudu
Kısır Döngü
Sıradan olmayı hazmedemiyor yine birçoğumuz. Özel olmalıyız, en azından bi kişi için. Kafasında olmak istediği kişiyi olamamış biri olarak, başka bir olamamış ile ilişkiye giriyoruz. İki sıradan insan, birbirinin ne kadar özel biri olduğunu hatırlatıp duruyor. Aralarından biri hatırlatmayınca ilişkiyi kesip, başka bir sıradana hatırlatması için arayışa giriyor. Uzun süre hatırlatanlar belli bi zaman sonra sıkılıp evleniyor, baktılar ikisi de birbirine bunu hatırlatmaktan sıkılmış, çocuk yapıp onu dünyanın en özeli kılıyorlar. Seçildiği için, annesinin babasının sıradanlığını aşmakla görevlendiriliyor. İstediği gibi biri olmak yerine, anne-babanın kafasında olmak istediği ama olamadığı insanı olmak zorunda. Hayır demesi neredeyse imkânsız... Bu hayır diyemeyenler de büyüyüp çabalıyor, olmuyor, birini buluyor, sıkılıyor, çocuk yapıyor... Bu kısır döngü, böyle sürüp gidiyor, gittikçe artıyoruz.
HAYATIN ACI YÜZÜ
Askerliğini bitirmiş olan genç askerliğini yaptığı şehirden ailesini aradı: -Anne baba, eve dönüyorum, ama sizden bir şey rica ediyorum. Yanımda bir arkadaşımı da getirmek istiyorum. -Memnuniyetle, onunla tanışmak isteriz, diye cevapladılar. Oğulları; -Bilmeniz gereken bir şey var, diye devam etti. Arkadaşım savaşta ağır yaralandı. Bir mayına bastı ve bir koluyla ayağını kaybetti. Gidecek hiçbir yeri yok ve onun gelip bizimle kalmasını istiyorum. -Bunu duyduğuma üzüldüm oğlum. Belki onun başka bir yer bulmasına yardımcı olabiliriz. -Hayır. Anne, baba, onun bizimle yaşamasını istiyorum. -Oğlum, dedi babası, bizden ne istediğini bilmiyorsun. Onun gibi engelli biri, bize korkunç bir yük olur. Bizim kendi hayatımız var, bunun gibi bir şeyin hayatımıza engel olmasına izin veremeyiz. Bence bu arkadaşını unutup eve dönmelisin. O kendi başının çaresine bakacaktır. Oğlu, o anda telefonu kapattı. Ailesi ondan bir süre haber alamadı. Ama birkaç gün sonra, polisten bir telefon geldi. Oğullarının yüksek bir binadan düşüp öldüğünü öğrendiler. Polis, bunun intihar olduğuna inanıyordu. Üzüntü dolu anne-baba oğullarının cesedini tespit etmek için şehir morguna götürüldüler. Onu tanıdılar ve bilmedikleri bir şey daha öğrenince dehşete düştüler: Oğullarının sadece bir kolu ve bir bacağı vardı. Birçoğumuz bu hikayedeki aile gibiyiz; güzel olan ya da birlikte olmaktan zevk aldığımız insanları sevmek bizim için çok kolay, ama bize rahatsızlık veren ya da yanlarında kendimizi rahatsız hissettiğimiz insanları sevemiyoruz. Bizim kadar sağlıklı, güzel ya da akıllı olmayan insanların yanından uzak durmayı tercih ediyoruz.
Sayfa 104Kitabı okudu
Ezberci bir eğitim sisteminin ürünü olarak, birçoğumuz bilgiyi "keşfedilecek" sonsuz bir şey gibi değil de "edinilecek" sonlu bir meta gibi görüyoruz.
Sayfa 310 - Kronik
Reklam
Ezberci bir eğitim sisteminin ürünü olarak, birçoğumuz bilgiyi "keşfedilecek" sonsuz bir şey gibi değil de "edinilecek" sonlu bir meta gibi görüyoruz.
Sayfa 310
Duyduğumuz, gördüğümüz bir ayeti ilk öğrendiğimizde aklımıza "hemen bununla amel etmeliyim" geliyor mu sahiden? Yoksa birçoğumuz gibi, "Ne güzel bir ayet veya hadis. Bunu vaazlarımda anlatırım yahut hemen paylașmalıyım" mı diyoruz?" İmanımızın kalite kontrolü bir açıdan bu sorunun cevabında yatıyor.
Birçoğumuz gibi...
Kitap okumak ve tek başına bir yerlere gitmek dışında bir şey yapmak istemiyordu.
Sayfa 174 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Birçoğumuz bir kitap için "Ne güzel bir kitap bu, tıpkı benim düşündüğüm gibi" deriz, oysaki asıl düşünce şudur; "Ne garip bir kitap bu, daha önce hiç böyle düşünmemiştim oysa şimdi anlıyorum ki ne kadar da doğru ya da şimdi anlamasam da umarım bir gün anlayacağım." Kabul edin veya etmeyin, en azından kendi düşüncelerinizi bulmaya değil, yazarın düşüncelerini anlamaya çalışacağınıza da emin olun.
665 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.