96 syf.
10/10 puan verdi
Hayatın anlamı ne? Birçoğumuz yaşarız, öleceğimizi yaşadığımız süre zarfında biliriz ve ölürüz. Peki madem öleceksek ve öldüğümüzde de yaşadığımız süre boyunca elde ettiğimiz her şey yok olacaksa, o zaman neden bir şeyleri başarmak için çabalıyoruz? Tolstoy tam olarak bu düşüncelerle hayatının anlamını sorgulamaya başlar. Her şeyde arar hayatının anlamını fakat bu denli kapsamlı bir sorunun cevabını bir türlü bulamaz. Cevabı aradığı süreç zarfında inançlarını kaybeden, daha sonrasında geri inanmaya başlayan ama bu seferki inancının eski inancıyla aynı olmadığını fark eden Tolstoy, gerçekten bu tarz bir kitap okumak isteyen kişiler için efsane güzel bir başlangıç kitabı olabilir. 90 sayfadan oluşan bu eser, her ne kadar sayfa sayısı az olsa da okurken birçok sayfada durduğum ve düşündüğüm için, çoğu kitaptan daha uzun sürede bitti. Lakin diğer türlü bir roman kitabıymış gibi okuyup geçildiğinde sıkabilecek bir kitap olduğunu da belirteyim. Kitabın sonunda hayatın anlamını yanlış yerde, yanlış sorularla, yanlış şekilde aradığını fark ediyor ve nasıl araması gerektiğini, neden yaşadığını yavaşça anlamaya başlıyor. Yaşama amacı hakkında düşünen, sorgulayan herkesin okumasını en içten şekilde önerdiğim bir kitap. Bittiğinde ise kendime sorduğum ilk soru şu oldu. Hepimiz yaşıyoruz fakat kaçımız niçin yaşadığımızı fark edebiliyoruz?
İtiraflarım
İtiraflarımLev Tolstoy · Antik Kitap · 201623.3k okunma
362 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 6 days
Bir solukta okuyup bitirdiğim bir kitap. Baştan sona yaşanmışlıklarla dolu. Acı, öfke, hüzün ve daha böylesi bütün duyguları yaşatıyor. Okurken kanımızı donduran, tahayyül bile edemeyeceğimiz şeyler tarihimizin bir parçası, geçmişimiz. Eminim ki birçoğumuz bunlardan bihaberiz. MÜBADELE; okul müfredatındaki gibi yüzeysel geçilemeyecek kadar büyük olaylarla dolu.. Kitapta herkesin kendine ders çıkaracağı bir nokta olacaktır. Ben artık bu kıyısında yaşadığım limana daha farklı bakıyorum. Bir zamanlar ne hayatlar göçmüş burdan diyerek.... Ah be Eleni ne vardı az daha dayansaydın?
Bizim Dimitri
Bizim DimitriHarun Çelik · Kent Kitap · 202058 okunma
Reklam
168 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 35 hours
BEYAZ GEMİ...Güzel bir eser, kaliteli bir yazar ile karşılaşmanın verdiği mutluluğu,onları biraz geç tanımış olmanın verdiği buruklukla birlikte yaşıyorum öncelikle. Başta
Salih
Salih
olmak üzere tüm Aytmatov okurlarına vesile oldukları için teşekkür ederim. Biçimsel olarak kendimce görebildiklerimi söyleyecek
Beyaz Gemi
Beyaz GemiCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 201871.1k okunma
160 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Wilhelm Reich'in kendini büyük adam sanan küçük adamların, yani hepimizin yüzüne tokat gibi çarpan bu kitabı senli-benli bir sohbet havasında oluşturulmuş. Kitap kısaca, bu küçük dünyada insanların ne denli büyük roller yüklendiğini ve bu rolleri kendisinin seçtiğini düşünecek kadar aptallaştığını, nasıl denetim altında tutulduğunu ve bu denetime aslında kendisinin rıza gösterdiğini anlatır. İnsan ilişkilerindeki doyumsuzluğun, eksikliği başka bir eksikle kapatmanın acınası halini gözler önüne serer. Althusser'in DBA ve DİA'larını da kanıtlar niteliktedir. Aslında birçoğumuz kendinden, erklerden korkan; gücünü bilmediğinden otoriteye boyun eğen, sakladığımız sırlarımızı unutup başkalarının ayıpları üzerinden kendini yücelten insanlar olmaya başladık. 1946 yılında yazılan bu kitabı okuyup bitirdikten sonra, 2017 yılında bile insanların hiç değişmediğini gördüm; içimdeki küçük kadınların varlığından utanç duydum. Şimdi onları büyütmek için daha bilinçliyim.
Dinle Küçük Adam
Dinle Küçük AdamWilhelm Reich · Avrupa Yakası Yayınları · 201213.2k okunma
160 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 8 days
"Vay Raif Efendi Vay" diyerek inceleme yapmaya geç kaldığım bir kitap. Bende birçoğumuz gibi sıklıkla okunan bu kitabı hep bir ara mutlaka okurum diyordum. Okumakta biraz geç kalmışım. Bunu okumadan önce Sabahattin Ali hakkında muhteşem yazar Hüseyin Nihal Atsız'la arkadaş olduğunu kendi kitabından öğrenmiştim. Almanya'ya eğitim amaçlı gidişini fakat tamamlayamadığı 2 sene sonra İstanbul'a geldiğinde kalacak yeri olmadığından dolayı gizlice Askeri Tıp Fakültesi öğrencisi olan Atsız gizlice yanında uzun zaman kalmasını sağlamış. Daha sonraları fikir ayrılıkları yaşamışlar. S. Ali'nin dönemin MEB Hasan Ali Yücel tarafından pozitif etkiyle iyi yerlere gelişini anlatır. Kitabın ilk başlarında pek hoşuma gitmese de bu kadar insan okumuş vardır bir keramet diyerek devam ettim. Geçim derdi sıkıntılarıyla başbaşa kalmış aile reisi Raif Efendi'nin ölüm döşeğine düşerken iş arkadaşına işyerinde bulunan defteri yok ettirmek istemesiyle kitap gelişme bölümüne geçiyor. Gençliğinde Almanya'da yaşamış ve orda hayatının aşkını bulmuş bir insandan bahsedilmekte. Taziye sebebiyle ayrılmak zorunda kaldığı sevdiğinden zamanla haber alamaması veeee hiç ummadığı bir zamanda ummadığı bir yerde hiç bilgisi olmadığı kendine ait bir parçayı öğrenmesi ve bu kederle son bulması. Yürek burkan bir hikaye olan bu kitabı halen okumayanlardansanız tavsiye ederim. İyi okumalar.
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021317.4k okunma
144 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 36 hours
KITABIN ÖNSÖZÜ Hafızamızı balıklarla yarışır hale getirmeleriyle baslayan kaybımız iblisin evlatlarının zahiri gönlümüzde hoş tutup ahiri gönlümüzden düşürmesiyle artarak devam etti. Birlik ve hoşgörü çatısı altında siddiklar ve şehitler ile haşrolan millete önce ben sen dedirtilmesiyle kibrin, daha sonra biz siz söylemleri ile fitnenin tohumları başak verdi. Dilimiz söyler kulağımız dinler de duymaz, hakkımız olmayana el uzatır, gözümüzün görmediğine şahitlik eder olduk. Toplumun örf, adet, adalet, bilgi ve ahlakın hedef alanları; derdi "Allah Rızası ", yolu "resulün izi" olan bir milleti başka nasıl yıkabilirdi ki? Kainatın yaratıcısı binlerce anlama sığdırılamayacak İslamiyeti 6 asırlık Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye ile yorumlamıştı. Bir resme bakıp bin anlam çıkartabiliriz. Lakin Tarih bir resim değil, hakikattir ve hakikat tektir. Maalesef şu an en büyük eksiğimiz ve kaybımiz mana bütünlüğü.. Garip olan o haysiyetle yetişmemiş ve aynı ateşte pişmemiş kavrulmamis bir nesil olarak manayı yorumlayabiliyor olduğumuza inanıyor olmamız. Bir kez okuduğumuzu biliyor, bir kez gördüğümüzü seviyor, bir kez giydigimizi bir daha giymekten yüksünüyoruz. Birçoğumuz inandığı gibi yaşamıyor. Daha doğrusu ne yaşadığını, ne için yaşadığını bilmiyor. İşte bu kitabı tam da bu sebeple yazıyorum belki bir nebze olsun kaybettiklerimizi bilirsek neyi nasil kazanacagimizi da bilmiş oluruz... Baki selam, ebedi muhabbet ile... Nilhan Osmanoğlu Vatansever
Osmanlı’dan Bugüne Neyi Kaybettik?
Osmanlı’dan Bugüne Neyi Kaybettik?Nilhan Osmanoğlu · Profil Yayıncılık · 2017193 okunma
Reklam
544 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.