Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yoldan geçenleri izlerken "Ne çok insan var" diye düşündüm. Hepimiz bir yerlere gidiyoruz, birileriyle konuşuyoruz, çalışıyoruz, dinleniyoruz. Ne kadar çoğuz. Hepimiz ne kadar çok kendimizi önemsiyoruz. Hayallerimiz var. Çok azımız uyguluyor hayallerini. Uğraşıyoruz yinede. Belli bir yaşa kadar, bişey olmaya çalışıyoruz. Olamayanlarımız çocuk yapıyor, kendi olamadıklarını, onlar olsun istiyor. Kafamızdaki olmak istediğimiz insan da farklı farklı. Genelde çok zengin olmak istiyoruz. Sıradan olmayı hazmedemiyor birçoğumuz. Özel olmalıyız, en azından bir kişi için. Kafasında olmak istediği kişiyi olamamış biri olarak, başka bir olamamış ile ilişkiye giriyoruz. İki sıradan insan, birbirinin ne kadar özel olduğunu hatırlatıp duruyor. Aralarında biri hatırlatmayınca ilişkiyi kesip, başka bir sıradana hatırlatması için arayışa giriyor. Uzun süre hatırlatanlar belli bir zaman sonra sıkılıp evleniyor,baktılar ki ikisi de birbirine bunu anlatmaktan sıkılmış, çocuk yapıp onu dünyanın en özeli kılıyorlar. Seçildiği için, annesinin babasının sıradanlığını aşmakla görevlendiriliyor. İstediği gibi biri olmak yerine, anne-babanın kafasında olmak istediği ama olamadığı insanı olmak zorunda. Hayır demesi neredeyse imkansız... Bu hayır diyemeyenler de büyüyüp çabalıyor, olmuyor, birini buluyor, sıkılıyor, çocuk yapıyor... Bu kısır döngü, böyle sürüp gidiyor, gittikçe artıyoruz.
436 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Gördüğüm kadarıyla kitapların önemli bir kısmı dili, içeriği, etkisi, olay akışı, tutarlılığı, barındırdığı tasvirler gibi özelliklerin bir ya da ikisiyle öne çıkıyor. İnce Memed ise bana göre her anlamda çok iyi bir eser. Yaşar Kemal vefat ettikten sonra sosyal medyada çokça paylaşılan şu sözden sonra İnce Memed’i okumaya karar vermiştim: “Nerede
İnce Memed 1
İnce Memed 1Yaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 202357,8bin okunma
Reklam
OLGUNLAŞMAK... Can Dündar' dan... Artık eskisi gibi her hafta sonu birileri ile dışarı çıkmak istemiyorum. Beni yoran ilişkiler, yeni tanışmalar, yeni yüzler aramıyorum. Eski dostlukların da özetini çıkarmaya başladım. İlişkilerde tasarrufa gidiyorsun her şeyde olduğu gibi ve gereksiz insanları hayatından atmak istiyorsun. Yapmacık, inanmadan
68 syf.
10/10 puan verdi
Stefan Zweig'in psikolojik tahlillerinden bir kitap daha. Kadınların iç dünyasındaki en derinine yaşanan durumları, saplantıları, bazen saçmalıkları, abartıları, küçük de olsa umutları, kabullenişi, kendi yazmış olduğu hikayesinde oynamayı...vb gibi iç savaşlarımızı anlatan bir öykü. Frâulein çocuk yaşta beslediği karşılıksız saf aşk için yapmış olduğu bazı davranışları birçoğumuz yaşamışızdır. Fakat hiçbir kadın zannetmiyorum ki kendimizi paralayacak kadar iç dünyamızdaki düşüncelerimizi gerçek hayata yansıtalım..!!! Bir erkeğin gözünden bir kadının ruh hali bukadar anlatılırdı. Bu öykünün içinde kısım kısım kendimi buldum ve okurken; heyecan, gülümseme, acı gibi duyguların hepsini bir anda yaşadım. Harika bir kitaptı bayıldım.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224,9bin okunma
Değerlendirme
Belki de yabancı bir ülkede yaşayan birçoğumuz gibi, insanları iyice değerlendiremiyor, kişilerin resimlerine uygun birer çerçeve seçemiyordu. Kişi bunu ancak kendi ülkesinde yapabilirdi. Bunun için, bütün Amerikalıları aynı kefeye koyarak değerlendiriyor, bu temele dayanarak arkadaşlarını da o bölgenin rengini ve ulusal karakterini taşıyan örnekler olarak hoş görüyordu.
Sayfa 66
Brooklyn Çılgınlıkları
Nasılsın? İyiyim, ya sen? Birçoğumuz gün içerisinde böylesine bir diyaloğa kaç kez şahit oluyoruz? Peki, hangimiz bu cevap yerine, o an hissettiklerimizi söyleyebiliyoruz? Çünkü, biliyoruz ki karşımızdaki insanın da duymak istediği cevap bu. Oturup saatlerce ne siz derdinizi anlatmak istersiniz, ne de karşınızdakinin sizi dinleyecek zamanı
Reklam
Yaptığı evlilik ve seçtiği yaşam tarzı, Annesinin ona mirasıydı tıpkı milyonlarca kadının yaşadığı gibi. İnsanın yaşı kaç olursa olsun, birçoğumuz bir şekilde annemizin,babamızın bize uygun gördüğü hayatları yaşıyorduk.Ailesinin üzerindeki etkilerini reddettiğini savunanlar bile aslında ailesinin gölgesinden kurtulamıyordu.
Sayfa 386Kitabı okudu
976 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Sitedeki Dante - İlahi Komedya incelemelerinin hepsini okuyup, bir ara mutlaka bu en sevdiğim ve üç kez sil baştan Rekin Teksoy'dan okuduğum büyük esere inceleme yazacağım dedim kendi kendime.. Bugün işte bunu yapıyorum. Uzun olacak evet ama okuyacak birçok arkadaşımın olduğuna eminim... Dante'yi birçoğumuz belki İlahi Komedya sayesinde
İlahi Komedya (Cep Boy)
İlahi Komedya (Cep Boy)Dante Alighieri · Oğlak Yayıncılık · 20195,6bin okunma
200 syf.
7/10 puan verdi
Polisiye türünde oluşturulmuş 18 hikayeden oluşan bir Ahmet ÜMİT kitabı.Suçun,suçlunun ve suçluluğun temelinde yatan çeşitliliğe dikkat çekmiş yazarımız.Birçoğumuz suçun alt yapısında büyük nedenler,suçlunun bilinçaltında büyük çarpıklıklar ararız ya;hayır diyor Ahmet ÜMİT.Yaşlılığı ile vurulmuş bir kadın,mesleki onuruna günümüz emsallerini hakaret sayan bir radyo sunucusu,bir bayanın ilgisi üzerinden iddiaya girmiş iki gencin yenileni bile katil olabilir diyor.Bana göre suçun temelini;anlık,planlanmamış ama kontrol edilemez duygu sıçraması olarak çiziyor. "Aşk,köpekliktir"kitabında olduğu gibi,öykülerden oluşan bu kitabında da romancılığındaki tadı bulmak keyifli.Çok sevdiğim bir yazar.
Şeytan Ayrıntıda Gizlidir
Şeytan Ayrıntıda GizlidirAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201311,4bin okunma
68 syf.
·
Puan vermedi
Aslında küçük bir obsesyon gibi gözüken bir şeyin insan hayatını nelere çevirebileceğinin öyküsüdür kanımca. yani onu hiç tanımamıştır bile meçhul kadın, kafasında bir adam yaratmış ve nasılsa hayatını ona adamıştır. kendine başka bir konu başlığı seçse çok farklı olabilirmiş gibi hayatı. ama sorun da burada ki seçimlerimizi bilinçli yapmıyoruz ve aslında birçoğumuz meçhul kadın gibi 13 yaşının sekellerini yaşıyor yalnızca. ama zweig yine de yüreğimi dağladı be.
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022224,9bin okunma
Reklam
336 syf.
9/10 puan verdi
·
18 günde okudu
Daha önce bu tarz psikolojik kitaplar okumamıştım. Psikolojik kitaplara okuduğumdan etkilenip yazdığım kitabıma da yansıtırım diyerek genelde temkinli yaklaşıyorum. Tabi bu kitap benim yazdığım tarzdan farklı olması sebebiyle beni etkilemekten çok daha fazlasını yapıp ufkumu açtı. Konusu sandığımız gibi bir olay örgüsü çerçevesinde psikolojik
Bir Psikiyatristin Gizli Defteri
Bir Psikiyatristin Gizli DefteriGary Small · NTV Yayınları · 201630,3bin okunma
Radyoda söylediler haberlerde şimdi, yine biri ayrılmış gitmiş Onu sevenler ne kadar da üzülmüşlerdir, kimbilir? Aslında ölüm üzücü bir şey değil, insanların üzülmelerinin sebebi, onu özleyişleri, bir daha göremeyecek olmaları. Ama bunun farkında değil insanlar, ölümü kötü bir şey, korkulacak bir şey sanıyorlar. Birçoğumuz öyle. Ben ölmekten değil, ama sevdiklerimi yitirmekten korkuyorum. Tanrı bizi ayırmasın. Her zaman dilemişimdir ki öleceksek, ne aptalca bir laftı, tabii ki öleceğiz ama sanki hiç, yaşlanmayacak, büyümeyecek ve hatta ölmeyecekmişiz gibi geliyor. Evet her zaman sevdiklerimle, özellikle de ailemle birlikte ayrılmayı dilemişimdir.
Sayfa 236Kitabı okudu
Bugünün bir daha asla geri gelmeyeceğini, bugün de düşünmedi birçoğumuz. Eşsiz ve telafisiz olduğunu unuttu. Hakkını vermeye, hakkıyla yaşamaya ihtimam göstermedi. Yine bol bol, ölüm diye bir şey yokmuş gibi davranıldı. Bugün de, olması arzulanan ve olabilmesi halihazırda elde olanlar için "Bir ara bakarım" denildi. Tebrikler! Ölüm döşeğindeki pişmanlıklar ve keşkeler yığınına bir "bugün" daha eklendi. O dillere destan film şeridimizde, burun kıvırarak seyredeceğimiz bir karemiz daha oldu.
Birçoğumuz filmlerdeki gibi yaşarız hayatımızı. Yapımcısı, senaristi, yönetmeni ve başrol oyuncusu biz oluruz. Filmin akışını belirleyen ise seçimlerimiz olur. Menfaatimiz söz konusu olduğunda ise, hiç çekinmeden filmin kötü karakteri olabiliriz. Hemen herkes dev bütçeli, büyük hasılatlı, her dalda ödüllü bir film olsun ister hayatı. Buna rağmen çoğumuzun filmi, vasatın altında, birbirini tekrar eden hikâyelerden ibaret kalır. Her bir senaryo, eski, siyah beyaz bir filmin yeni oyuncular ile günümüze uyarlanması gibidir. Oysa senarist, yönetmen ve başrol koltuğu elinde olan biri için film, daha iyi çekilmeli ve daha iyi bir sonla bitmelidir. Christopher Booker, The Seven Basic Plots (Yedi Temel Konu/Tema) isimli çalışmasında dünya edebiyat tarihinde kurgulanan eserlerin yedi temel konu etrafında şekillendiğini ortaya koymuştur. Çekilen dizi ve film senaryolarının tamamına yakını da genel olarak bu yedi temadan birini içerecek şekilde kurgulanmaktadır. Dolayısıyla hepimizin bu hayattaki hikâyesi, aşağı yukarı benzer senaryolara dayanır. Zannedildiği gibi çok farklı değildir. Oysa bizi sadece dünya mutluluğuna ulaştıracak bir son yeterli gelmemeli, asıl film öldükten sonra başlayacak demeli ve buradaki filmimizin ancak bir ön gösterim olduğunu bilmeliydik. Bununla birlikte bu filmin tek gösterimlik olduğunu ve bir sahne çekildikten sonra olmadı baştan çekelim deme imkânımızın bulunmadığını da bilmeliydik. Canlı yayındaydık her birimiz. Üstelik yayın her an kesilebilirdi. Belki de içinde bulunduğumuz şu an, kendimizi gösterip ispat edebileceğimiz son sahnemizdi.
Sayfa 38
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.