Gökyüzü var ya, bir çeşit imkansızlıktır Hayrişçiğim, en azından ayağı yere basanlara. Ben o yüzden işte, gökkubbe sözcüğünü severim daha çok. Gökyüzü değil ama gökkubbeyi hep şefkatin mekanı olarak anlamışımdır ben, öyle yakıştırmışımdır. Kubbe. Ne güzel değil mi, ne kadar şef k atli. Nasıl çın çın...
Sayfa 70 - Metis Yay. İlk Basım: Şubat 2016
Aşiq Er Carek • Melayê Cizîrî
`Aşiq er carek ji bala lê bidit berqa mecaz Dê li nik sahibdilan hetta ebed bit serferaz Keşfa esrarê şifatan bêmehebbet nabitin Sûretê esma divêtin da bikîn jê fehim raz Lami`a husn û cemalê dê ji `ilmî bête `eyn `Işq-i da jê hilbitin kê dî heqîqet bêmecaz Husn û hub bê yek du nabin dê bikin şah û geda Nûr-i nadit şu`leya Mehmûd-i bê şem`a
Reklam
Bilbil û Gul
Bilbilê dilkul dinalî, Her li ser dêmên gulê, Gul çi zanî ku li ser kê, Wer dinalî bilbil e? Pertewa dêmên sipî Carek li dil ku ew nedî çend bikî qêrîn û zarî
Ama ne garip, bana çoook sıcaktın. Ben de sanki senin sıcaklığını özlemiş gibiydim. Seninle çok garip merdivenlerden inip, çok garip odalara girdik. S E N i Ç O O O K O Z L E M İ Ş M İ Ş İ M D İ .
k e s if s u Puslu ve san bir çin sabahı gibiyim bazen Sağım solum kış, şehir, Üstüne ay mavisi düşmüş bazen uzak nehir... Dünya bana göre bazen, bazı zehir...
Birkaç gece seni rüyamda gördüm. Ben çok üzgündüm. Bir yerden, bir şeyi kurtaramamış olarak dönüyordum. Mekânlar çok garip yerlerdi. Tanımıyordum. Seni çağırsaydım belki sen tanırdın. Çok üzgündüm. Çok yorgundum. Çünkü kurtaramamıştım. Oysa ki, kurtarabilmek için "o şeyi" kan ter içinde kalmıştım. Tanrıya çok yalvarmış, çok yakarmıştım. Sonra, garip şekilde bu rüyanın bitişinde sen vardın. Yanağına dayanmış elin vardı. Gözlerinde uykusuzluk, rutubet vardı. Ama ne garip, bana çoook sıcaktın. Ben de sanki senin sıcağını özlemiş gibiydim. Seninle çok garip merdivenlerden inip, çok garip odalara girdik. S E N İ  Ç O O K  Ö Z L E M İ Ş İ M D İ.
Sayfa 98 - Metis Edebiyat / 10. Basım
Reklam
20 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.